‘Dünya Tarihinde Bizans ve Osmanlı Medeniyetleri’ Sempozyumu
Çok sayıda tarihçinin katılacağı ve 23 Ekim Cumartesi gününe kadar
Bizans ile Osmanlı İmparatorluklarınındünya
tarihindeki yeri ve öneminin tartışılacağı, ‘Dünya Tarihinde
Bizans ve Osmanlı Medeniyetleri’ başlıklı sempozyum
başladı.
İstanbul Şehir Üniversitesi ile Dünya Tarih Birliğince
düzenlenen sempozyumun açılış töreni Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda
gerçekleştirildi. İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gökhan
Çetinsaya, burada yaptığı konuşmada, dünya tarihini anlamak için yapılacak bir
çalışmada, Bizans ve Osmanlı medeniyetlerinin mutlaka yer alması gerektiğini
bildirdi.
Çetinsaya, bu iki imparatorluğun etkilerini kavramanın zor
olduğunu, ancak onların varlığını inkar etmenin, bugün bilinen anlamdaki
medeniyeti inkar etmek anlamına geldiğini belirterek, ''Bu iki imparatorluk, 16.
yüzyıl boyunca dünyanın büyük parçasına hakim olmuştur. Unutulmalarına rağmen,
ruhları hala tüm dünyada yankılanıyor'' dedi.
Dünyanın önde gelen
Osmanlı ve Bizans araştırmacılarının, iki büyük imparatorluğun dünya tarihindeki
yeri ve önemini tartışmak için İstanbul'da bir araya geldiklerini ifade eden
Dünya Tarih Birliği Başkanı Alfred Andrea da bu medeniyetlerin her ikisinin de
haksız olarak, dünya tarihinin kenarına itildiklerini söyledi.
''Ön Yargılı Düşünceler Günümüzde de Paylaşılıyor''
Dünya tarihinin makro olduğunu dile getiren Andrea, dünya
tarihinin, politikadan ve diğer olgulardan daha önemli olduğunu belirterek,
''Çünkü bununla toplumların nasıl etkileşim içinde bulundukları açıklanacak''
dedi.
Andrea, Bizans tarihinin, genellikle Amerika ve Avrupalı
tarihçiler tarafından göz ardı edildiğini ve bu durumun ortaya çıkmasındaki ön
yargıları bugünkü bazı tarihçilerin de paylaştığını vurguladı.
Batı
dünyasında, Bizans tarihi ile özellikle Haçlı seferleri ile ilgili pek az kitap
bulunduğuna işaret eden Andrea, Bizans tarihinin daha çok araştırılması gereken
bağlantıları olduğunu, araştırma yapılmayıp önem verilmemesinin de cahillikten
ve ön yargıdan kaynaklandığını söyledi.
Batı medeniyetlerinin, Osmanlı
İmparatorluğu'nu da her zaman işgalci olarak gördüğünü ifade eden Andrea,
Osmanlı ile ilgili de çok yanlış ön yargılar olduğunu ve dünya tarihinde uzun
süre var olan iki devlet hakkında daha çok çalışma yapılması gerektiğine dikkati
çekti.
''Haklarında Bir Kitap Yazılmaya Bile Değer
Düşünülmemiştir''
Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen
''Medeniyetler ve Dünya Tarihi'' konulu panelde konuşan, İstanbul Şehir
Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Karpat da Osmanlı ve Bizans
İmparatorlukları hakkında yapılan çalışmaların hak ettikleri ilgiyi Batı
dünyasından görmediğini bildirdi.
''Hatta ve hatta bu imparatorluklar
hakkında bir kitap yazılmaya bile değer görülmemiştir'' diyen Karpat, bu durumun
az da olsa son yıllarda olumlu yönde değişmeye başladığını
belirti.
Karpat, durumun düzeltilmekte geç kalındığını ve konunun
öneminin anlaşılmasının artmasına rağmen hala hak ettiği ilgiyi görmediğini
ifade etti.
Bunun nedenin, her şeyden önce, bu tarihin mirasını almış
olanlar, yani Türkler ve Yunanlılar olduğunu vurgulayan Karpat, ''Bu konuda
Türkiye'de yapılması gereken pek çok şey var. Çünkü medeniyetlerin ve
kültürlerin en önemli karşılaşmaları bu topraklarda olmuştur''
dedi.
Panele katılan, George Mason Üniversitesi öğretim görevlisi Peter
Stearns ise sempozyumun, konvansiyonel bir dönemin yeniden gözden geçirilmesi
olacağını, bu yüzden, konferansın bölgesel medeniyetler üzerine odaklandığını
söyledi.
Bu medeniyetlerin daha ayrıntılı bir biçimde incelenmesi
gerektiğine değinen Stearns, şunları kaydetti: ''Belirli dönemlerde bir
mutabakata varmak zorunda olduğumuz için daha çok araştırma ve inceleme
yapmalıyız. Tarih kitaplarının çoğu Amerikalılar tarafından yazılmıştır. Bizans
olgusu dönemsel olarak ele alınmıştır. Ancak dünya konvensiyonel araştırmaları
19. yüzyılı kapsar ve bu dönemi ele alır'' diye konuştu.
Birçok önemli
tarihçiyi bir araya getiren sempozyumun oturumları, yarın ve 23 Ekim Cumartesi
günü, İstanbul Şehir Üniversitesinin Altunizade Yerleşkesi'nde
gerçekleştirilecek. Sempozyum, 24 Ekim Pazar günü düzenlenecek İstanbul gezisi
ile sona erecek.