Konserve usulü yaşam vardır New York’ta.
İstif gibi üst üste, en az alana en çok ne kadar insan sığdırılır mantığıyla
insanlar bu şehirde kendi minnacık kutularında, çoğunlukla konforsuz ve karanlık
evlerinde, eski tip mutfaklarında yaşarlar.
Dışarıdan bakıldığında -o pek afilli gözüken gökdelenlerin içi böyledir işte-
hemen hemen bir örnektir evlerin ve o evlerdeki yaşam biçimlerinin hepsi. New
York şehrinde çalışanların çoğu zaten bu yüzden bu şehirde yaşamazlar. Ne
kadarsa ne kadar - o yol çekilir, çekilir ki yaşanılan ev bir şeye benzesin,
dolaplara biraz daha bir şeyler sığsın, ah mümkünse birazcık da güneş girsin
eve... Zaten son derece eski bir şehirdir New York, bunu metro istasyonlarının
en yenisinin bile bariz eskiliğinden, her yerde fink atan boy boy farelerden
anlayabilirsiniz. Buralılar alışkındır buna, Türkiye’de nasıl sokak kedilerine
şaşırmıyorsak mesela...
Bütün bu berbat koşullar altında kiraların ve ev fiyatlarının da duruma uygun
olmasını, yani ucuz olmasını beklersiniz değil mi? İşte bu mümkün değil, çünkü
bu acımasız şehrin belki de en çok çektirdiği konu kiraların yüksekliği. Bırakın
ev tutmayı, basit bir evde öylesine bir oda tutmanın bile fiyatı 400 dolardan
başlıyor... Muhit iyileşip, apartman kötünün iyisi oldukça da kiralar akla
hayale gelmez oluyor tabii ki.
İşte böyle bir emlak piyasasının olduğu New York, bugünlerde kendisini bile
şaşırtan bir haberle karşı karşıya. En kötü evlere verilen en mantıksız paraları
bile bir yerde anlayabilen New York halkı, işte bunu anlayamadı: West
Village yani Batı Köyü’nde New York’un en en en dar apartmanı
2.75 milyon dolardan satışa çıktı, yani neredeyse 4
trilyon!
Boğaz’da yalı mı kardeşim bu desen değil, manzarası var mı dersen yok, tek
özelliği iyi bir semtte ve eski tip bir Dutch mimarisi örneği olması. Ama hepsi
bu kadar. Dört katlı bu evin, hiçbir katında oda yok. Her kat açık, yani birer
oda kadar. New York şehrinin en dar binası demeleri boşuna değil, bir nevi dört
tane odayı üst üste koyup bir apartman yaratmak gibi bir şey.
Ve şimdi New York soruyor birbirine, “hangi aklıselim bu eve bu ekonomide bu
kadar parayı verir ve güle oynaya içinde yaşayabilir” diye. Tamam, zamanında
Cary Grant da oturmuş bu evde, çok güzel ama eskidenmiş
onlar... Mutfağına neredeyse iki fırının bile yan yana giremeyeceği bu ev için
şimdiden kuyruklar varmış, kim oldukları şimdilik açıklanmayan.
Diyebilirsiniz ki, bu ne saçmalık, böyle çılgın paralar verip bu kadar kötü
yerlerde yaşamak mı olurmuş, bunun adı New York olsa ne olur, Ibiza olsa ne olur
diye. İnanın haklısınız, ben de aynı şeyi düşünüyorum, bir ton balığı olma
korkusuyla bu milyonlarca konservenin içinde.