Karadeniz doğal gazının karaya çıkarıldığı Filyos Vadisi’nde arazilerine hukuksuz olarak el konulduğunu iddia eden bölge halkı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar giderek haklarını arayacaklarını söyledi. Bölge halkı, 372 parseldeki 50 dönüm araziye usulsüz şekilde el konulduğunu iddia ediyor.
Gazete Duvar’dan Mustafa Özdemir’in haberine göre; bölge halkı, Anayasa’nın 35. maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet haklarının ihlal edildiğini söylüyor. BOTAŞ'ın proje kapsamında arazilerine hukuksuzca girdiğini ve konuyu yargıya taşıdıklarını anlatan Sazköy'den Halil Köse, gerekirse AİHM'e kadar gideceklerini ifade ediyor.
Köse, 3 yıldır yaşadıklarını şöyle dile getiriyor: "2020 yılında bölgemizde keşfedilen doğal gazın çıkarılarak ulusal şebekeye aktarılması için Batı Karadeniz Faz-1 Doğal Gaz Boru Hattı Projesi hayata geçirildi. Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı kararı ile toplam 372 adet parselin acele kamulaştırılmasına karar verildi. Kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından yaklaşık 4 ay sonra BOTAŞ tarafından sahiplerine hiç haber verilmeden, çoğu meyve bahçesi olan arazilere iş makineleriyle girildi, vatandaşın yıllarca emek verip büyüttüğü yüzlerce ağaç kökünden söküldü. Bu aşamada BOTAŞ yetkililerinden ne olup bittiği hakkında bilgi almak için çabalasak da başarılı olamadık. Bölge ulu orta talan edilirken, kamulaştırma işlemleri hakkında kimden bilgi istesek, herkes kapı duvar kesildi."
'Acele kamulaştırma için 2005 yılında başka bir proje için alınan karar kullanıldı'
Acele kamulaştırmanın iptali için Danıştay’da dava açtıklarını söyleyen Köse, “BOTAŞ’ın mahkemeye sunduğu savunmayı inceleyince, kamulaştırma işlemlerindeki hukuksuzlukları tespit ettik. Sadece Cumhurbaşkanlığına tanınan acele kamulaştırma yetkisinin, BOTAŞ tarafından keyfi olarak, sınırsızca kullanıldığını ve yetkisi olmayan işlerin altına imza attığını gördük. Savunmalarında, doğal gazın 2020 yılında keşfedildiğini ifade eden BOTAŞ, projenin kamulaştırmasını ise 2005 yılında alınmış ve yurt dışından gelen doğal gazın ülkeye dağıtımı için yapılan başka bir projeye ait kamu yararı kararına dayandırmış. 372 parselde hak sahipliği bulunan, vatandaşların anayasa ile güvence altına alınmış mülkiyet hakları açıkça ihlal edildi.” diyor.
Yaşadıkları hukuksuzluklar karşısında Anayasa'yı işaret eden Köse, "Anayasa ve kanunlar sadece vatandaşın uyması gereken metinler değildir, her kurum ve makamın da yaptığı iş ve işlemlerde bunlara uyma zorunluluğu vardır. Dileğim, gasp edilen haklarımızın bu ülkenin mahkemeleri tarafından geri verilmesi. Aksi durumda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğiz.” diyor.
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.