6.8’lik Elazığ depreminin bilançosu çok ağır. 41 kişi hayatını kaybetti, 1607 kişi ise yaralandı. Elazığ ve Malatya’da 82 bina yıkıldı, 1287 bina ise ağır hasar aldı. AFAD, UMKE ve jandarma ekiplerinin depremin hemen ardından başlattığı ve günlerdir insanüstü bir çabayla süren çalışmalarıyla 45 kişi enkaz altından sağ çıkarıldı.
En fazla can kaybı, Mustafa Paşa ve Sürsürü’de yıkılan binalarda oldu. Özellikle de Sürsürü Mahallesi’ndeki Dilek Apartmanı, Elazığ depreminin simge binalarından oldu. Çok sayıda can kaybının olduğu Dilek Apartmanı V şeklinde yıkıldı. Aslında Dilek Apartmanı bir site içindeydi ve etrafındaki diğer binalar ayakta kalmasına rağmen o bina yıkılmıştı. Habertürk'ten Esra Boğazlıyan'ın haberine göre; Dilek Apartmanı’nın yıkılış şekli, neden V şeklinde yıkıldığı sorularını İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna cevapladı.
Nusret Suna, Dilek Apartmanı’nın V şeklinde yıkılmasını şöyle yorumladı: “Bir binanın V şeklinde yıkılmış olması, ortadaki taşıyıcı elemanların taşıma kapasitelerini yitirip içe doğru çökme oluşturması anlamına geliyor. Taşıyıcı elemanlar kolon ve perdelerdir. Eğer bina ortaya doğru çöküyorsa ortadaki elemanlarda zafiyet oluşmuş demektir. Proje aşamasında ya da yapım aşamasında niteliksiz malzemenin kullanıldığını gösteriyor. Ekiplerimizin olay yerinde incelemesinin ardından detaylı bir rapor hazırlayacağız ama görüntülerden anladığımız kadarıyla taşıyıcı elemanlar, taşıma özelliğini yitirmiş. Etrafındaki diğer binalar ayaktayken o bina niye yıkıldı? Acaba binaya sonradan fiziki müdahale yapıldı mı onu bilmiyoruz. Ancak 99 depreminden sonra birçok binanın alt katlarındaki dükkanlarda taşıyıcı elemanların kesildiğini görmüştük. Burada da benzer bir durum var mı henüz bilmiyoruz. Ancak görüntülerden tespit edebildiğimiz kadarıyla yüzde yüz yapım hatası diyebiliriz. Etrafındaki binalar ayakta ama acaba tüm binalar aynı şekilde mi yapıldı onu da bilmiyoruz. Yapım aşamasında ya da malzemede hata olduğu kesin.”
1975’te Yapılsa Dahi İmalat Hatası Olmazsa Can Almaz
"Eski bir bina olan Dilek Apartmanı’nın 1998 Deprem Yönetmeliğine göre yapılmış olsaydı yıkılır mıydı?" sorusuna Nusret Suna şöyle yanıt verdi: “Bir bina hangi dönemin şartnamesine göre yapılırsa yapılsın yeter ki bu yönetmeliklere uygun projelendirilsin. Yani bir bina 1975 yönetmeliğine göre yapılmış dahi olsa eğer kurallara uygun yapılmışsa hasar alabilir ama can güvenliğini sağlar. 1998 yönetmeliğine göre yapılmamış bir bina depremde risk alır demek yanlıştır. 1998’den sonra yapılmış bir yapı çok cüzi bir miktarda hasar alabilir ama kesinlikle can güvenliğini sağlar. Hastane yapılıyorsa önem katsayısı farklıdır. Okulların önem katsayısı farklıdır. Konutlar, oteller farklıdır. 1975 yönetmeliğine göre bile yapılmış olsa bina uygun malzeme ve projeyle yapılmışsa öldürmez. Hasar fazladır ama öldürmez. 1998 depremine göre yapılmış konutlar hasar alabilir ama öldürmez. Okul ve hastanelerin ise 1998 yönetmeliğine göre hasar bile almaması gerekir. Elazığ’da yıkılan binalara baktığımızda yüzde yüz yapım hatası. Doğru projelendirme, doğru denetim olduğu sürece bir şey olmaz. Yer seçimi de çok önemli. Zeminin özellikleri direkt ilgilidir. Dere yatağı, faya yakınlığı, uzaklığı yapıların güvenliği ile direkt ilgilidir.”
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.