Kentsel Dönüşümde Ekolojik Planlama Modeli Konferansı için Bursa'ya gelen Texas Austin Üniversitesi Mimarlık Okulu Dekanı Prof. Dr. Frederick Steiner, "Türkiye olarak sadece kendi tarihinizi değil dünya tarihini de barındırıyorsunuz. Kentsel dönüşüm gerçekleştirilirken geleneksel dokular korunabilirse Türkiye, bu konuda model ülke olabilir'' dedi. Tarihi kimliği olan kentlerin korunmasında gelecek kuşakların ihtiyaçlarının da göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Steiner, bu konuda dengenin sağlanmasında şehir plancılarının, mimarların ve siyasi iradenin sorumluluk taşıdığını söyledi.
NTV'nin AA kaynaklı haberine göre Steiner, kentsel tasarımlardaki eksikliklerin başında binaların sağlıksız yapılması geldiğini de belirterek, ''BM raporlarına göre 2035'e kadar dünya nüfusunun yüzde 70'i kentlerde yaşıyor olacak. Bu noktada bir şeyin farkına varmamız gerekiyor artık enerji anlamında çok da efektif değiliz. Enerji kaynağı türlerinin de değişmesi zorunludur ve tüm dünya hakları olarak bu değişime adapte olmamız gerekiyor'' diye konuştu.
Ekolojik kentsel planlama
Harvard Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Charles Waldheim ise 'Türkiye'de eğer mimari tasarım ve kentsel planlama süreci kararlılıkla yürütülebilirse başarıya ulaşılabilir' dedi.
Waldheim, özellikle İstanbul ve Bursa gibi tarihi kimliği olan şehirlerin hızlı büyümeden kaynaklı yaşadığı kentsel problemlere dünyanın hemen hemen tüm büyükşehirlerinde rastlandığını anlattı:
''Önemli olan bu büyümenin getirdiği sorunları yönetebilmektir. Bu açıdan bakıldığında son çıkan Kentsel Dönüşüm Yasası ile birlikte tasarım ve kentsel planlamanın önümüzdeki süreçte Türkiye'de başarıyla yürütülebileceğine inanıyorum. Türkiye global ölçekte dünya için çok önemli bir rol model. Ancak kırdan kente göç neticesinde şehirlerde artan insan popülasyonun mesken planlanması yakın gelecekte çok iyi tasarlanmalı. Türkiye'de eğer mimari tasarım ve kentsel planlama süreci kararlılıkla yürütülebilirse başarıya ulaşılabilir.''
Nüfusları gittikçe artan kentlerin artık insanları yeterince besleyemediğini, 'ekolojik kentsel planlama' ile bu sorunun önüne geçilebileceğini bildiren Prof. Dr. Waldheim, şöyle devam etti:
''Tabii ki büyüme riskleri de beraberinde getiriyor. Bu anlamda da planlama süreci kritik bir faktör olarak ortaya çıkıyor. Biz Harvard'da şehrin yapısı, formel ve informel yapısı üzerine çalışmalar yapıyoruz. Bu bağlamda ekolojik kentsel dönüşümde suyun konumlanması çok önemlidir. Suyun ardından enerji ve zirai üretimin kentsel yaşam düzeni içerisindeki ekolojik sisteme olan uygunluğu gelir. Dünyada Doğu Asya, Güney Kore ve Çin'in yanı sıra Toronto ve New York'ta su yönetimi ile ilgili önemli çalışmalar var.''