"2004 yılında meskenlerde tek terimli/tek zamanlı elektrik TL/kWh birim fiyatı 0,158 TL/kWh iken 2008 yılında bu fiyat 0,189 TL/kWh’ye, 2012 yılında ise 0,299 TL/kWh’ye yükseldi. 2013 yılına geldiğimizde elektrik birim fiyatı 0,359 TL/kWh, 2015 yılında 0,393 TL/kWh, 2016 yılında 0,407 TL/kWh, 2018 yılında ise 0,448 TL/kWh’ye, 2019 yılında 0.537 TL/kWh’e yükselerek 15 yılda ortalama %240 oranında artış olmuştur.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Meclis’te kendisine yöneltilen bir soru önergesinde sadece 2012-2017 yılları arasında 5 yılda elektrik enerji tariflerinde 7 kez düzenleme yaptıklarını, yani 5 yıl içinde değişik aralıklarla 7 kez zam yapıldığını açıklamıştır.
Zamların yanında, temel, ulaşılabilir, ucuz olması gereken elektriğin satışı özel dağıtım şirketlerine özelleştirme ile verilme yoluna gidilmiştir. Bugün Enerji Dağıtım Şirketlerinin bankalara olan borcu 50 milyar doları aşmıştır. Önümüzde Türk Telekom örneği olanca çıplaklığı ile durmaktadır.
Ciddi borç batağına giren Elektrik Dağıtım Şirketlerinin de benzer akıbetle karşılaşma ihtimali oldukça yüksektir. Türk Telekom örneğinde olduğu gibi dağıtım şirketlerinin banka borçları Hazine’ye dolayısıyla halkın cebine yansıması kaçınılmaz gibi gözüküyor. Dağıtım şirketleri bu bataktan çıkmak için elektrik fiyatlarının arttırılmasını istedikleri gün gibi aşikarken elektrik fiyatlarında seçim öncesi yüzde 10 indirim yapılıp; dağıtım şirketlerine fatura üzerinden yüzde 15,7 kaynak aktarılarak dağıtım şirketleri bir nebze de olsa rahatlatılma yoluna gidilmiştir.
Grafikte görüldüğü gibi 2004 yılında aylık tüketim miktarı 250 kWh olan 4 kişilik bir ailenin aylık fatura ödemesi 39,5 TL iken, 2019 yılında 250 kWh elektrik tüketen aynı ailenin ödediği aylık fatura bedeli 134,25 TL’ye ulaşmıştır.
Buradan iktidara sesleniyoruz; elektrikte, suda, doğalgazda da tanzim satışları başlatılsın! Halka ucuz, temiz, ulaşılabilir elektrik, doğalgaz satışları tanzim satış kanalıyla sunulsun."