Türkiye'deki bir çok kentin en önemli sorunları arasında bulunan çarpık
kentleşme, Diyarbakır'da da hala gündemde. 10 bin gecekondunun bulunduğu
kentteki yapıların yüzde 80'i hukuken de olsa, kaçak. Büyükşehir belediyesine
göre yeni imara açılan bölgelerde çarpık kentleşmenin önüne geçildi. Hatta
kentleşmenin önemli kıstaslarından olan yeşil alan oranı, kişi başına 15
metrekareye kadar çıkarak, dünya standarlarını da aştı. Ancak uzmanlara göre,
sorun bir kaç renkli bina ve bulvar yapılmasıyla çözülmüyor.
Kuruluş tarihi binlerce yıl öncesine dayanan Diyarbakır'ın
çarpık kentleşme sorunu, 1900'lü yılların başında başladı. 1915 yılından yapılan bir imar planında, kent için yeşil alanlar geniş
sokaklar ve yollar ön görülüyor. Ancak sonraki yerel yöneticiler bu planı
uygulayamadı.
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Fahrettin Çağdaş
anlatıyor: "1915'te Diyarbakır'da ilk bütünlüklü bir çalışma yürütülüyor. bu
planlama çalışmaları içerisinde yeşil alanlardan geniş yollara, hangi alanlarda
büyüyeceğine ilişkin veriler tespit ediliyor. Ancak yerel yönetimlerin bu
baskıları kaldırabilecek, siyasi kararlılıkta olmamaları, ekonomik olarak
bölgenin özelilkhle cumkhuriyeat tarihi boyunca yaşadığı lomuiszuluklar
nedeniyle, maalesef bu planlama karalarına uyulmadığı için bugün ciddi
sıkıntılarla karşı karşıyayız."
1950'li yıllarda kentin göç almaya başlaması çarpık kentleşme
için dönüm noktası oldu. Sur dışına taşmaya başlayan kent, plansız bir şekilde
büyümeye başladı. Kentin sorunlarının katlanmasına yolaçan
ikinci göç dalgası ise, terör olayları nedeniyle 1990'lı yılların başında
yaşandı. Köylerini terkeden binlerce kişi, diyarbakır'a akın etti. Göçzedeler
bulabildikleri her yere sığındılar.
Önce kaçak yapılar, ardından da gecekonduların sayısında artış
oldu. Kentteki konutlar yetmeyince yeni yerleşim alanları kurulmaya
başlandı. Kentin kuzeyindeki kayapınar beldesi imara açıldı. Ancak bu kez
temkinli davranan belediye, 2004 yılında yeni bir imar mastır planını hayata
geçirdi.
Büyükşehir belediyesine göre, yeni plan çarpık kentleşmeyi de
durdurdu. Fahrettin Çağdaş anlatıyor: "2004 yılında başladıoğımız imar mastır
planını kentin 25 yıllık imarına uygun olarak , hem ticari alanlarıyal soyla
donatıyla eğitim ve sağlık kurukları başta olmak üzere, özelilkle yeşil alanı
dikkate alan planlama çalışmaları yapıldı. Dicle kenti bölgesinde modern bir alt
yapı hazırladık ve sonuçların son 5 yılda görmekteyiz. Buradaka ilanların en
önemli özelliği yeşil alanı geniş yolları bulvarları, ticaret alanları eğitim
kurmları problemi olmayan, ibadet hanelerle ilgili probemleri olmayan yeni bir
kent inşa edilmeye çalışılıyor."
Yeni planlamayla yeşil alan oranı, kişi başına 15 metrekareye
kadar çıkarılarak, dünya standarlarının üzerine çıkıldı.
Ancak hala 10 bin gecekondunun bulunduğu ve yapılarını yüzde
80'i hukuken de olsa, kaçak olan kentteki bu tabloya, uzmanlar itiraz
ediyor.
Prof.Dr. Zülküf Güneli anlatıyor: " Çarpık kentleşmeden ne
anlaşıdığına önemli. Gecekondu kentleşmesi mi ruhsatsız bina mı? Ruhsat veya
ruhsatsızı referans verecek olursak durdurulmuştur diyemeyiz, ama görsel olarak
çarpık kentleşme denemez belki ama beli bulvar aksalarını dışındaki birkaç güzel
görünümlü yapını dışında çok başarılı diyemeyiz. Başarılı denilebilmesi için o
kentte yaşayan insanların işe giderlerken kaliteli toplu ulaşım aracıyla kısa
sürede varabilmeleri. Eğitim kurumunu yaşadıkları noktadan çok uzaklara gitmeden
bulabilmeli. Yoksa birkaç renkli apartmanla başardık demek doğru
değil."
Diyarbakır'da kentin yeni yerleşim bölgeleri 750 bin kişinin
yaşayabileceği şekilde planlandı. Uzmanlar, yeni planlamada yeşil alan oranının
standartların üstünde olmasından çok, kentin her yanına benzer şekilde
dağıtılmasının önemli olduğunu söylüyor.