DHA'nın haberine göre, DİSK-AR'ın Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilerden yaptığı hesaplamalar, işsizler ordusunun da 7.1 milyon kişiye çıktığını ortaya koydu. DİSK-AR'dan yapılan açıklamada, "İşsizlik oranları hızla tırmanmaya devam ediyor" denildi ve şu bilgiler verildi:
"TÜİK tarafından açıklanan Ocak dönemi (Aralık-Ocak-Şubat) resmi (dar tanımlı) işsizlik oranı bir önceki yılın Ocak ayına göre 1.9 puan artarak yüzde 13’e yükseldi. Toplam işsiz sayısı 695 bin kişi artarak 3 milyon 985 bine yükseldi. İşsiz sayısında bir yıl içindeki artış yüzde 21 olarak gerçekleşti. Ocak işsiz sayısı Türkiye tarihinin en yüksek resmi işsiz sayısı anlamına geliyor."
"Öte yandan Ocak 2016’da 6 milyon 577 bin olan geniş tanımlı işsiz sayısı Ocak 2017’de 532 bin kişi artarak 7 Milyon 109 bin kişiye yükseldi. Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 21.4 olarak gerçekleşti. Böylece gerçek işsiz sayısı ilk kez 7.1 milyonun üzerine çıkmış oldu. Bu tablo Türkiye tarihinde işsizlik açısından yeni bir rekor anlamına geliyor."
TÜİK tarafından açıklanan dar tanımlı genel işsizlik oranının işgücü piyasalarındaki durumu bütün boyutlarıyla ortaya koyamadığı vurgulanan açıklamada, "Dar tanımlı/standart işsizlik hesaplarının taşıdığı kısıtlar ve sorunlar nedeniyle, işsizliğin gerçek boyutlarının anlaşılması için alternatif işsizlik verilerine ve diğer işsizlik türlerine bakmak gerekiyor" denildi ve eklendi:
"TÜİK tarafından kullanılan standart işsizlik tanımına göre referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan kişilerden, iş aramak için son dört hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan 15 ve daha yukarı yaştaki kişiler işsiz kabul ediliyor. Bu hesaplama yöntemi işsizliğin gerçek boyutlarının anlaşılmasını zorlaştırıyor.
"Geniş tanımlı işsizlik hesaplaması klasik dar tanım kapsamında yer alan işsizler yanında, iş bulma ümidini kaybeden işsizleri, iş aramayan ancak çalışmaya hazır olan işsizleri, mevsimlik ve zamana bağlı eksik çalışanları kapsayan alternatif işsizlik tanımıdır ve çalışma ekonomisi literatüründe kullanımı giderek artan bir hesaplama yöntemidir. Geniş tanımlı işsizlik verileri yıllardır ABD Çalışma Bakanlığı Çalışma İstatistikleri Bürosu tarafından da kullanılıyor."
Ocak döneminde bütün işsizlik türlerinde artışın da sürdüğü vurgulanan açıklamada, "Resmi işsizlik yüzde 13 iken diğer işsizlik türleri büyük farklılıklar gösteriyor" denildi ve şu bilgiler verildi:
"-Kadın işsizliği yüzde 15.4’e yükselirken,
- genç işsizliği yüzde 24.5 olarak gerçekleşti.
- Tarım dışı işsizlik yüzde 15.2 olurken,
- tarım dışı kadın işsizliği yüzde 19.6’ya,
- tarım dışı genç işsizliği ise yüzde 27.1’e yükseldi.
- Genç kadın işsizliği yüzde 28.1 iken,
- tarım dışı genç kadın işsizliği yüzde 32.5’e yükseldi.
İşsizlik oranları son bir yıl içinde artmaya devam ederken en yüksek artış tarım dışı genç ve tarım dışı genç kadın işsizliğinde yaşandı.
Son bir yılda kadın işsiz sayısındaki artış ise çok daha yüksek oranlı oldu.
- Kadın işsizliği ise 292 bin artarak 1 milyon 483 bine,
- yüksek öğrenimli işsiz sayısı ise 281 bin kişi artarak 958 bine yükseldi."
TÜİK'in istihdam ve işsizlik verilerinin, hükümet tarafından “istihdam seferberliği” adı altında yürütülen çalışmaların "henüz kayda değer bir etki yaratmadığını" da ortaya koyduğu vurgulanan açıklamada, Aralık'ta 26 milyon 669 bin olan toplam istihdam, Ocak 2017’de sadece 3 bin kişi artarak 26 milyon 672 bine yükseldiği vurgulandı ve şöyle denildi:
"Genişletilmiş işsiz sayısı 7.1 milyon gibi rekor bir sayıya ulaşmış durumda. İşsizlikteki artış en çok kentsel alanları, kadınları ve gençleri etkiliyor. İddiaların aksine istihdam teşvik programlarının istihdam üzerinde olumlu etkisi henüz ortaya çıkmadı. Aralık 2016 dönemi ile Ocak 2017 dönemi arasındaki istihdam artışı sadece 3 bin ile sınırlı kaldı. İşsizliğin azaltılması ve istihdamda kalıcı ve güvenceli artış sağlanması için önerilerimiz:
"- 'Herkesin çalışması için, herkesin daha az çalışması' ilkesi doğrultusunda haftalık çalışma süresi gelir kaybı olmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
- Uluslararası çalışma normları doğrultusunda herkese en az bir ay ücretli yıllık izin hakkı tanınmalıdır.
- İstihdam artışlarında kamunun payı dikkate değerdir. Kamu istihdamının artırılması, kamuda eğreti ve güvencesiz çalışma biçimleri yerine, kadrolu ve güvenceli istihdam artışının sağlanması yaşamsal önemdedir. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalı ve kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
- Güvencesiz çalışma biçimlerine son verilmeli, tüm taşeron işçilere kadro verilmelidir. Kamu taşeron işçileri kamu işçisi olarak kadroya alınmalıdır.
- Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun “insana yaraşır iş” yaklaşımı temelinde herkese güvenceli ve nitelikli işler sağlanmalıdır.
- Kiralık işçilik yasası (6715) Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmelidir.
- Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Toplum yararına çalışma programları kapsamında çalıştırılanlar daimi işçi statüsüne geçirilmelidir.
- İş başında eğitim adı altında çırak ve stajyerlerin ucuz işgücü deposu olarak kullanılması uygulamasına son verilmelidir.
- İşsizlik Sigortası Fonunun amaç dışı kullanımına son verilmeli, işverenlere teşvik adı altında işsizlik fonundan kaynak aktarılmamalıdır.
- Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır."