Yüzölçümünün yüzde 42’si deprem kuşağı üzerinde bulunan Türkiye’de nüfusun yüzde 99’u deprem olasılığı yüksek lokasyonlarda yaşıyor. Olası bir depremde can ve mal güvenliğini sağlayabilmek için dayanaklı binalar inşa etmenin yanı sıra yapıları depreme dayanıklı sistemler ile koruyarak, deprem esnasında oluşabilecek riskleri minimize etmek de hayati önem taşıyor. Yapılardaki önemli sistem çözümleri arasında yer alan su depolama sistemleri de binaların sağlamlığının maksimize edilmesinde ve bireylerin güvenli yaşam alanlarına sahip olmalarında önemli rol oynuyor.
Su depolama sistemleri alanında yapılara yüksek katma değerli çözümler sunan Ekomaxi, 17 Ağustos depreminin 23’üncü yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada su depolama sistemlerinin yapı güvenliğindeki önemine dikkat çekiyor.
Ekomaxi Uzmanları, geleneksel sistemler olarak adlandırılan betonarme su depolarının depremler ve sarsıntılar nedeniyle zamanla statik taşıyıcılığını kaybettiğini ve hatta depremin şiddetine göre sızdırma problemlerinin oluşmasına neden olduğunu vurguluyor. Geleneksel depolama sistemlerde depremden kaynaklı olarak oluşan çatlaklar ise binanın yük taşıma kapasitesini düşürerek, yapının ömrünü kısaltıyor.
GRP Su Deposu
Ekomaxi Uzmanları, deprem gerçeğinin yarattığı riskleri en aza indirmek amacıyla binalarda ağır hasar oluşturabilecek betonarme depolama sistemleri yerine suyu güvenli bir şekilde depolayan “GRP Su Deposu Sistemleri”nin tercih edilmesini öneriyor.
Ekomaxi’nin Güney Kore’den gerçekleştirdiği know-how teknoloji transferiyle ürettiği “GRP Kompozit Modüler Su Deposu” teknolojisi, yüksek mühendislik malzemesi olarak tanımlanan ve SMC olarak adlandırılan “cam elyaf takviyeli kompozit malzeme” ile üretiliyor. Ekomaxi Uzmanları, GRP su deposunun sahip olduğu donanımsal özellikler nedeniyle depreme karşı yüksek dayanıma sahip bir teknoloji olduğunun ve sistemin gelişmiş toplumlarda oldukça yaygın olarak kullanıldığının da altını çiziyor.