Sulukule'de bugün (13 Mart) dozerler yine iş başındaydı. Nazi Dönemini çağrıştıran kırmızı boya ile işaretlenmiş evler, içinde yaşayan insanlara aldırış edilmeden Fatih Belediyesi ekiplerince yıkıldı.
Mahalle sakinleri tarafından protesto edilen ani yıkımlar üzerine "Sulukuleli Kiracılar" yazılı bir basın açıklaması yaparak "Unutmayın, işaretli evlerde hala tencere kaynıyor" dedi.
Açıklamanın tam metni şöyle:
"Biz Sulukule’nin en yoksulları, kiracılarız. Sulukule’nin ne Fatih Belediyesi’nin “Kentsel Yenileme Projesi”nde, ne de Taşoluk ev listelerinde görebileceğiniz yüzüyüz. Bizi “kentsel yenileme projesi”nde göremezsiniz, çünkü insan yerine koyulup, hesaba katılmadık. Bizi Taşoluk ev listesinde de göremezsiniz, çünkü bu listeye yazılmaya teşebbüs dahi edemeyecek kadar yoksuluz. Bugün burada yok sayılmaktan kurtulmak, görünür olmak için sizlerin karşısına çıkıyoruz.
Biz Sulukule’li yoksul kiracılar: Sevtap, Sabriye, Türkan, Necla, Cemal, Bilen, Güllü, Hayriye, Gökçe, Cevriye, Sami, Erdoğan ve daha onlarcası:
Yoksuluz, yoksunuz, ama bugün yine de iyi kötü başımızı sokabileceğimiz bir damımız var; yarın ise sokaktayız…
Fatih Belediyesi onlarca yıldır yaşadığımız mahalleden bizi atmak istiyor, evlerimizi başımıza yıkıyor. Son olarak 7 Mart günü Belediye evlerimizin kapısına “yıkılacak” anlamına gelen “X, Y” işaretleri koymaya başladı. Belediye farkında mı, bilmiyoruz: Kırmızı çarpı işareti koyduğu, koyacağı evlerde biz yaşıyoruz; o evlerde yatıp o evlerde kalkıyoruz; o evlerde çocuklarımızı yetiştiriyoruz. Yıkılırsa sokakta kalacağız.
Belediye diyor ki, “Sulukule için dünyanın en sosyal projesini yaptım”. Sokağa atılmanın neresi sosyal?
Sulukuleliler sokakta kaldı...
Proje mimarları diyor ki, “Sulukule projesi romantik ve insani bir projedir”. Sokağa atılmanın nasıl bir “romantik ve insani” tarafı var?
Bu proje “sosyal” ve insani” ise, neden içinde biz yokuz? Neden biz yoksul kiracıların fikri hiç sorulmadı? Bize hiç danışılmadı?
Belediye diyor ki: “Projeden ev edinmek için anlaşan ev sahipleri ‘evimi yıkın’ diye dilekçe verdi. Vatandaşın dilekçesini işleme koymak zorundayız.”
Mülk sahibi vatandaşa hizmet aşkı içinde dozer gönderen Belediye’yi tebrik ediyoruz. Ne kadar, ne kadar hızlı ve güzel çalışan bir belediye!
Oysa aynı Belediye öte yandan ev sahiplerine şöyle tebligat gönderiyor ve diyor ki “Evini kiracısıyla birlikte 31 Mart’a kadar boşalt. Elektrik ve suyu kapat, anahtarı bana getir. Getirmezsen, projeden ev alma hakkını kaybedersin.” Yani ev sahipleri üzerinde baskı kurarak elektriğimizi, suyumuzu kestiriyor, evlerde yaşama imkanını ortadan kaldırıyor. Mahallede her gün ev sahipleri ile kiracılar arasında kavga çıkmasına neden oluyor.
Belediye böylece ellerini kirletmediğini mi zannediyor? Bizim gözümüzde masum kaldığını mı sanıyor? Bu ülkede kiracı hakları diye bir şey yok mu?
Taşoluk’a niye gitmediniz mi diyeceksiniz? Taşoluk’a ev için müracaat eden kiracılar Taşoluk ev listesine yazılmaktan başka çare bulamayan kiracılar 15 gün önce sözleşme imzalamak üzere Ziraat Bankası’na çağrıldı. Burada “sosyal proje”nin bir sürprizi daha yaşandı. Banka, damga pulu vergisi için 1000 YTL isteyince, gerisin geriye mahalleye döndüler. Damga pulu vergisini veremeyen, 15 sene her ay o taksitleri nasıl verecek? Bizler gelir durumuzu bilecek kadar gerçekçiyiz. O yüzden TOKI Taşoluk evlerine müracaat etmeye teşebbüs bile etmedik.
Bizler buradan evlerimizi, yuvamızı, hayatımızı, geleceğimizi başımıza yıkmadan Fatih Belediye başkanı Mustafa Demir'e sesleniyoruz
Başkan, medya önünde "dünyanın en sosyal projesi" diyorsun. Sorduk soruşturduk: Sosyal proje ne demek? "İNSAN YARARINA YAPILAN PROJE" demekmiş.
Yıkımdan bir görüntü
Başkan, biz de sana medya önünde soruyoruz: Üzerimize koyduğun çarpı işareti ne kadar sosyal?
İstanbul’un çeşitli mahallelerinde, “kentsel iyileştirme” yapılacak diye, hayatı daha da kötüleştirilen, evleri yıkılan, yıkım sonrası çadır ve barakalarda yaşayan çok sayıda aile var. Buralarda aileler elektriksiz, susuz, sağlık hizmetleri olmaksızın ve tuvalet dahil hiçbir temel ihtiyaçları karşılayamadan yaşıyorlar, çocuklar da okullarından olmuş.
Evlerimiz yıkılırsa bizler de bu mahallelerdeki gibi sokakta kalacağız.
Son kez sesleniyoruz;
Bizler ne TOKİ'nin Taşoluk konutlarının bedellerini, ne de Sulukule dışındaki yerlerin daha yüksek olan kiralarını ödeyecek durumdayız.
Bizler alternatif barınma imkanları sağlanmadan evlerimizden çıkmayacağız.
UNUTMAYIN İŞARETLİ EVLERDE HALA TENCERE KAYNIYOR."