Geçen hafta “yönetim beceriksizleri” yazımda verdiğim örneklerden biri
olan duble yollar konusunda, meğerse şikayetçi olan bir hayli fazlaymış.
İnsanlar kendilerinin yaşadıkları deneyimlerden yola çıkıp, duble yolların
maliyetinden, insan hayatına nasıl kastettiğine kadar çeşitli açılardan
şikayetlerini ilettiler.
Bu mailleri görünce, yıllar önce, uzman özel
sektör kuruluşlarının duble yollarla ilgili hazırladığı dosyalar aklıma geldi.
Fotoğraflarla ve maliyet analizleriyle, duble yol projesinin ne kadar defolarla
dolu olduğu gösteriliyordu. Bu kuruluşlar Hükümetten çekindikleri için, kendi
isimleriyle bu dosyaların yayımlanmasını istemediler ama Referans gazetesinde
dosyanın bazı bölümlerini, kaynak kuruluş adı vermeden yayımladığımızı
hatırlıyorum.
Bence yine uzman kuruluşların duble yol projesinin gelmiş
olduğu aşamayı incelemeleri, maliyet hesaplarını yeniden yapmaları, hatta duble
yol yapan yeni müteahhitlerin şimdi ne yaptıklarını araştırmaları çok yerinde
olacaktır. Bu konuda yapılması gereken bir başka hesap da, Karayolları Genel
Müdürlüğü’nün daha birkaç yıl önce yapılmış duble yollardan hangilerini, kaç
kilometresini yenilediği, bu yenilemelerin gerçek maliyetleri ve bu maliyetle
birlikte duble yolların gerçekte kaça maloldukları olmalı.
Çünkü
unutmayalım ki; bu yanlış yönetim nedeniyle doğan bir maliyet var ve bu
toplumsal bir maliyet. Yani kamu hesapları içinde yeralan, toplanan vergilerle
ödenen bir maliyet. Tabii gelir yetmeyince, faizle yapılan borçlanmalarla da...
Kötü yönetim beceriksizlikten de olabilir, kasıtlı da... Yani birilerine,
yandaşlara halkın parasını haksız yere vermek için bilerek kötü yönetim ve iş
yaptırılabilir.
Tüm bu hesaplar yeniden yapılıp, yolları iki yılda
bozulacak biçimde yapanlar ortaya çıkmalı. Belki de Saadet Partisi’nin sık sık
gündeme getirdiği, “eskiden otobüse binip şimdi jeeplere binen partililer”
arasında bolca, duble yol yapımcısı yeni müteahhitler de vardır,
kimbilir...
YOĞUN ŞİKÂYET VAR
Dediğim gibi duble
yollarla ilgili çok yoğun şikayet maili aldım. Duble yolların “kötü yönetimin
insan hayatına nasıl kastettiğinin de örneği” olduğunu söyleyen bir okurum,
geçtiğimiz ay, 2 haftalık bir süre içinde,
İstanbul-Antalya-Kaş-Marmaris-Eskişehir-İstanbul rotasında 2 bin km karayolu
seyahati yaptığını belirterek, “2 bin km boyunca, inşaatlar nedeniyle hemen her
10 km. de bir yol, tek yoldan duble yola, duble yoldan tek yola değiştiriliyor.
Düz olmayan arazi üzerindeki bu sık değişim, sürücünün oryantasyon sağlamasında
büyük güçlük yaratıyor, işaretler ve görevliler de yetersiz olunca, kısa süre
içinde, doğru yolda olup olmadığınız ayırımını kaybediyorsunuz” diyor. “Siz
bir de İstanbul-Çanakkale arası duble yolu görseniz şaşarsınız” diyen başka bir
okur, yolun her yıl bozulduğunu, aslında buna bozulma da denmeyeceğini, çünkü
yolda 2 metrelik göçükler olduğunu söylüyor.
Başka bir okurum
“Duble yollardan birisi olan Ankara-Adana karayolunda seyahat etmek için deli
olmak lazım” diye söze başlayıp, Karayollarına şikayet ettiğin de aynı
fikirde olduklarını söylediklerini belirtip, “Bu müteahhitlere ödenen paraya da,
üzerinde gitmek için cambazlık yapan araçlara da çok yazık” diyor. Aynı yoldan
şikayetçi bir başka okur da şöyle diyor:
“Bu Hükümetin hemen hemen ilk
tamamladığı duble yol Ankara-Adana arasıdır. Yolların yapımı sırasında 1 günde 2
defa cam kırdığım olmuştur. Neredeyse 5 yıl oldu, ama bugüne kadar hiç
kesintisiz gittiğim olmamıştır ve devamlı onarım vardır. Bu onarımlar da
karayollarının yıllarca önce yaptığı yolda değil müteahhitlerin yaptığı duble
yollardadır. Daha da trajikomiği; bu duble yollar yapılırken yağmur sularının
alttan geçeceği kanallar unutulmuş, daha sonra yollar yarılarak bu kanallar
açılmıştı, hatta bu kanal inşaatına düşen bir otomobildeki 4 kişilik aile yok
olmuştu.”