TMMOB Şehir Plancıları Odası, son günlerde meydana gelen sel felaketleri dolayısıyla bir açıklama yaptı. “Ülkemizde yaşanmakta olan sel felaketleri olağan doğa olayları değildir. Doğanın isyanına kulak verelim” başlıklı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Yaklaşık 2 hafta önce Van’da, ardından geçtiğimiz günlerde Karadeniz bölgesinde, Kastamonu’da, Bartın’da, Sinop’ta ve daha birçok bölgede art arda yaşanan sel felaketleri, can ve mal kayıpları ile sonuçlanmıştır. Yetkililerden gelen açıklamalar, sel felaketlerine yoğun yağışın sebep olduğu yönündedir. Tıpkı yine geçtiğimiz günlerde tüm ülkemizin ciğerlerini küle çeviren orman yangınlarında olduğu gibi, sel felaketlerinde de yetkililerden gelen tek haber, selde evleri yıkılanlar için TOKİ konutları yapılacağını müjdelemek olmuştur.
Oysa bizler, bugün geldiğimiz noktada, her geçen gün sayısı artan afetlerin geri planındaki nedenleri çok yakından biliyoruz. Küresel iklim krizinin etkileri günden güne daha net bir biçimde belirginleşirken ve bu krize karşı kapsamlı ve bütüncül önlemler alınması gerekirken yaklaşık son 15 yıl içinde inşa edilen HES projeleri ve barajları, birbiri ardına özelleştirilen kamu hizmetleri, belirli firmalara dağıtılan ulaşım ve altyapı ihaleleri, meslek odalarının, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının tüm itirazlarına rağmen yürürlüğe konan imar affı, dere yataklarında yıllardır göz yumulan yasadışı yapılaşma ve benzeri ranta odaklanmış kentleşme politikaları ülkenin dört bir yanında meydana gelen sel felaketlerinin altyapısını oluşturmuştur.
Yalnızca seller değil, dolular, orman yangınları, heyelanlar, depremler vb. doğa olayları, doğayı görmezden gelen ve onunla inatlaşan iktidar politikalarının bir sonucu olarak afete dönüşmüştür ve ülkenin dört bir yanında, bugün bizlere doğa ile inatlaşmanın acı sonuçlarını hatırlatmaya devam etmektedir.
Ülkeyi inatla değil, bilimle yönetmenin zamanı çoktan gelmiştir. Doğanın isyanına kulak verelim. Dayatmacı, inatçı, fırsatçı, vahşi kentleşme politikalarının yerine bilimi önceleyen, demokratik, katılımcı, şeffaf, yeni bir politikayı benimsemek, merkezi ve yerel yöneticilerin temel görevi olmalıdır.
TMMOB Şehir Plancıları Odası olarak bilimin önderliğinde, doğayı vahşice tahrip eden ve ekolojik, ekonomik, toplumsal yıkımlara yol açan kentleşme süreçleri ile mücadelemizi sürdüreceğimizi ve sürecin takipçisi olacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz.”
(Fotoğraf:AA)