Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nce merkeze bağlı
Yenişehir, Sur, Kayapınar ve
Bağlar Belediyeleri ile Diyarbakır Organize Sanayi
İşadamları Derneği (DOSİAD), Ticaret ve Sanayi Odası,
Diyarbakır İşadamları Yapı Derneği (DİYAD) ve
Diyarbakır Sanayici ve İşadamları Derneği (DİSİAD)
temsilcilerinin katılımı ile Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü önünde arsa
spekülasyonuna ilişkin basın açıklaması yapıldı.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir,
yaptığı açıklamada, hukuki sorumlulukları olmamasına rağmen ahlaki, vicdani ve
siyasi sorumluluğun gereği olarak arsa spekülasyonu ile ilgili açıklama yapmaya
ihtiyaç duyduklarını belirtti. Büyükşehir Belediyesi olarak kenti etkileyen
bütün bilimsel girdileri hesaba katarak 1/25.000'lik Nazım İmar Planı
hazırladıklarını kaydeden Baydemir, bu plana ek olarak 1/5.000'lik planları da
tamamladıklarını ifade etti. Baydemir, Diyarbakır'ın daha önce 85 bin dönüm
planlı alanı bulunduğunu, ancak kendilerinin kenti 1 milyon 100 bin dönüm olarak
planladıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''Bunun 205 bin dönümünü yerleşim birimi olarak, geri kalanını da tarım
alanı ve mera olarak ayırdık. Yerleşim birimine konut, fabrika, iş yeri de
dahildir. Bu yerleşim birimi içerisinde tam olarak 64 bin 390 dönümlük yeri
konut olarak ayırdık. Planı yaptığımızda 2006-2007 yıllarında mevcut konut
alanlarımızın tamamı 14 bin 60 dönümlük bir alandan oluşuyordu. Diyarbakır'ın
mevcut konut alanının 4,5 katını konut alanı olarak planladık. Yani Nazım İmar
Planı'nda mevcut konut alanlarının dışında 48 bin 830 dönüm yani 48 milyon 830
metrekarelik bir alanı konut için belirledik. 21 bin 850 dönümlük bir alanı da
ticaret, sanayi, organize sanayi gibi konut dışı kentsel alan olarak
planladık.''
''Konut alanı 2035'e kadar
yeter''
Baydemir, doğumla artan nüfus,
zorunlu göç, ekolojik nedenlerle nüfusun 2025 yılına kadar en fazla 1 milyon 600
bin olacağını düşündüklerini ve 2025 yılına kadar nüfusun en çok 757 bin
artacağını öngördüklerini söyledi. Mevcut konut alan stokunun 1 milyon 220 bin
kişiyi daha barındıracak genişlikte olduğunu vurgulayan Baydemir, ''konut alanı
olarak planladığımız alan 2025 değil, 2035 yılına kadar kente yeter'' dedi.
Baydemir, konut alanı için planlı yer dururken kent merkezine 30-40 kilometre
uzaklıktaki tarım arazilerinin arsa olarak alınıp satılmasına bir anlam
veremediklerini ifade ederek, şunları söyledi:
''Bu umut tacirlerinin ve
spekülatörlerin tasarruf sahiplerine vaat ettiği pembe bir rüya mı? Endişemiz
odur ki bu pembe rüyadır. Bunu görüyor olmaktan son derece kaygılıyız. Tarla ve
mera vasfında olan, 50 yıl sonra bile planlı alana girmeyecek alanlar 'burası
imara açılacak', 'buraya havaalanı yapılacak' gibi doğru olmayan bilgilerle arsa
adı altında gerçek fiyatının çok üstünde değerle alınıp, satılıyor. Birçok
birikim sahibi vatandaşımız da varını yoğunu buralara yatırıyor. Açıkça
söylüyorum. 1/25.000'lik plan içinde imara açılmış alan dışında hiçbir alanı
yönetimimiz döneminde imara açmayacağız. Tarım alanı niteliği olan alanların
tarımsal niteliği korunacak. Elbetteki ticarete karşı değiliz. Karşı olduğumuz
engellemeye çalıştığımız insanların ticaret yapması değil, tarla ve arsaların
satılıp sermayenin kent dışına çıkmasıdır. Geçmişte kent arazilerinin satılıp
parasının ülkenin Batı yakasında yatırıma dönüştüğünü unutmadık. Tarım alanları
çiftlik, seracılık, modern tarım için alınıp satılabilir. Yerel yönetimler
olarak yapı sektörünün sadece imara yeni açılmış alanlarda değil, kentsel
dönüşüm alanlarında da aktif olmasını bekliyoruz. Böylece yoksul insanların ucuz
konuta erişimini sağlayabiliriz. Çıkışımız yapı sektörünün önünü kesmek değil,
tersine desteklemektir.''
''Gelin
kentimize fabrika açın''
Baydemir, bir kaç
kişinin bir araya gelerek birikimlerini birleştirip Kalkınma Ajansı gibi
kurumlardan yatırım alanları ve fizibilite konularında profesyonel destek
alabileceğini de söyledi. Bunun yanı sıra Kalkınma Ajansı'nın turizm, tarıma
dayalı sanayi gibi sektörlerde verdiği yüzde 50'ye varan yatırım hibe
desteğinden faydalanmanın mümkün olduğunu kaydeden Baydemir, böylece hem
kendilerinin kazanacağını hem de istihdam ettikleri insanların evlerine ekmek
götürebileceğini belirtti. Baydemir, belediye olarak turizm yatırımı yapan,
örneğin otel açan girişimcilere imar konusunda kolaylık sağladıklarına da
dikkati çekerek, ''Yürürlükteki Teşvik Yasası'ndan yararlanarak tarım ve tarıma
dayalı imalat sanayi konfeksiyon gibi emek yoğun sektörler ile turizm, sağlık ve
eğitim alanlarında teşvik belgesi alarak tasarruflarını yatırım yoluyla üretime
dönüştürebilirler. Bu tür teşvikli yatırım yapılması durumunda hazine tarafından
49 yıllığına arazi tahsisleri yapılması da sözkonusu. Tasarruflarınızı istihdam
yaratıcı size ve kente getirisi olan yatırmalara yönlendirin. Sadece
Diyarbakır'da yaşayan değil, Bursa, İstanbul, İzmir'de yaşayan vatandaşlarımıza
da çağrıda bulunuyorum. Gelin kentimize fabrika işletme açın'' şeklinde konuştu.
Sivil yatırım konseyi
çağrısı
Bir gazetecinin; ''arsa
spekülasyonuna TOKİ'nin bir etkisinin olup olmadığı'' yönündeki sorusu üzerine
Baydemir, bu konuda çok çeşitli etkenlerin sözkonusu olduğunu söyledi. Baydemir,
bunlardan birisinin TOKİ'den kaynaklı olduğuna, bunun dışında Diyarbakır'da hala
çevre yolunun olmayışının ve sivil uçuşa açık havaalanı bulunmamasının da diğer
etkenler arasında yer aldığını ifade ederek, bu etkenlerin ortadan kaldırılması
için belediye olarak kentin tüm dinamiklerini kentte yatırım bilincinin
geliştirilmesi konusunda daha aktif bir çabaya davet ettiklerini kaydetti.
Bir ay içerisinde kentin tüm dinamikleri ile
yerel bir televizyon kanalında hangi alanlarda yatırım yapılması gerektiği
konusunda bilinç oluşturmak amacıyla bir programı düzenlemeyi planladıklarını da
söyleyen Baydemir, şöyle konuştu: ''Bizim açımızdan bu konuya bir nokta
koyuyoruz. Temel hedefimiz kent sermayesini yatırıma dönüştürmek konusunda ortak
bir irade gerekirse sivil bir yatırım konseyi oluşturmak için ciddi bir arayışa
gireceğiz. spekülasyonu, spekülatörleri, değeri 5 lira olan bir yerin 100 liraya
satılmasının gelecekte sosyal yaraya dönüşebileceği kaygısından hareketle çıkış
yapıyoruz.''
Kendisinin de büyük toprak sahibi
bir vatandaşın bin dönüm arazisini 80 trilyon liraya satarak Ankara'da bu para
ile otel açacağı ya da açtığı yönünde bir duyum aldığını anlatan Baydemir,
şunları kaydetti:
''Buna karşıyım hukuken
yapabileceğim hiçbir şey yok. Ama ahlaken ve vicdanen buna karşıyım. Bu kentin
kaynağı bu kentte yatırıma dönüşmeli. Geçmişte yapılan bu durumu durdurmaya
çalışıyoruz. Diyarbakır'ın nüfusunun yüzde 60'ı işsizken bu kentin sermayesi
başka kente gidip yatırıma dönüşecekse ben buna seyirci kalamam. Bu işi yapan
kim olursa olsun karşıyız. Babam da çıksa ve bu işi yapsa karşısına dikilirim.
Tavrımız son derece saygın, onurlu ve ahlaki. Bu kentin çocukları iş imkanına
kavuşsun. Anneler babalar iş imkanına kavuşsun ki çocukları okula gidebilsin.
Gelin hep birlikte bu kenti yatırıma kaydıralım.''