Duble Yol İşçileri AİHM'e Gidiyor!



Cihan'ın haberine göre, duble yolları yapan taşeron işçilerin özlük haklarının, mahkeme kararlarına rağmen verilmediği iddia edildi. İşe iade ve kadroya alınmaları Yargıtay ve Danıştay kararları ile kesinleşen işçiler, Maliye Bakanlığı tarafından kadro tahsis edilmediği gerekçesiyle işe alınmıyor. İç hukuk yollarını tüketen işçiler, alımın gerçekleşmemesi durumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gidecek. İşçiler ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğü'nden alacaklarının tahsili istemiyle idare aleyhine Ankara iş mahkemeleri nezdinde 6 bin alacak davası açtı. İşçilerin devletten alacakları, parayla 2 milyar TL.

Kadrolu ve taşeron işçi arasında, yürütülen iş ve diğer tüm çalışma koşulları yönünden hiçbir fark bulunmadığını gözlemleyen Türkiye Yol-İş Sendikası,  yaşanan sıkıntıları çözmek için, işçilerin kadroya geçirilmesini ve yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılmasını talep etti. Bu talebin reddedilmesi üzerine, sendika tarafından Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine 6 bin 420 dava açıldı. Bu davalardan ilki, Ankara 9. İş Mahkemesi'nce 10 Mayıs 2011 günü sonuçlandırılarak her bir davacının 'işe ilk girdiği tarihten itibaren Karayolları Genel Müdürlüğü işçisi olduğunun tespitine' ve 'toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğine' hükmedildi. Bu kararlar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından 25 Ekim 2011 tarihinde onaylanarak kesinleşti.

İşe iade kararı

Kesinleşen yargı kararları Karayolları Genel Müdürlüğü'ne ibraz edildi, 25 Ekim 2011 itibariyle her bir davacının kadroya atamalarının gerçekleştirilmesi ve toplu sözleşmeden faydalandırılmaları talep edildi. Eski Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım tarafından Maliye Bakanlığı'ndan kadro talebinde bulunuldu.

Maliye Bakanlığı, Yıldırım'ın kadro talebine uzun bir süre cevap vermedi. Talebin zımnen reddedilmesi üzerine  Ankara 9. İdare Mahkemesi'ne açılan davada, 'kadro vermeme işleminin iptaline' karar verildi. Yasal süre dolmasına rağmen kadroya atama işlemleri yine gerçekleştirilmedi.

Bu sürecin ardından, iş sözleşmeleri sona erdirilen işçiler adına Ankara İş Mahkemeleri nezdinde 'işe iade' davaları açıldı. Mahkemeler, işçilerin Karayolları Genel Müdürlüğü'ndeki işlerine iadelerine karar verdi. Bu kararların da büyük kısmı Yargıtay 9. ve 22. hukuk daireleri tarafından onandı, geriye kalanları da onanmayı bekliyor. Karayolları Genel Müdürlüğü, işe iade kararlarını da Maliye Bakanlığı tarafından kadro tahsis edilmediği gerekçesiyle uygulamıyor.

6 bin alacak davası

Sendika, son çare olarak, işçilerin Karayolları Genel Müdürlüğü'nden olan alacaklarının tahsili istemiyle anılan idare aleyhine Ankara İş Mahkemeleri nezdinde 6 bin alacak davası açtı. Alacak davalarının açılması,  Ankara 9. İdare Mahkemesi'nin 'kadro vermeme' işlemini iptal etmesi ve 'taşeron işçisi' olarak adlandırılan işçileri de kapsar şekilde toplu sözleşme başlatılması üzerine süreç yeniden hızlandı. Yargı kararıyla Karayolları Genel Müdürlüğü işçisi olduklarına karar verilen işçilerin devletten alacakları bugün için 2 milyar TL. Bu para, İstanbul'da yapılan 3. Boğaz Köprüsü'nün maliyetine denk geliyor. Ve bu para her geçen gün katlanarak artıyor.

Yaşanan gelişmeler üzerine Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Maliye Bakanlığı'ndan yeniden kadro talep etti. Bunun üzerine Maliye Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Türkiye Yol-İş Sendikası yetkilileri arasında görüşmeler yapıldı. İşçilerin geçmişe dönük alacaklarından vazgeçmeleri ve bunun karşılığında devlete ek mali yük getirmeyen bir ücret üzerinden istihdam edilmeleri konusunda mutabakata varıldı.

Bir an önce hayata geçmeli

Türkiye Yol İş Sendikası Başkanı Ramazan Ağar, Maliye Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğü yetkilileriyle vardıkları mutabakatın  bir an önce hayata geçirilmesini beklediklerini söyledi. Bunun için mevzuatta herhangi bir değişikliğe gerek bulunmadığını anlatan Ağar, “Zira, işçilerin Karayolları Genel Müdürlüğü işçisi oldukları konusunda kesinleşmiş yargı kararı bulunmakta olup, Danıştay içtihadı bu kararların aynı iş yerinde çalışıp benzer durumda olan tüm işçilere uygulanmasını öngörmektedir” dedi. Başkan Ağar,  sendika işçilerinin hukuki durumunu AİHM'e götürebilecekleri söyledi.