Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Erdoğan Bayraktar, TMMOB Şehir
Plancıları Odası İstanbul Şubesi'nin Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Mimar
Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nin
(İTÜ) Şehir ve Bölge Planlama bölümleri işbirliğiyle "Kriz ve İstanbul" başlığı
altında düzenlenen "İstanbul Buluşmaları 2009" etkinliğinin açılışında konuştu.
İstanbul'u Türkiye ile beraber düşünmek gerektiğini vurgulayan Bayraktar,
Diyarbakır, Gaziantep, Kayseri, Denizli gibi illeri kalkındırmadan İstanbul'u
kurtarmanın mümkün olmadığını söyledi.
İstanbul'u geliştirmeden Türkiye'nin ekonomisini kurtarmanın
mümkün olmadığını vurgulayan Bayraktar, İzmir, Bursa, Bandırma ve Çorlu başta
olmak üzere başka çekim merkezleri oluşturmak, sanayiyi İstanbul'un dışına
çıkararak, kenti turizm, sağlık ve eğitim kenti olarak yapılandırmak ve
İstanbul'un ulaşımını yer altına alarak ulaşım sorununu çözmek gerektiğini
bildirdi.
Kentte bugün 3 milyonun üzerinde konut bulunduğunu, bu
konutların yüzde 70'inin yaşanamayacak durumda olduğunu dile getiren Bayraktar,
şöyle devam etti:
"Belki yüzde 80'e yakını ya temel ruhsatı, inşaat başlama
ruhsatı ve iskan müsaadesinden yoksun ama daha vahimi mühendislik, mimarlık
bilimine, şehir planlama kriterlerine uygun olmadan yapılaşmış yapılar. Bu
yapılar İstanbul'un tarihi dokusunu, SİT alanlarını, yeşil alanlarını, dere
yataklarını ciddi manada tahrip edip şehrin gelişmesini tıkadı ve bu alanlar
şehrin ortasında kalmaya başladılar. Bunda eğitimli, kültürlü, diplomalı
insanların daha çok sorumluluğu var. Bunu mutlaka engellememiz lazım. Türkiye'de
gerçek manada kentsel dönüşüm sağlanmadan, insanlarımız salaş, kaçak yapılardan,
depreme dayanıksız evlerden kurtulmadıkça gerçek kalkınmadan, refahtan söz
edemeyiz. Bunu hep birlikte halletmemiz lazım."
TOKİ'nin kentsel dönüşüm ve insanların ev sahibi olması için çok
çalıştığını ve 400 bin konuta ulaştıklarını anlatan Bayraktar, bunun nüfusu 100
binden fazla 15 şehir demek olduğunu vurguladı.
Bayraktar, TOKİ'nin sadece konut yapmadığını, modern hayatın
gerektirdiği yaşam birimleri gerçekleştirdiğine işaret ederek, "Ama yanlış
yapmıyor muyuz? Çok yanlış yapıyoruz. Bilimsel kriterler, şehircilik kriterleri
manasında, mimari tarzda çok yanlışlarımız, eksiklerimiz var" dedi.
Sulukule'deki dönüşüm tartışmaları
Yapılan eleştirilere de değinen Bayraktar, şunları
kaydetti:
"Eğer Şehir Plancıları Odası ciddi eleştiri yapıyorsa,
Türkiye'nin genel pozisyonundan kaynaklanıyor bu. Sizi sağdan, soldan
sıkıştırırlar nahoş ses çıkarırsınız. Bizim Sulukule'de yaptığımız kentsel
dönüşüm çok tartışılabilir. Ama inanın orası çok kötü bir yerdi. Altyapı yok, su
yok, tuvalet yok. Orada neler yapıldığını burada söylemeyeyim, çok kötü şeyler
yapılıyordu. Oradaki hak sahibi olan herkese yerinden yer verdik, kiracılara da
Gaziosmanpaşa Taşoluk'tan ev verdik, peşinatsız, taşındıktan sonra ayda 180 ile
220 lira olmak üzere taksit ödeyerek, gitmediler. Kültürleri oraya müsait değil,
çoğu 30-40 bin lira devir parası alarak bıraktılar gittiler 'Biz Sulukule'de
oturacağız' diye."
Kentsel dönüşümlerin üniversiteler, akademisyenler, mimar,
mühendis şehir plancıları odalarıyla tartışarak yapılması gerektiğini, imar
planlarının halkın katılımıyla yapılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şöyle
devam etti:
"Ama o duruma gelemedik biz henüz. O duruma gelebilmemiz için
bilimsellik, kültür, eğitim bakımından görmemiz gereken merhaleler, maddi
bakımdan ulaşmamız gereken yer var. Derler ya 'aç fare fırın deler'. O bakımdan
bizim İstanbul'a göçü engellememiz lazım. Türkiye ekonomisine katkı sağlamak
için İstanbul'a 40 bin turist getirmemiz lazım. Çanakkale'den Ege sahillerine
geçiş için imkan sağlamamız lazım. Altınova'da şehir kurmamız lazım. Karasu'da
mutlaka bir liman kenti kurmamız lazım. Düzce'deki sanayiyi artırmamız lazım.
Bandırma'yı İstanbul'un yükünü alacak tarzda çok daha geliştirmemiz lazım. Biz
bu işe kafa yoruyoruz ama herkesin kafa yorması lazım. İzmir'i, Bursa'yı
geliştirmeden İstanbul'u kurtaramayız. İstanbul'u kurtarmadan Türkiye'nin
ekonomisini geliştiremeyiz. Türkiye'nin ekonomisini kalkındıracak olan,
geliştirecek olan İstanbul'dur."
"Ben de dertliyim"
Erdoğan Bayraktar, bugüne kadar 30 milyar lira tutarında 3 bin
500 ihale yaptıklarını belirterek, "Bugüne kadar ödediğimiz hak ediş rakamı tüm
Türkiye'de 20 katrilyon, bugünkü rakamla 20 milyar TL. Bu paranın yüzde 90'ını
İstanbul'dan kazandık" dedi.
Hazineden pay almadıklarını, aldıkları arsaları
geliştirdiklerini anlatan Bayraktar, şunları kaydetti:
"Bunlardan kazandığımız paralarla bugün ulaştığımız 400 bin
konut rakamının 300 bini sosyal konuttur. 100 bin konutu, taksitleri 250 liranın
altında olan konutlardır. Evine taşındıktan sonra 100 lira ile 250 lira arasında
adeta aidat öder gibi ev sahibi olmaya çalışan insanlarımızındır. Ama çok iş
yaptık, çok eleştiri aldık, eleştiri de almamız lazım. Yaptığımız işin bilimsel
olması lazım."
Bayraktar, İstanbul'da Küçükçekmece, Kayabaşı, Gaziosmanpaşa,
Tuzla, Maltepe, Kadıköy, Fatih ve Bağcılar'ın da aralarında bulunduğu birçok
yerde kentsel dönüşüm çalışması yaptıklarını dile getirerek, "Burada ben de
dertliyim. Kentsel dönüşüm çalışması yaptığınız zaman, haklı haksız birçok kurum
üzerimize çullanıyor, 'yapmayın' diyor. Tamam gecekonduda yaşayan insan diyelim
ki masumdur, peki gecekondu yapamayan, Hakkari'nin bir köyünde çok daha mağdur
olan bir vatandaşımızın ülkenin her zerresinde hakkı olan vatandaşımızın daha
çok hakkı yok mu?" diye konuştu.
"Yasal destek lazım"
Siyasi kuruluşların hükümete vurmak için kendilerine
yüklendiğini savunan Bayraktar, "Onların sillesi bize de geliyor"
dedi.
Bayraktar, meslek odaları, üniversiteler ve akademisyenlerden
destek beklediklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Ülkemizin kalkınmaya gelişmeye ihtiyacı var, gelir seviyemizi
30 bin dolara çıkarmak mecburiyetimiz var. İstanbul'un ulaşımını halletmek
mecburiyetimiz var. İstanbul'da deprem olursa Türkiye 200 milyar dolar yükün
altına girecek. Bu depremselliği ortadan kaldırmamız lazım. Nasıl kaldıracağız
bunu? Biz burada deprem dönüşümü için Kayabaşı'nda 65 bin konut yapıyoruz. Bunun
25 binini özel sektör yapacak, 40 binini TOKİ yapacak. Biz diyoruz ki, deprem
riski olan İstanbul'da, 1999 depreminde 70 bin ev ağır hasarlı veya hasarlı,
bunların 17 bininde hala oturuluyor. 17 bin tanesine yazı yazdık, 'Biz size
Kayabaşı'ndan peşinatsız, taşındıktan sonra ödemek, oturduğunuz hasarlı evi de
peşinattan düşmek suretiyle ev vereceğiz' dedik. Çok ciddi bir tepki bulamadık
buradan. Yasal destek lazım. İstiyoruz ki deprem riski altında olan evlerde
insanlarımız oturmasın."
İstanbul'da kentsel dönüşüm yapmak, kaçak, depreme dayanıksız
yapılardan kurtarmak için herkesin kendini aşan bir gayretle bir şeyler yapması
gerektiğini vurgulayan Bayraktar, "Burada birileri mağdur olacak. Mağdur olmadan
olmaz" dedi.