Domuztepe'de 7 Bin 600 Yıl Öncesine Tarihlenen Çocuk İskeleti Bulundu



Kelibişler Mahallesi yakınlarındaki Domuztepe Höyüğü'ndeki kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinesinde, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekin başkanlığında arkeolog ve bilim insanlarından oluşan 15 kişilik ekiple devam ediyor.

Yaklaşık 28 yıl önce yurt dışından gelen arkeologlar tarafından başlatılan ve 2013'ten bu yana Türk bilim insanlarınca devam ettirilen çalışmalarda, her geçen gün yeni bulgulara ulaşılıyor.

Höyükte bu yıl yapılan kazı çalışmalarında, 7 bin 600 yıl öncesine tarihlenen katmanda çocuk iskeletine rastlandı. İskeletin kesin yaşı, DNA çalışmaları ve karbon 14 testinden sonra tespit edilecek.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Kazı Başkanı Doç. Dr. Tekin, aynı alanda yürütülen çalışmalarda yaklaşık 10 gün önce biri bebek, diğeri 6-7 yaşlarında olmak üzere iki insan iskeleti bulunduğunu hatırlattı.

7 bin 600 yıl öncesine ait katmanda yeni bir çocuk iskeletine daha rastlandığını anlatan Tekin, arkeolojide "Tholos" olarak değerlendirilen anahtar deliği biçimli yapının etrafında bulunan bu çocuk mezarlarının kendilerini umutlandırdığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Aslında biz bu mezarı bekliyorduk çünkü doğu tarafında bir ocak kalıntısı bulmuştuk. Arkeolojide bir kuraldır zaten. Taş Çağı'ndan geç dönemlere kadar eğer bir ocak buluyorsanız, ev içinde veya dışında ağırlıklı bebek veya çocuk mezarı beklentisi artar. Biz de zaten bu beklenti içindeyken mezarla karşılaştık. Anadolu'da ocak çok önemlidir. O yüzden Anadolu deyimlerine ocakla ilgili çok söz vardır. 'Ana ocağı', 'Baba ocağı' veya 'ocağın batsın' gibi sözler de bunlardan birkaçıdır çünkü ocak bir yaşamı belirler. Bebek ve çocukları da ev ocağının yakınına gömerek aslında bir bakıma çocuklar öldüğünde aileyle olan bağlantılarının kopmasını istemediklerini düşünüyoruz."

Yeni bulunan çocuk iskeletinin 7 bin 600 yıl öncesine tarihlendiğini aktaran Tekin, çalışmalar devam ettikçe beklentilerin de arttığına işaret ederek, toprağın altında her zaman bir sürprizle karşılaşılabileceğini dile getirdi.

Yaklaşık 3 yıldır söz konusu alanda çalışma gerçekleştirdiklerini belirten Tekin, "Bulunan iskeletler üzerinde hem antik DNA çalışmaları hem de karbon 14 sonuçlandırmalarını yaparak kesin tarihlendirmelerini yapacağız." diye konuştu.