Düzce Depremi, Büyük İstanbul Depremini Tetikler Mi?



Kandilli  Rasathanesi verilerine göre 17 Kasım Çarşamba günü saat 15:40’da Düzce'de 5.2 büyüklüğünde deprem yaşandı. AFAD ise depremin büyüklüğünü 5.0 olarak açıklarken, depremin merkezde gerçekleştiğini duyurdu. Sarsıntı, İstanbul, Sakarya, Kocaeli, Bolu ve Bursa'da da hissedildi.

Depremin ardından Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Depremin yaşandığı bölgenin haritasını paylaşan Görür şu ifadeleri kullandı:

“Düzce-Çilimli civarında KAF'ın kuzey kolu üzerinde 5,3 büyüklüğünde deprem oldu. Bu deprem muhtemelen zon içerisinde, 12 Kasım 1999'da kırılmamış olan küçük bir fay parçası tarafından üretildi. Endişe edilecek bir durum yok zira buradaki enerji 12 Kasım depreminde boşalmıştı. Bazı arkadaşlarım soruyorlar, Düzce'de deprem olmuştu, niçin şimdi deprem oluyor diye. Arkadaşlar, bir fay kırılıp deprem üretirse biriktirdiği stresin tümünü boşaltmayıp kendi uzantısı veya yakın çevresine transfer edebilir veya fayda kırılmamış yerler kalabilir. Bu noktalar da zamanla kırılıp daha küçük depremler oluşturabilir. Düzce'de böyle bir durum oldu. Ancak, 12 Kasım depremini üreten fay zonu daha uzun zaman 12 Kasım büyüklüğünde bir deprem üretemez.”

Reklam Goruntulenme Bolumu

Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ise şunları söyledi: “17 Kasım 2021'de öğlen sonu Düzce Kilimli'de 5.2 büyüklüğünde bir deprem olmuştur. Bu deprem 1999 yılında 12 Kasım'da Düzce'de olan 7.2'lik depremle boşalan enerjinin boşalmamış kısmıdır. O tarihte yaptığım açıklamalarda yaklaşık bölgenin 5.6- 5.7'lik bir depreme gebe olduğunu belirtmiştim. O deprem oldu. Bu depremden daha büyük bir deprem beklemiyorum.”

“Hissedilmeyle etkilenme birbirinden farklı şeyler”
Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı ve İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy da şu ifadeleri kullandı: “Bu depremi İstanbul’da hissedince vatandaşlar, Marmara’da bir deprem olduğunu düşündü ama bu doğru değil. 5 büyüklüğündeki depremin yeri Düzce. Düzce’deki deprem oradaki pek çok fay üzerinden bir tanesi. Biliyorsunuz 1999’da da, 12 Kasımda da 7.0’ın üzerinde deprem olmuş, yıkımlar yaşanmış, can kayıpları olmuştu. Bu deprem de Kocaeli depreminin devamıydı. Bu 5.0 büyüklüğündeki deprem, Bolu ile İstanbul arasında hissediliyor. Tabi hissedilmeyle etkilenme birbirinden farklı şeyler. Bunu karıştırmamak gerek. Bunu şunun için söylüyorum. İstanbul’daki vatandaşlar çok panikliyorlar. 5 büyüklüğündeki depremi hissettikleri için etkileneceklerini düşünüp, bir yerlerden atlayanlar, sokaklara kaçanlar oluyor, çok tehlikeli işler.

5 büyüklüğündeki depremden sonra depremin olduğu yerde vatandaşların bir süre sonra korkularını atmak için, tedbiren sokağa çıkabileceklerini söyleyen Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama bunu şunun için söylemiyorum. ‘Arkadan daha büyük bir deprem geliyor. O yüzden sokaklara çıkın.’ değil. Ben bilgiliyim ama yetkili değilim. Yetkililer, yani valilik ve AFAD’ın yapacağı açıklamaları vatandaşların dikkate alması gerekiyor. Bu arada saçma sapan haberler yayılabilir. ‘5’den sonra 7 büyüklüğünde deprem geliyor.’ falan gibi. Vatandaşların bunlara inanmaması gerekiyor.”

 “Bu Deprem Marmara Depremini Tetiklemez”
“Ben sadece burada o bölgenin teknik, jeolojik durumunu açıklamaya çalışıyorum. Bu deprem Marmara depremini tetiklemez. Çünkü arada Kocaeli depreminin olduğu koca bir fayzonu var. Zaten Kocaeli depremi Marmara’ya bir gerilim yüklemişti. Düzce depreminin yüklemesi mümkün değil. 1999 depremi de en son Bolu Dağı’nda bitmişti. Dolayısıyla Doğu’ya doğru bir gerilimin olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yani Bolu’dan sonraki Kuzey Anadolu Fayı üzerinde bazı büyük depremlerin yaşanması olasıdır gelecek zaman içinde. Ama bu 5 büyüklüğündeki depremin, büyük bir depremi hemen tetikleyebileceği gibi bir mesaj çıkmaması gerekiyor. Hele İstanbul için bunu panikletebilecek bir haber gibi düşünmemek gerekiyor.”

Reklam Goruntulenme Bolumu

“Son günlerde yaşanan depremler bize şunu gösterdi. Konya’da Malatya’da sağda solda her yerde oluyor. Biz bir deprem ülkesiyiz. Yüzde 92’si deprem bölgesi diye geçer, bu yanlış. Türkiye’de depremden etkilenmeyecek hiçbir bölge yok. Dolayısıyla Türkiye’nin yüzde yüzünün deprem bölgesi olarak kabul edilmesi gerekir. Hayatımızı sokaklarda geçiremeyiz. Yapacağımız iş, güvenli binalar yapmak. Depremde en güvenli yerler olan evlerimiz içinde depremi hissetmek. Çünkü yıkılmayacaksa hissetmeniz, etkileneceğinizi göstermez. Sağlam binalar kurtarıcıdır. Sokaklarda ne kadar kalabilirsiniz, günlerce aylarca kalamazsınız.”

“Türkiye’de 18 milyon bina var. Bunun 4 milyonu İstanbul’da. Marmara’nın genelinde 6 milyon bina var. Bunların önemli kesimlerinde hasarlar olabilir. Bu nedenle kentsel dönüşümde binaları iyileştirmek, çok kötü olanları yıkıp yeniden yapmamız gerekiyor. Bizim tek kurtuluşumuz o. Çünkü deprem ülkesiyiz. Çürük yapılarımız depremden etkilenecektir. Sağlam binalarda depremi atlatmamız için mutlaka sağlam binalar inşa etmemiz gerekiyor.”