Dünya Mimarlık Günü'nde Türkiye'nin Mimarlık Gündemine Ütopik Bir Bakış
Bugün (06.10.2008) Dünya Mimarlık Günü. Her yıl Ekim ayının ilk Pazartesi
günü, Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı (UN Habitat) ve
Uluslararası Mimarlar Birliği’nin (UIA) ortak ve paralel etkinlikleri olarak
kutlanan “Dünya Mimarlık ve Konut Günü”, elbette tüm ‘gün’ler gibi, belli bir
meslek alanını, sosyal sorumluluk konusunu veya toplumsal / popülist kavramı öne
çıkarmak, bu alanları tartışmaya veya doğrudan tüketime açmak şeklinde
özetlenebilecek bir amaç/hedefe sahip.
UIA’nın “Daha Güzel Bir Geleceğin Mimarı Çocuklar Olsun!”
şeklinde sloganlaştırdığı 2008 Dünya Mimarlık Günü için “tüm anavatan, yabancı
elçilikler ve yavru vatan Kıbrıs”ta kutlamalar ve şenlikler düzenlenmiyor
olabilir. Ama bu günün ‘anlam ve önemini’ birazcık olsun hatırlatmak veya
alçakgönüllü bir romantizme boğulmadan konuşmak mümkün.
Yani Haydarpaşa’nın geleceği, Sulukule’nin akıbeti, 2B
arazileri, üçüncü köprü beşinci viyadük hararetlerinin – çoğunlukla sonuçsuz
kalsa da - her gün tartışmaya açıldığı bir ortamda biraz olsun gündemin orta
noktasından sapmak ve her şeye dışarıdan bir göz atmak için ‘Dünya Mimarlık
Günü’ gibi bir gün sebep teşkil edebilir. Söz konusu ‘Mimarlık Günü’nde mimarlık gündemini, bir rakı sofrasına meze olacak türden ‘vah’lar ‘tüh’lerle geçiştirmek yerine hafif sarkastik bolca da ütopik bir tarzda ele almak da bunun bir parçası olabilir. İşte Mimarlık Günü’nde mimarlık gündemine düşen ve ‘geleceğin
mimarı çocuklar’ın da hayali olabilecek alternatif gölgeler...
İstanbul’un Raylı Sistemi Dünyanın En İyi Üçüncüsü
Yapılan bir
araştırma, İstanbul’un metro sisteminin İngiltere ve Tokyo’dan sonra dünyanın en
iyi üçüncü metro sistemi olduğunu ortaya koydu.
Dünya Ulaşım Standartları Birliği tarafından ortaya konulan araştırmada
hatların sıklığı ve uzunluğu, bağlantı noktalarının kentsel ulaşım arterindeki
yerlerinin önemi, karayolu ve yaya yolları ile birleşimleri gibi temel kriterler
göz önüne alınırken Bağcılar ve Merter’den Ataşehir ile Ümraniye’ye dek uzanan
metro sistemi ile İstanbul üçüncü sıraya yerleşti. Jüri raporunda, İstanbul
metrosunun ana damarı sayılabilecek birinci Marmaray’ın yapımı sırasında ortaya
çıkan antik kalıntıların bir tür açık kent müzesine çevrilmesi ile ulaşım
işlevinin ötesinde bir korumacılık politikasının ortaya konuşunun etkileyici
olduğu belirtildi.
Aynı zamanda New York ve Berlin metrolarında
gözlemlenen vandalizm vakalarının İstanbul metrosunda asgari seviyede olduğu
vurgulanırken metronun zayıf noktaları olarak uzun hatlarda yoğun yolcu
alımlarının yarattığı sıkıntı ile alışveriş ve rekreasyon fasilitelerinin azlığı
ve terminal noktalarında kullanılan malzemelerin kalitesinin çok yüksek olmayışı
gösterildi. Araştırmada İstanbul, metro yön işaretlemeleri, logo tasarımı, metro
iç konforunun yanı sıra kent içi trafiğine katkı kategorilerinden de tam puan
aldı.
Amerikan Başkanı Sulukule Gösteri Merkezi’ne Konuk Oluyor
Amerika Devlet Başkanı Türkiye’ye gerçekleştireceği üç günlük resmi ziyareti
sırasında Sulukule Gösteri Merkezi’nde düzenlenecek Roman gecesine konuk
edilecek.
İstanbul’un en hareketli ve renkli mahallelerinden
Sulukule’nin devlet desteği ile gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projesi
üzerinden yıllar geçti. Bu eski Roman mahallesi, spor fasiliteleri, gözde müzik
ve dans okullarından sonra geçtiğimiz yıl bir de gösteri merkezine kavuşmuştu.
Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından gelen öğretmen ve öğrencilerle yepyeni
bir senteze kavuşan Roman kültürü ise, şimdilerde bir adım öteye taşınmaya
hazırlanıyor. Amerikan Başkanı’na resmi ziyareti sırasında şarkıları ve dansları
ile dopdolu bir gece yaşatmaya hazırlanan ünlü Roman sanatçılar, heyecan ve
sevinçlerini gizlemiyorlar. Yine de bir tek sıkıntıları var: Mahalleye bağlanan
otoyol girişinin darlığı yüzünden o gece trafiğin felç olmasından
korkuyorlar.
Dünyaca ünlü darbukacı Hüseyin Mendireci, yıllarca yaşadıkları mahallelerinin
bu yeni imkanlar ile gençleşip güzelleştiğini, çok sayıda iş imkanına kavuşan
Romanların kurdukları dernek ile dayanışmaya devam ettiklerini belirtiyor ve
ekliyor: “Biz refah seviyemiz yükseldikçe sevdiğimiz işe daha da şevkle
sarılıyoruz. Yaklaşık 100 öğrenciye sertifikalı darbuka eğitimi verdiğimiz müzik
okulumuzdan elde ettiğimiz gelir ile çocuklarımıza burs sağlıyoruz. Dahası,
burası İstanbul’un en hareketli semtlerinden biri oldu. Buna da sakinlerinden ve
özelliklerinden çok az şey kaybederek ulaştı. Doğru politikalar güdülmemiş olsa
ne Sulukule diye bir semt ne de Roman müziği kalırdı.”
TOKİ ve Mimarlar El Ele ‘Anadolu’da Yeni Bir Çehre’ Oluşturuyor
Anadolu’nun çeşitli
kentlerindeki sağlıklı ve sürdürülebilir barınma ihtiyacını karşılamak üzere
yeni konut politikaları üretmeye soyunan Toplu Konut İdaresi, bu yenilenme
kapsamında ülkemizde ve yurtdışında isim yapmış başarılı Türk mimarlarını çatısı
altında topluyor.
TOKİ, yeni döneminde Türkiye
mimarlık camiasının tanınan isimleriyle birlikte başlattığı ‘Anadolu’nun
Çehresi’ programı kapsamında çalışmalarına başladı. Bu yeni konut üretimi
programını kamuoyuna duyurmak üzere gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan
TOKİ Başkanı, ülkenin her noktasında o yörenin ihtiyaçlarını özel olarak tespit
edecek araştırma komisyonları oluşturduklarını belirterek bu araştırmaların
yöresel anketlerle destekleneceğini belirtti.
Bu konutların bölge bazlı
tasarım ve üretimine imza atacağı aktarılan yetkin Türk mimarlarının da hazır
bulunduğu toplantıda ortak mesaj, Ege’den Karadeniz’e Doğu Anadolu’dan Akdeniz’e
her yörenin özgün kentleşme dokusu ve yerel mimarlık birikiminin yeniden
yorumlanacağı yapılara ihtiyacı olduğu yönündeydi. Bu anlamda her kentin toplu
konut projeleri için birer mimar ile anlaşıldığı ve bu mimarlara ekip olarak
TOKİ personelinin destek sağlayacağını eklendi. Rize, Gaziantep, Adana, Muğla,
Kırşehir ve Edirne’de gerçekleştirilecek konut projelerinin ilk avanlarının da
mimarlar tarafından sunulduğu toplantıda malzeme kullanımından planlamaya,
yerleşimden yapı yüksekliklerine kadar her noktada farklılaşan tasarımlar göz
doldurdu.
Projelerin bir yıl içinde tamamlanarak yapım sürecine başlanması
hedefleniyor.
İstanbul Olimpiyatları’nda Heyecan Verici Mimari Dönemeçler
2024 Dünya Yaz
Olimpiyatları’nın gerçekleştirileceği İstanbul, 2010 Dünya Kültür Başkenti
olarak giriştiği ‘global kent’ maratonuna tam hız devam ediyor. Dünyaca ünlü
mimar Frank Gehry’nin tamamlanan Tepebaşı Kültür Merkezi, Han Tümertekin’in
İstiklal’deki Demirören AVM projesinde sona yaklaşılması, yüzme müsabakalarının
gerçekleştirileceği stadyum projesinden Jean Nouvel’in isminin çıkması ve Murat
Tabanlıoğlu’nun İstanbul Filarmoni’yi üstleneceğinin kesinleşmesi ile birlikte
daha da ivme kazanan inşai faaliyetler, bir yandan da büyük bir heyecanı
beraberinde getiriyor: Gün geçmiyor ki yeni bir mimar yeni bir yapı ile İstanbul
semalarında yükselmesin...
İşte bu takibin son
haberleri de olimpiyatların ana mekanlarından geldi. Olimpiyat Komitesi,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Mimarlar Odası temsilcilerini buluşturan
açıklamada, yeni olimpiyat stadyumu proje yarışmasında son ipi ünlü İtalyan
mimar Renzo Piano’nun göğüslediği bildirildi. İstanbul’un Türk ve yabancı
mimarları buluşturan global bir oyun alanı haline gelmesi ile birlikte geçtiği
muazzam yükselişten gurur duyduklarını belirten Mimarlar Odası Başkanı şu
sözleri söyledi: “İngiltere’de, Amerika’da, Almanya ve hatta Avustralya’da
oldukça büyük ölçekli projelere imza atan Türk mimarlarımızla nasıl övünüyorsak,
gerçek bir küresel merkez olduğunu ispatlayan İstanbul’da bu denli yetenekli
mimarların yapılarını ağırlayacak olmak da bize o denli mutluluk veriyor. Gerçek
bir metropolün gerçek sorunları ile nasıl yüzleştiysek gerçek başarıları ile de
öyle yüzleşmeliyiz.”
Stadyum, İstanbul’un üçüncü boğaz
köprüsüne de imza atan Piano’nun Türkiye’deki ikinci yapısı
olacak.