Doğu Ege Adalarında En Erken Yerleşim Yeri Gökçeada mı?



Çanakkale'nin Gökçeada ilçesindeki kazılarda, adada yaşamın 8 bin yıl öncesine kadar uzandığı belirlendi. Gökçeada'nın Uğurlu köyü zeytinlik mevkisindeki kazıları yürüten Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Burçin Erdoğu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa'da Neolitik Çağın (Cilalı Taş Devri) nasıl başladığı, yerleşik düzene, tarım ve hayvancılıktan oluşan beslenme ekonomisine nasıl ve ne zaman geçildiği konusunun hala tartışıldığını söyledi.

Erdoğu, son yıllardaki araştırmaların Avrupa'da bu çağın başlangıcında Anadolu'nun etkisi olduğunu, göç ve etkileşim sonucu Neolitik ögelerin aktarıldığını ve Avrupa'nın kendi içindeki dinamiğinin de değişime katkıda bulunduğunu gösterdiğini belirterek, yerleşik düzenin, tarım ve hayvancılıktan oluşan beslenme ekonomisinin, Avrupa'ya nasıl ve ne zaman aktarıldığı konusuna en iyi örnek verebilecek bölgenin, Batı Anadolu ve Ege Denizi'ndeki adalar olduğunu bildirdi.
    
''Doğu Ege Adalarındaki en erken yerleşim yeri''
    
Aktarımın, Avrupa'ya Batı Anadolu'dan, Ege Denizi'ndeki adalar üzerinden olduğunun daha önce birçok saygın bilim insanı tarafından söylendiğini, ancak Batı Anadolu kıyılarına yakın adalarda şimdiye kadar Neolitik Çağa ait bir yerleşim yeri bulunamadığını anlatan Erdoğu, ''Gökçeada'da Uğurlu köyü Zeytinlik mevkisinde kazısına başlanılan yerleşim yeri, tüm Doğu Ege adalarında bugüne kadar saptanan, bu döneme ait en erken yerleşim yeridir'' dedi.

Erdoğu, bu yılki kazılarda söz konusu bölgede yerleşmenin yaklaşık 8 bin yıl öncesine tarihlendirildiğini, böylelikle Doğu Ege adalarında bugüne kadar saptanan en erken yerleşim yeri olduğuna ait somut veriler ortaya çıkartıldığını söyledi. Yerleşimin milattan önce 6 bin yıllarından 4 bin 500 yıllarına kadar devam ettiğinin gözlemlendiğini vurgulayan Erdoğu, ''Bu yıllara ait taş mimariyle, kilden yapılmış çanak çömlekler, kadın heykelcikleri, taştan ve deniz kabuğundan boncuklar, kolyeler, sürtme taştan baltalar ortaya çıkartılmıştır'' diye konuştu.

Erdoğu, özellikle kilden ve mermerden yapılan çeşitli heykelciklerin dönemin insanlarının inanç ve düşünceleri hakkında bilgi verdiğini, objeler, obsidiyenden ve yarı değerli taşlardan yapılan aletlerin ise 8 bin yıl öncesindeki geniş çaplı ticareti ortaya koyduğunu kaydetti.