MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem, mecliste Elazığ'ın Maden ilçesinde heyelan riski bulunan 510 ev ve iş yerinin tahliye kararına ilişkin basın toplantısı düzenleyerek konuya dikkat çekti. Erdem, "Elazığ Maden ilçemizdeki sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması, doğal olmayan afet alanındaki binlerce insanın mağduriyetinin bir an önce giderilmesi hepimizin borcudur" dedi.
Emlak Kulisi'nde yer alan habere göre Maden'in tehdit altında olduğuna yönelik üniversiteler ve ilgili kurumların raporunu anımsatan Erdem, Haziran 2018'de bazı hak sahiplerine tahliye hususunda tebligat yapılmışken daha sonra bu işlemlerin kim tarafından ve ne amaçla durdurulduğunu sorusunu sorarak olayın önemine dikkat çekti.
Erdem, Elazığ Valiliği tarafından afet bölgesi olarak duyurulan bölgenin 5 gün içerisinde ivedilikle boşaltılması anlattı. Erdem, aksi takdirde söz konusu alanlarda elektrik, su gibi hizmetlerin durdurulabileceğinin açıkladı. Erdem sözlerini şöyle sürdürdü: "500'den fazla konut ve iş yerinin alternatif alan yaratılmaksızın 5 gün içerisinde taşınmaya zorlanması ne hak ne adalettir. İş yerlerinde evlerini 5 gün gibi bir sürede afet riski bulunmayan alana taşıma zorunluluğu binlerce kişiyi mağdur etmiştir. Böyle bir konuda bu zamana kadar neden bir alternatif alan oluşturulmamıştır, neden vatandaşı zorlamak yerine heyelan önleyici çalışmalar yapılmamıştır? Neden bakır işletmelerinin heyelanı tetikleyici etkisi ortadan kaldırılmamıştır? Neden son dakikaya kadar beklenmiştir? Neye istinaden 5 gün içerisine boşaltılması istenmektedir?"
Haziran 2018'den bu yana bir çözüm üretilmediğini anlatan Erdem, şu açıklamaları yaptı: "Mülk sahibi ve kiracıların mağduriyetlerini gidermek adına acilen bir kriz masası oluşturulması gerekmektedir. Binlerce kişiyi kendi çaresizliğine terk etmek hepimizin vicdanını sızlatacaktır. Bakır işletmeleri, söz konusu alanlardaki binlerce kişinin mağduriyetine sebep olmuştur. Bu kadar mağduriyete sebep olan firmaya bir cezai yaptırım uygulanmış mıdır? Elazığ Maden ilçemizdeki sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması, doğal olmayan afet alanındaki binlerce insanın mağduriyetinin bir an önce giderilmesi mutlak ve mutlak hepimizin borcudur."