"Dönüşüme Merkezden Değil, Belediyeden Çözüm"



Yapı.com.tr: Biliyorsunuz Türkiye’nin gündeminde kentsel dönüşüm var. Lüleburgaz’da kentsel dönüşüm var mı? Varsa hangi aşamada?

E. Halebak: Lüleburgaz’da dönüştürülmesi gereken alanlar var. Kentsel dönüşüm konusunu önemsiyorum, ve bu yasanın hem Türkiye hem de kentler için büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda vatandaşlarımız adına da büyük bir fırsat. Ama ne yazık ki ülkemizde insanlar; siz bir şey vereceğim dediğinizde bunun arkasında bir şey arıyor. Böyle bir alışkanlık var. Böyle olunca kendilerini kasıyorlar. Halbuki önlerinde büyük bir fırsat var. Genelde kentsel dönüşüm yapmamız gereken alanlar tüm kentlerimizde, kentlerimizin eski merkezleridir veya gecekondu bölgeleridir. Lüleburgaz’da gecekondu bölgesi olmadığı için imarsız hiçbir yapı yok. İmarlı olan 6000 yıllık bir kentin mirasla ilgili mülkiyetle ilgili sorunları var. 75 metrekarelik bir alanın 150 tane varisi var. Şimdi burada hala anneanneleri yaşıyor ve bahçede 45 yıl önce ölen kocasıyla rakı içtiğini anlatıyor ve anılarını satamıyor terk edemiyor. Şimdi bu 75 metrekarede 150 tane varisle bunun hukuki çözümü son derece zor. Binalar eski, sokaklar 3 metre, kentsel dönüşümü gerçekleştirdiğinizde oraya yeni ve yüksek yapılar yapmaya kalktığınızda o yolları genişletmeniz gerekiyor. Yolları genişlettiğinizde bazı mülkiyet sahiplerinin mülkiyetleri kalmıyor. O zaman onlar yok olduğu için direnmeye başlıyor. Tabi ki ben bu kentsel dönüşümün iyi örnekler yapıldıktan sonra diğer yerlere de örnek olacağını ve insanların hızlıca bunu yapacağını göreceğiz. Aynı şeyi doğalgazda yaşadık. Doğalgaz geldiği zaman birçok söylenti oldu. İnsanlar kullanmaya başladıktan sonra bunun konforunu gördükten sonra ben de istiyorum demeye başladılar. Aynı bu kentsel dönüşümün doğru örnekleri yapıldığında bizim illerimizde de iyi uygulamalara geçileceğine inanıyorum.

Kentsel Dönüşümü uygulayan belediyelerle fikir istişareleriniz oluyor mu, dönüşüme sizin bakış açınız nedir?

Tabi sürekli oluyor. Bunu biz destekliyoruz ama benim desteklemem yetmez. Biz belediye olarak burada bir rant elde etme noktasında değiliz. Hiçbir belediyenin böyle bir derdi de yok. Ama vatandaşın karşına seçilmiş biri olarak gittiğinizde sanki arkasında rant paylaşımı varmış gibi bize o gözle bakmaya başlıyorlar ki, bu algı bizi rahatsız ediyor. Bu algının kırılması lazım. O nedenle bu algının kırılma sürecini bekliyorum ondan sonra da bizim üç tane bölgemiz var bunlarla ilgili uğraşımız var. Biz kendi çalışmalarımızı belediye olarak planlamayla olsun, mülkiyetlerine ilişkin olsun çalışmalarımız var. Portekiz’de bir üniversiteyle bu bölgelerde nasıl bir uygulama olur diye görüşüyoruz. Türkiye’deki üniversiteleri bıraktık. Başka ülkelerde bunun örnekleri nasıl yapıldı? O kadar güzel örnekler ve fikirler çıktı ki karşımıza, bunların her birini uygulayabiliriz. Tuttuk bunları halka sunduk. Hiçbir talebimiz yok, bu çalışmaları yapıyoruz. İnsanlar oradaki projelere bakıyor. “Böyle olsa güzel olacak galiba” diyorlar. Arkasından peki parayı nereden bulacağız diye sorulmaya başlanacak. Arkasından devletin olanakları ve kaynakları kullanılmaya başlanacak. Onların da desteğiyle bu projeler yapılacak.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kentsel dönüşüm politikasını nasıl buluyorsunuz?

Türkiye’de sıkıntı şuradan kaynaklanıyor; yerel yönetimlerin yetkilerinin arttırılması için yani yerel yönetimlerin yetkisi için yasal düzenlemeler yapılıyor. 2005’te yasa çıktı. Ondan sonra çıkan tüm yönetmelikle bize verilen hakların geri verilmesi şeklindeydi. Şimdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı belediyelerin elinden bu yetkiyi alacaksa yerinden yönetim ilkesi ne olacak? Bunu merkezden çözmek yerine belediyelerin çözmesinin çok daha doğru olacağını düşünüyorum. Eğer onlar bu konuda kendi ekonomik destek ve kaynaklarını kullanabilirlerse çok daha hızlı yürüyecek. Tabi ki kamu desteği çok önemli, bakanlık desteği çok önemli ama bakanlık bunu ben yapacağım dediğinde dediğim gibi biz bütün gün halkla bir aradayız. Devlet işin içine girdiğinde acaba başka bir şey mi var? Biz bir yere kaçamıyoruz ki halkın karşısındayız belediye olarak. Ama bakanı nereden bulacaklar. Bir istismar noktasında nasıl bulacaklar. Bunun bir daha gözden geçirilmesini istiyoruz.

Çevreci projeleriniz nelerdir?

Atık arıtma tesisimiz tamamlanıyor. Avrupa IPA fonlarıyla bunu yapıyoruz. Bu ağustosta bitecek eylülde açılışını yapmış olacağız. Katı atıklarla ilgili de fizibilite çalışmalarımız devam ediyor.

Yeşil binalara bakış açınız nedir belediye olarak?

Şuanda yaptığım bir proje var. Lüleburgaz Spor Akademisi, bu ekolojik çerçevede olan bir binadır. Bu binanın ısıtma ve soğutması toprak ısı pompalarıyla sağlanıyor. Çocukların duşları güneş enerjisiyle ısıtılıyor. Yıkandıktan sonra sular arıtılır ve çevre sulanır. Bu da ekim ayında açılacak.