Dijital Tasarım, Baskı ve Yazıcı Üçgeninde Başarılı Bir Firma: Canon



Canon Eurasia Görüntüleme ve Ofis Sistemleri A.Ş. İş Geliştirme Yöneticisi Murat Atasayar ve GRAFCAD Elektronik ve Haberleşme Mühendisi Adem Özay ile Canon geniş formatlı yazıcıların temel özellikleri, bu temel özelliklerin arkasında yatan geniş çaplı Ar-Ge yatırımları ve kağıdın artan önemi hakkında konuştuk.

Canon markası ve ürünleri hakkına kısa bilgi alabilir miyiz?

MuratA: Canon, 75 senedir görüntüleme çözümleri üreten bir firma... Tabi herkes Canon markasının fotoğraf makineleri hakkında bilgi sahibi, Canon olarak bizim vitrin ürünümüz fotoğraf makineleri… Bu bağlamda şöyle bir avantajımız var, bunu da hep dile getiriyoruz, fotoğraf makineleri alanındaki bilgi birikimimizi alıp baskı sektöründe kullanabiliyoruz.

Canon, aslında bir üretim firması. Dünya genelinde 137 ülkede ofisi ve 137 bin çalışanı var. Fakat bu yapılanmanın arkasında çok ciddi bir üretim gücü bulunuyor. Canon ürünlerinin çok büyük bir bölümünün üretimini, testini kendi yapıyor;  Ar-Ge faaliyetlerini, lojistiğini ve şatış-pazarlama işlemlerini kendi yürütüyor. Daha sonra ise yerel ofisler ve bayiler kanalıyla ürünlerin satışını gerçekleştiriyor. Fakat dediğim gibi; bütün bu faaliyetin arkasında çok ciddi bir üretim gücü bulunuyor. Japonya’da, Uzakdoğu’da çok büyük fabrikalarımız var. Bununla birlikte Canon olarak ciromuzun yüzde 10’unu Ar-Ge yatırımlarımız için ayırıyoruz. Canon bugüne kadar sadece Avrupa’da 600’e yakın patent almış durumda. 2011 yılında dünya patent sıralamasında ilk 5’te yer aldı. Bu bağlamda Canon’un sürekli yenilikçi bir yaklaşıma sahip olduğunu söylemek doğru olur.

Canon markasının özellikle ‘Geniş Formatlı Yazıcılar’ (LFP) alanında teknik özellikleri nelerdir?

MuratA: Geniş formatlı yazıcılarımızın en önemli özelliği hız... Bu anlamda yazıcılarımızda iki adet siyah kartuşun bulunması büyük önem arz ediyor. Bunu şöyle açıklayabilirim; cihazlarımızda 6 adet kartuş bulunuyor bu kartuşların iki tanesi MBK yani siyah. Bunun sebebi yazıcılarımızın çizim sektörüne yönelik cihazlar olması; sonuçta çizim sektörü en çok MBK kullanıyor bu anlamda da yazıcılarımızın iki adet siyah kartuşa sahip olması maksimum hız anlamına geliyor.

Yazıcılarımızın bir diğer özelliği ise kalitesi ve elbette bu kalitenin arkasında yer alan Ar-Ge yatırımı… Özellikle mimarların ince çizgilere ne kadar önem verdiği biliniyor ve Canon yazıcılar ‘gerçekten’ ince çizgilerin basılabilmesi konusunda garanti veriyor. Bu konuda Adem Bey daha detaylı bilgi verecektir.

Bunun haricinde yazıcılarımızın ‘Hot Swap’ özelliği var, yine Ar-Ge yatırımları bağlamında ele alabileceğimiz önemli bir teknik özellik. Hot Swap, baskı alma sürecinde kartuşun bitmesi durumuna çözüm getirerek işin devam etmesini sağlıyor; kartuş bittiği halde cihaz alt tarafta yer alan yedek tank bölümü sayesinde basmaya devam ediyor. Bu süreçte, baskı devam ederken, kapak çevriliyor, kartuş çıkartılıyor ve bitmiş kapağa yeni kartuş yerleştiriliyor; böylelikle baskı işlemi devam ediyor.

Canon yazıcıların bir diğer özelliği ise; üç boyutlu çizimlerin kağıda aktarılabilmesi özelliği… Bu özelliğin kusursuz biçimde gerçekleşebilmesi için renk unsuru çok önemli. Bu konuda da özellikle fotoğraf makinesi yönümüzden gelen ‘know-how’ı kullanıyoruz ki bu makineler aynı zamanda poster makinesi olarak da kullanılıyor. Örnek vermek gerekirse; Migros’da görmüş olduğunuz bütün mağaza içi posterler, bizim cihazlarımızla basılıyor. Dediğim gibi renk kalitesinde herhangi bir sıkıntı yaşamadığımız için cihazlarımızla hem renkli poster basılabiliyor hem de çok ince hatlara sahip çizimler basılabiliyor.

Dijital tasarım, baskı ve yazıcı üçgeninde Canon gelecek için neler öngörüyor?

MuratA: Bildiğiniz üzere matbaa sektörü ve dijital baskı sektörü olmak üzere iki farklı baskı sektörü ve dolayısıyla yöntemi var. Dijital baskı alanı sadece plotter yönünü kapsamıyor; artık her tarafa ozalitçiler, copy center’lar açılıyor ve bu firmalar çok büyük bir hızlı büyüyorlar; bunu yaparken de dijital baskının nimetlerini kullanıyorlar. Türkiye’de dijital baskı alanı henüz istenilen seviyeye ulaşmış değil. İçeriğine baktığınız zaman plotter ve profesyonel baskı, ozalit makinelerini bir arada Canon’da görmek mümkün.

Canon geçtiğimiz sene, bildiğiniz üzere, geniş formatlı lazer yazıcılar üreten bir firma olan OCE’yi satın alarak baskı sektörüne bakış açısını net bir şekilde vurguladı.

Dijital bileşenlerle birlikte kağıt ve dolayısıyla baskı cihazlarına olan ihtiyacın azaldığını söyleyebilir miyiz?

AdemÖ: Dijital iletişimin, yani herhangi bir dokümanın dijital ortam aracılığıyla bir diğer alıcıya ulaştırılabilmesi durumunun artmasına bağlı olarak ‘kağıt’ ile olan işin azalması beklenir. Yani bizim çoğaltılmış kopyaya ihtiyacımızın azalması beklenir. Fakat dijital iletişiminin bu denli gelişmesi başka bir olanağı da beraberinde getirdi. Günümüzde üretilen bilgi de ivmeli bir şekilde artıyor. Yani bu anlamda dolaşıma çıkan bilginin de sayısı arttığı için kağıtla işimiz azalmıyor, tam tersine artıyor. Bu anlamda yapı endüstrisi bileşenleri anlamında şunu söyleyebiliriz; eskiden bakıldığında bir koordinasyon içerisinde çalışması gereken, mimar, inşaat mühendisi, makine mühendisi, elektrik mühendisi tasarım fikirlerini basılı paftalar üzerinden paylaşıyorlardı. Şimdi, yazılım teknolojisindeki gelişmeler ışığında konuyu ele aldığımızda; binanın dijital prototipi üzerinden fikir paylaşımı yapabildiklerini görüyoruz. Ancak söz konusu tasarımın tüketiciye sunulması noktasındaki kağıt ihtiyacı henüz ortadan kalkmış değil.

Bununla birlikte teknik resim belki teknik insanların kendi içlerinde kullandığı ve dolayısıyla bildiği bir dil olabilir. Ama bir binada yaşayacak, o binayı satın alacak olan kişiler, binanın tasarımını ve sunacağı hizmetleri görsel olarak görmek istiyorlar. Bu noktada, sizin elinizdeki çizici bir ‘iletişim aracı’ olarak fonksiyona sahip. Yani dijital bilgi artıyor olmasına rağmen kağıt tüketimimiz azalmıyor; o da artıyor çünkü üretilen bilgi ve bilginin alıcılarının sayısı da artıyor.

Ayrıca şöyle bir durum da söz konusu; eğer bir proje uygulanacaksa, bunun bir takım makamlara onaylatılması gerekiyor. O paftaların arşivde bir kopyasının bulunması gerekiyor. Bu da çiziciye ihtiyaç duyulacağı anlamına gelir.

MuratA: Elbette firmalar söz konusu çıkış alma işlemlerini ozalit ve baskı merkezlerinde yaptırabilirler ama genelde mimari ofislerin, kendi ofislerinde baskı alma nedenleri işin böylelikle hız kazanıyor olması. Baskıya gönderilen işlerin ne zaman elinize ulaşacaı belli olmuyor ya da istenildiği şekilde basılıp basılmadığını da bilemiyor dolayısıyla ofiste bir çiziciye sahip olmak önem kazanıyor.

Canon firmalara ne gibi kolalıklar sunuyor?

AdemÖ: Kendi deneyimlerimizden söz edecek olursak; eskiden kalemli çiziciler vardı ve eğer bir firma olarak sizin yoğun bir proje tesliminiz olduğunda çıkış işlemi gerçekleşirken biri çizicinin başında beklerdi. Çizici kaleminin mürekkebini manuel olarak hissederdik ve öyle değiştirirdik. Bir projeyi çiziciye gönderdiğiniz zaman, o çizimin bitmesi için bir saat ya da bir buçuk saat bekliyor olmanız bir sıkıntı değildi. O çizimi kontrol ettiğiniz zaman gördüğünüz bir yanlışın bilgisayarda düzeltilmesi ve tekrar çizgiye gönderilmesi, projenin teslim tarihlerine göre; “Şu gün çıkış almaya başlamalıyım ki bir yanlış varsa şu zamana yetiştirebileyim” mantığı ile planlanırdı. Şimdi Canon’un ‘imagePROGRAF iPF750’ adlı ürününden ve bu ürün sayesinde 48 saniyede A0 baskı alabilmekten söz ediyoruz. Yani sizin, bilgisayarınızın tuşuna basıp çizicinin başına gittiğiniz süre zarfında pafta basılmış oluyor. Bu, muazzam bir hız. Bu noktada, bu üstünlüğü sağlayan özelliğin Canon tarafından tasarlanan işlemci olduğunu düşünüyorum.

Ayrıca Canon’un çizicileri ‘by default’ olarak network kartıyla geliyor. Bu, başka markalarda ekstra para ödeyerek satın alınan bir özellik. Canon çiziciler aracılığıyla 0.02 milimetre kalınlığındaki çizgi çizmek de mümkün; üstelik bu incelikte bir çizgiyi çizerken hem çok temiz bir çizim alabiliyorsunuz hem de daha az mürekkep harcanıyor.

MuratA: Adem Bey’in ilk başta dikkat çektiği konudan hareketle; Canon’un ‘eMaintenance’ özelliğinden bahsedebiliriz. Bu özellik sayesinde çizici, kartuşu bitmek üzereyken doğrudan IT yöneticisine haber veriyor. Kartuş bitiyor ya da cihazda bir problem oluşuyor ise hatanın ne olduğunu yöneticiye haber veriyor. 



GRAFCAD firması hakkında bilgi alabilir miyiz? GRAFCAD ile Canon firmasının yolları nasıl kesişti?

AdemÖ: GRAFCAD isminden de anlaşılabildiği gibi, grafik ve CAD uygulamaları konusunda faaliyet gösteren bir firma. Esas olarak Autodesk’in mimarlık, mühendislik ve inşaat alanındaki ‘Gold Partner’ıyız. Yakın bir dönemde Autodesk firmasından ‘uzman danışman’ (Consulting Specialist) sıfatını da aldık.

Canon ile olan tanışıklığımızı ise şöyle özetleyebilirim. Müşterilerimizin büyük bir çoğunluğu bahsettiğim endüstride; mimarlık, inşaat ve planlama endüstrisinde yer alan firmalar ve bir çıktı cihazı doğal olarak kullanıyorlar. Bu bağlamda halihazırda yazılım tarafında hizmet vermekte olduğumuz firmaların donanım ihtiyaçları gündeme geldi. Biz GRAFCAD firması olarak donanım işi yapmıyoruz, sadece çiziciler tarafında Canon’la dört yıl öncesine dayanan bir iş birliğimiz mevcut. Donanım konusunda çalışmama kararı almış bir firma olarak aslında Canon bizi ikna etti ve hoş bir ikna süreçleri vardı, biz de aynı yöntemi müşterilerimize uyguluyoruz şu anda... Canon’un çizicilerini denemek isteyen müşterilerimizin bize bir telefon açması yetiyor. Biz onlara çizicileri gönderiyoruz, kuruyoruz, basit bir eğitim veriyoruz ve çizicimiz belli bir süre orada kalıyor… Kendi projelerini bizzat basma şansına sahip oluyorlar ve sonuçlarını kendileri görüyorlar. Canon ürünleri hakkında bir deneyim ve fikir sahibi oluyorlar. Bizim kendi faaliyet bölgemiz olan İstanbul’la sınırlı elbette bu bahsettiğim hizmet… Bunun arkasından satın alırlarsa amenna, almazlarsa biz görevimizi yaptık deyip, bir başka müşteriye göndermeye devam ediyoruz. Canon’la iş birliğimiz böyle başladı. Bu anlamda da memnun Canon müşterileri var portföyümüzde…

Bununla birlikte GRAFCAD olarak şöyle bir güvence veriyoruz; firma cihaz ile ilgili bir sorun yaşadığında sorunu 24 saat içerisinde çözemiyorsak stokta tuttuğumuz ürünlerden birini firmaya teslim ediyoruz. Bir sürü özellikten ve çalışmanın kesintisizliğinin ne kadar önemli olduğundan bahsettik, böyle bir sorun yaşandığında “şimdi git on beş gün bekle, bir parçası gelecek” diyemeyiz müşterilerimize... Bunun sorumluluğunu taşıdığımızı düşünüyoruz ve böyle bir hizmetle Canon’u sunuyoruz.