Sürdürülebilirlik prensipleriyle üretilen ekolojik binaların maliyetleri her geçen gün daha karşılanabilir bir seviyeye geliyor.
Eskiden sağlıklı beslenmek isteyen kişiler, sağlıklı ürünler satan dükkanlara ya da özel restoranlara gitmek ve bunun için yüksek bedeller ödemek zorundaydılar. Günümüzde artık fast-food restoranlarında bile sağlıklı beslenmeye yönelik seçenekler, diğer yiyeceklerle eşdeğer fiyatlara sunuluyor.
Benzer bir durum, son yıllarda gayrımenkul yatırımlarında da gözlemleniyor: doğayla dost, sağlıklı binalara olan talep artarken, ekolojik binalar yaygınlaşıyor ve maliyetleri makul seviyelere geliyor.
Daha 10 yıl öncesine kadar ekolojik binaların getirdiği ek maliyet % 20 seviyesinde iken, günümüzde bu oran % 1- 9 arasında seyretmeye başladı. Bunun en önemli nedenleri arasında, yükselen enerji maliyetleri ve ekolojik binaların işletme verimliliğinin geliştirilmesi yer alıyor. Alışılagelmiş sistemlere göre ekolojik binaların ilk yatırım maliyetleri biraz daha yüksek olsa da, uygun bir seçenek olarak ortaya çıkıyor.
Ekolojik binalarla geleneksel binalar arasındaki farkın azalması, ekolojik binaların devrinin yaklaştığının bir işaretçisi. Ekolojik malzeme pazarının genişlemesi, bu alanda eğitimli tasarımcı sayısının ve ekolojik yapılar üzerine uzmanlaşan yatırımcı ve müteahhit sayısının artmasıyla ekolojik yapıların maliyetleri düşmeye başladı.
ABD’de ‘ekolojik yapı malzemeleri’ pazarında, Amerikan Ekolojik Yapılar Konseyi (USGBC) verilerine göre 7 milyar dolar ile geçtiğimiz yıla göre % 37’lik bir büyüme gerçekleşti. Sektörün büyümesi ve uzmanlık alanının derinleşmesiyle birlikte yapıların maliyetleri de düşmeye başladı.
Ekolojik bir binayı tasarlarken önemli olan tasarım elemanlarını birbiriyle bütünsel bir biçimde kullanabilmek. Örneğin ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme sistemlerine yapılan yatırımı, yerel bitkiler kullanarak yapılmış peyzaj düzenlemesi ve biriktirilen yağmur suyundan sağlanan sulama gibi önlemlerle dengelemek olası.
İşletme giderleri açısından bakıldığında ise, bir binada inşaat maliyetini artırıcı unsurlar olarak görülen birinci sınıf giydirme cephe ve ekstra izolasyonun, kullanım sırasında kışın sıcak havayı içeride tutması, yazın da güneş ışınlarını yansıtması nedeniyle, daha küçük bir ısıtma ve soğutma sistemi kullanmaya olanak tanıması örnek olarak gösterilebilir. Binanın ömrü boyunca kullanım maliyetleri hesaplandığında, enerji tasarrufunun yanısıra işletme giderlerinin de düşeceği görülebilmektedir.
Madalyonun diğer yüzünde ise ekolojik binaları kiralayanların elde edebileceği kazanımlar bulunuyor. Şirketler, çalışanlarında başağrıları ve solunum yolu hastalıklarına neden olan sağlığa zararlı yapı malzemelerini içermeyen ekolojik yapıları, daha sağlıklı ortamlarda çalışmaktan kaynaklanacak verim artışı nedeniyle tercih ediyorlar. Amerikan Çevre Koruma Ajansı tarafından yapılan bir araştırma, sağlıksız binaların neden olduğu hastalıklar ve verim kaybı nedeniyle meydana gelen işgücü kaybının maliyetinin yılda 180 milyar doları bulduğunu ortaya çıkardı.
Bu verilere dayanarak, 1970’lerde hizmete açılmasının üstünden henüz beş yıl geçmeden ‘sağlıksız bina’ olarak etiketlenen Texas Üniversitesi Hemşirelik Okulu, 2004 yılında 42 milyon dolarlık yatırımla, ekolojik bina prensipleriyle yeniden inşa edildi. Yaklaşık 18 bin metrekarelik alanıyla 8 katlı olan bina ülkenin en büyük ekolojik binalarından biri olurken, geleneksel metotlarla yapılmış bir projeye göre sadece % 4 daha pahalıya maloldu. Ancak aynı bina işletme ve bakım giderlerinde % 65’lik bir avantaj sağladı. İnsanlara çalışmayı tercih edecekleri yeşil ve güzel mekânlar sunmak da işverenler tarafından çalışanlarına karşı güzel bir yaklaşım.
Ekolojik binaların tercih edilmesinin bir diğer nedeni de sürdürülebilirlik kriterlerinin etkin olması nedeniyle finansal kiralamaya (leasing) uygunluğu. Bu eğilimin devam etmesi durumunda, sürdürülebilir binalar alışılagelmiş binalara oranla daha çabuk ve daha yüksek fiyatlara kiralanabilecek. Ayrıca 20 yıllık bir binaya metrekaresi 15 dolardan yerleşip, ek olarak elektrik giderlerine 5 dolar ödemek yerine, ekolojik bir binanın metrekaresine 16 dolar ödeyip elektrik giderleri için 1 dolar ödemek herkese daha mantıklı gelecektir. Çalışanların da sağlıklı bir binaya yerleşmesi bu durumun bir diğer avantajı.