Doğal Afetlerin Türkiye'ye 2009 Yılı Faturası 2.5-3 Milyar Liraya Ulaştı



Sıkça yaşanan doğal afetler en çok çiftçiyi vuruyor. Ancak Türk çiftçisinin sadece yüzde 4'ü sigortalı. Geçen sene sigorta yaptıran çiftçiye ödenen tutar 90 milyar TL'ye ulaştı. Buna göre Türk çiftçisinin geçen yıl doğal afetler nedeniyle oluşan toplam parasal kaybı 2.5-3 milyar TL'ye fırladı.

Küresel ısınmayla artan doğal afetler Türkiye’yi son yıllarda daha çok etkilemeye başladı. Sadece geçen yılki faturanın 2.5-3 milyar TL’ye ulaştığı tahmin ediliyor. Tarım sigortası sistemi olarak tanınan ve halen tarımın yüzde 4’ünü sigortalayabilen Tarsim’in geçen yıl doğal afetler yüzünden çiftçiye ödediği tutar ise 90 milyon TL’ye fırladı. Daha az çiftçinin katıldığı bir önceki yıl olan 2008’de ise bu rakam 44 milyon TL idi.



Tarsim Genel Müdürü Bülent Bora, “2008 yılında 44.1 milyon TL olan hasar ödemelerimiz geçen yıl yüzde 102’lik artışla 89.3 milyon TL’ye fırladı. Biz tarım sektörünün sadece yüzde 4’ünü sigortalayabildik. Yüzde 10-20’lik ödeme muafiyeti de göz önüne alındığında Türkiye’de kayıtlı çitçilerin sadece 2009 yılındaki doğal afet zararlarının takriben 2.5-3 milyar TL civarında olduğunu söyleyebiliriz. Oysa ki çiftçilerimiz geçen yıl bu sigorta için sadece 60 milyon TL prim ödemesi yaptılar. Bunun yüzde 50’sini yani 60 milyon TL’sini ise çiftçi adına devlet ödüyor” dedi.

Don zararı 62 milyon TL

Türkiye doğal afetler içinde en çok don için para harcıyor. Hasar ödemelerinde yüzde 36 ile en büyük paya sahip olan don için geçen yıl Tarsim’in 65 milyon TL civarında ödeme yaptığını söyleyen Bülent Bora, “Don hasarını 62 milyon TL ile dolu hasarı takip etti. Çiftlik hayvanları hayat sigortalarında ise toplam 41 milyon TL hasar ödendik” açıklamasında bulundu.

Sel sigortası 2010’da başladı

2006 yılında kurulan Tarsim’de primlerin yüzde 50’sini devlet öderken, kalan yüzde 50’lik dilimi ise ürününü sigorta ettiren çiftçinin kendisi ödüyor. Dünyada da benzer uygulamalar bulunduğunu söyleyen Tarsim Genel Müdürü Bülent Bora, “Sigorta sistemini adım adım devreye soktuk. Önce 2006 yılında dolu, fırtına, yangın hasarlarını sigorta kapsamına aldık. 2007 yılında don teminat altına alındı. 2010 yılında ise seli kapsama aldık” bilgisi verdi.

3 milyar liralık ürüne sigorta

Halen toplam 3 milyar TL’lik tarımsal varlığı sigorta eden Tarsim, mevcut kaynaklarıyla da yıllık toplam 580-600 milyon TL’lik çok büyük tutarlı hasarları ödeme kapasitesine sahip bulunuyor. 
Tarımda en çok sigortalanan ürünün buğday olduğunu ve toplam sigortalanan ürünler içindeki payının  yüzde 40’a ulaştığını söyleyen Bora’ya göre diğer en büyük pay şu ürünlerde: çeltik yüzde 7, fındık yüzde 7, kayısı yüzde 6, üzüm yüzde 5, ayçiçeği ve arpa ise yüzde 4.

Tarsim 2009 yılında toplam 307 bin poliçe satmasına rağmen farklı ürünler ektiği için birden fazla sigorta poliçesi satın alan çiftçiler göz önüne alındığında ancak 100 binin üzerinde çiftçiye ulaşıldığı tahmininde bulunuluyor. 

2.6 milyon çiftçi var

Bir çiftçinin Tarsim’den yararlanabilmesi için Tarım Bakanlığı’na kaydolması gerektiğini söyleyen Bülent Bora, Türk tarım sektörüne ilişkin şu bilgiyi verdi: “Bugün Türkiye’de bu kapsamda 2.6 milyon çiftçi var. Bu sayıya 1 dönüm arazisi olanda kayıtlı. Buna göre biz çiftçilerin yüzde 3.8’ini sigortalamışız. Ancak bazı ürünler sigortalanmaya uygun değiller. Örneğin şeker pancarı. Ürünün toprak altında yer alması, don tehdidini ortadan kaldırıyor.”



10 dekara 33 TL’lik sigorta

Tarım sigortasında prim ödemeleri ise oldukça düşük seviyede bulunuyor. 10 dekar (dönüm) buğday ekilmiş bir tarlanın toplam primi ortalama 66 TL düzeyinde bulunuyor. Üstelik bu tutarın yüzde 50’sini devlet, yüzde 50’sini yani 33 TL’sini çiftçi ödüyor. Bu ayçiçeğinde 80 TL, Çeltikte (pirinç) ise 224 TL’ye çıkıyor. Tarladaki ürünün ederi sigorta primini etkiliyor.

En çok kayısı sigortalandı

Tarsim olarak 80 ilde poliçe sattıklarını sadece Hakkari’de satış yapamadıklarını da söyleyen Tarsim Genel Müdürü şunları söyledi: “Malatya en çok sigorta yapılan il. Bu ilin meyvesi olan kayısı dona karşı çok hassas ve yüksek risk altında. Malatya’da ise her yıl don oluyor. Bu yüzden bu ilde sigorta oranı yüzde 20-25’lere kadar yükseldi.

Hedef 4 milyar TL

Geçen yıl Türkiye’nin çok geniş bir kesiminde don yaşandı. Biz bu hasarların hepsini törenler düzenleyerek çiftçilerimize ödedik ve Tarsim sistemini de duyurma imkanı yakaladık. Bu nedenle bu yıl çok talep bekliyoruz. Tarsim’e çiftçilerin başvuruları mart ayında en üst seviyeye çıkar nisan ve mayıs iyi geçer hazirandan itibaren azalıyor. Bu yüzden bu yıla ilişkin sadece tahminde bulunabiliyoruz.”

Geçen yıl toplam 300 bin seviyesinde olan poliçe sayısını bu yıl 400 bine çıkartmayı hedefleyen Tarsim, tarımsal varlıklarında da toplam 1 milyar TL’lik artışla bu yıl 4 milyar TL seviyesine ulaşmayı hedefliyor.

Bu yıl ilk kez sel felaketini de sigorta kapsamına aldıklarını hatırlatan Bülent Bora, “Bu yüzden bu hedeflerimizin üzerine de çıkabiliriz” tahmininde bulundu. 

Kuraklık sigorta dışı

Türkiye’de en ciddi zararı kuraklığın verdiğini en son 2007 yılında yaşanan ağır kuraklık yılında devletin çiftçiye 560 trilyon TL yardımda bulunduğunu hatırlatan  Tarsim Genel Müdürü Bülent Bora, “Ancak Türkiye’de kuraklık sigortası yok.

Çünkü bu riski ödeyebilecek fon gücü yok. Kuraklık primi çok yüksek olacağı için çiftçinin bu primi ödeme şansı yok. Bunun için farklı bir model üretilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Hedef 500 bin çiftçi

Tarsim Genel Müdürü Bülent Bora Tarsim’in uzun vadeli hedefleri hakkında ise  şunları söyledi: “2009 yılında toplam 120 milyon TL prim topladık. 2010 yılında ise hedef 160 milyon TL. Hedefimiz bu yıl tarımda yüzde 4 olan sigortalılık oranını yüzde 5’lere çıkartmak. Orta vadede hedef ise yüzde 10. Uzun vadeli hedefimiz ise yüzde 20 yani 500 bin çiftçiye ulaşmak.”

Son selde zarar az

Edirne, Antalya, Bodrum gibi çok geniş kapsamlı yaşanan son sel felaketinde tahmin edilenin aksine önemli bir tarımsal zarar oluşmadığı bilgisini de veren Bülent Bora, “Trakya yani Edirne’de tarımsal bir zarar oluşmadı çünkü tarlalar ekilmemişti. Aksine görüştüğümüz çiftçiler ‘tarlalarımıza verimli toprak geldi’ diyerek mutlu oldu. Buna karşın Antalya’daki seralarda çok ciddi zararlar oluştu. Ödemelerine başladık” dedi.

Hangi ilde ne risk var?

Don riski
Malatya Türkiye’nin don riski en yüksek ili. Özellikle nisan ayında risk çok artıyor. Keza Bursa’nın yüksek ilçeleri, Ege’nin iç kesimlerinde, Karadeniz’in yüksek rakamlı yerlerinde don riski var.

Dolu riski
Tokat, Amasya, Çorum her sene dolu alıyor. Trakya’da bu oran yüksek, ayrıca Osmaniye, Ceyhan arası, Diyarbakır civarı da yine dolu riski yüksek bölgelerimiz.

Fırtına
Antalya yüksek risk altında.

7 milyar dolarla ABD lider

‘Bugün tarım sigortasının en çok geliştiği ülke olan ABD’de yılda 7 milyar dolar prim toplanıyor’ diyen Bora, “Bu primin 4 milyar dolarlık kısmını devlet finanse ediyor. İspanya ise 2008 yılında 739 milyon avro prim topladı. Bunun 443 milyon avrosunu yani yüzde 58’ini devlet ödemiş. Bu rakamlara bakınca Türkiye olarak daha önümüzde çok yol olduğunu görüyoruz” bilgisi verdi.

Tarsim 40 bin köyün risk haritasını çıkardı

Türkiye bazında 40 bin köyü kapsayan risk haritası oluşturduklarını söyleyen Tarsim Genel Müdürü Bülent Bora bu konuda yaptıkları çalışmalar hakkında şu bilgiyi verdi:

“Bu 40 bin köyü değişik risklere göre sınıflandırdık. Doluda 28 ayrı risk grubu oluşturduk. 1957 yılından bu yana Türkiye’de dolu sigortası yapıldığı için bu konuda önemli bir veri bankamız bulunuyor. Don içinde benzer çalışmayı yaptık. 15 risk sınıfı oluşturduk.

Ayrıca fırtına için de 15 değişik risk grubumuz bulunuyor. Ancak fırtına konusundaki 15 risk grubu çalışması geleceğe hazırlık olsun diye yapıldı. Yoksa Türkiye’nin o kadar farklı güçlere sahip fırtına riski bulunmuyor.

Sel içinde benzer bir çalışma yapılıyor. Ancak bu risk haritalarında  10 yıllık gelişme takip edildikten  sonra daha sağlıklı veriler elde edip buna göre risk haritalarını daha sağlıklı oluşturabileceğiz.

Parsel bazında harita

Şu anda köy bazında yapılan bu çalışmaları parsel bazına indirmeyi hedefliyoruz. Çünkü örneğin Karadeniz’de bir köyün bir ucu sıfır rakım, diğer ucu ise 800 rakım olabiliyor. Burada sel veya don riski oldukça farklı. Bu sistemin 3-5 yıl içinde devreye girmesi planlanıyor.”

Sel paraları ödeniyor

Sel-Su baskını teminatını 2010’dan itibaren kapsama alan Tarsim şubat ayında yağan aşırı yağmurlar yüzünden büyük zarar gören Antalya, Aydın, İzmir ve Manisa gibi illerdeki selzedelere zarar ödemelerini yapmaya başladı. Antalya’da dördü sera, ikisi açık olan olmak üzere altı adet hasar ihbarı alan Tarsim’e son 15 günde Aydın’dan 34, İzmir’den 8, Manisa’dan ise 17 adet olmak üzere toplam 59 adet sel-su baskını ile ilgili açık alan hasar ihbarı geldi.