İstanbul’da 2 milyonluk yapı stokunun 1.3 milyonu riskli, 230 bini ise acilen dönüştürülmesi gerekenler sınıfında. Hükümetin henüz ciddi bir adımı yok bu konuda. Bu durumda görevin büyüğü yerel yönetime düşüyor.
Cumhuriyet’ten Ali Can Polat’ın haberine göre; İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) kentsel dönüşümden sorumlu iştiraki KİPTAŞ’ın Genel Müdürü Ali Kurt, “Bu şehirde kentsel dönüşüm artık bir seçenek değil zorunluluktur. İnsanlar can riski taşıyor.” diyor.
Temmuz 2021’den bu yana 1.7 milyon kişinin 450 bin konut için başvuru yaptığını söyleyen Kurt, önümüzdeki 5 yılda 50 bin konutu dönüştürmeyi hedeflediklerini belirtiyor.
Şimdiden 26 bin konut için uzlaşma sağlandığını ve 100 bin insanı etkileyecek olan 900 şantiyede yıkımların başlayacağını aktaran Kurt, şu bilgileri veriyor:
“Biz uzlaşma sağlanan her yerde göreve hazırız. Bu bir imar hareketi olmayacak, yurttaşı hızlıca güvenli yapılara taşımak öncelikli hedefimiz. Bu dönem siyasi engellemelerden kurtulduk. İBB’de meclis çoğunluğu AKP’deyken İBB'nin elindeki boş gayrimenkullerin dönüşümü için verdiğimiz önergemiz reddedilmişti, borçlanma taleplerimizde engelleniyorduk. Tamamen yıkıcı bir anlayış vardı. Bu değişecek diye düşünüyorum.”
Ekonomideki yanlış politikalar inşaat sektörünü de sarstı. Sektörde durgunluk başladı. Ancak maliyet artışları sürüyor. Kurt maliyet artışlarının dönüşümü nasıl etkilediğini şöyle açıklıyor:
"Tarihte ilk kez 2021’de inşaat maliyetleri asgari ücretin üstüne çıktı. Hammaddede demir ve beton fiyatları hala artıyor. Ama ekip ve ekipmanda düşüş görmeye başladık.
Depreme dayanıklı bir konut yapımında arsa hariç maliyet metrekare başına 25 bin TL. Bu rakam da sürekli artıyor. Ama bu şu anlama geliyor 17 bin TL asgari ücretle çalışan bir işçi, 1 aylık emeğiyle finansman ve arsa maliyeti olmasa bile 1 metrekare ev alamıyor.
Bu insanlara uzun dönemli sabit taksitli borçlanma imkanı sunmamız ve bu 25 bin liralık maliyetteki artışı da durdurmamız lazım. Aksi taktirde sektör komple durur ve riskli yapılarla yaşamak zorunda kalırız.
Vatandaşın alım gücü çok düştüğü ve inşaat maliyeti çok arttığı için vatandaş borçlanma altında eziliyor. Burada kamu bankaları artık kaynaklarını vatandaş için kullanmalı.
Geçen dönemde KİPTAŞ ve İBB’nin herhangi bir birimi kamu bankalarından vatandaş lehine herhangi bir kredi kullanamadı. Biz kefil olduğumuz halde bizim dönüşümünü yapacağımız vatandaşa kredi vermiyor kamu bankaları, tamamen siyasi bir tercih.
Yeni dönemde bu değişmek zorunda. Değişmesi için elimizden geldiğince ses çıkaracağız. Bu bankalar fonlama tercihini doğru yapsın. Bu dönemde tek hedefim kamu bankalarıdır. Sadece riskli yapılarda oturanlara kredi vermelidir. Bu mantıklı falan diyemeyiz. Buna mecburuz.”
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.