Depremin Yıldönümünde Odalardan Yapı Denetim Sistemine Çözüm Önerileri
1999 Marmara depreminin yıldönümü yaklaşırken TMMOB'ye bağlı İnşaat
Mühendisleri Odası, Makina Mühendisleri Odası ve Mimarlar Odası genel merkezleri
Türkiye'deki 'Yapı Denetim Süreci'ne ilişkin ortak bir basın açıklaması kaleme
aldı. Açıklamada, 'Yapı Denetim Sistemi'ndeki aksaklıkların giderilmesine
yönelik önerilerde bulunuluyor.
YAPI DENETİMİ UYGULAMASININ TÜM ÜLKEYE
YAYGINLAŞTIRILMASI; GÖSTERMELİK OLMAKTAN UZAK, ETKİN, YAYGIN, UYGULANABİLİR,
İZLENEBİLİR BİR SİSTEM İLE HAYATA
GEÇİRİLMELİDİR
2001 yılında Meslek Odalarımızın,
oluşturulacak yeni sisteme ilişkin kaygılarına ve sistemin sağlıklı işlemesine
yönelik görüş ve önerilerine rağmen yasalaşan ve sadece 19 pilot ilde
uygulandığı için yoğun eleştirilere neden olan 4708 sayılı Yapı Denetim
Yasası, Bakanlar Kurulu Kararı ile 1 Ocak 2011’den itibaren 81 ilin
tümüne yayılacaktır. Bu karar, depremselliği ve sorunları aynı olan bir
coğrafyada iki farklı sistem uygulamasına son vermesi bakımından ilk bakışta
olumlu görünmekle birlikte, yasanın eksik, yanlış, aksayan ve uygulanamayan
yanlarının ilgili tarafların görüşlerine başvurularak yeniden
düzenlenmesi gerekliliği, yasa hedefleri açısından yaşamsal önem
taşımaktadır. 2001 yılında yasalaşma sürecinde ifade edildiği üzere, mevcut
yasada mesleki yeterlilik, eğitim, belgelendirme, izlenebilirlik, denetim
mekanizmasının etkin ve yaygınlığı ve kamu yapılarının denetim dışı kalması
gibi çok önemli eksiklikler bulunmaktadır. Ayrıca yürürlükteki diğer yasa
hükümleriyle çelişkiler de bulunmaktadır.
Nüfusunun yüzde 98’i deprem
tehlikesi altında yaşayan ülkemizde konutların % 67’si kaçak ya da
ruhsatsızdır. Bina stokunun% 40’ı oturulabilir durumda
değildir. Fakat mevcut Yasa, 3194 sayılı İmar Yasasının 26. maddesinde
belirtilen kamu yapı ve tesisleri ile 27. maddede belirtilen ruhsata
tabi olmayan yapılar ve bodrum kat hariç tek parselde bulunan ve 200 m²’i
geçmeyen iki katlı müstakil yapıları kapsam dışında bırakmıştır. Bu noktada
ülkemizde son dönemlerde yaşanan büyük depremlerde kamu yapılarının en az
özel yapılar kadar zarar gördüğü gerçeği gözetilmelidir. 17 Ağustos Marmara
Depreminde ve 1 Mayıs 2003 Bingöl Depreminde yıkılan kamu binaları ve buralarda
kaybettiklerimiz belleklerimizde acı izlerini halen korumaktadır.
Bu
yaşamsal gerçeklerden hareketle önemle belirtmek isteriz ki; Yapı
Denetimi, kent planlamasından başlayarak, yapıya ilişkin tasarım
projeleri ile inşaatın imalat sürecini kapsayan bir bütündür. İnşaat
süreci ise, yapının oturacağı zeminin etüdü ile başlar, hazırlanan plan ve
projelerin İmar Kanunu ve Yönetmeliklerine, teknik şartname ve kurallara ilişkin
mevzuat ile TMMOB’ye bağlı ilgili Odaların Yönetmelik, Yönerge ve Çizelgelerine
uygun olarak üretilip üretilmediğinin denetimi ile devam eder.
Bu açıdan
Yasanın temel eksiği, mühendislik mimarlık hizmetlerinin mesleki yeterlilik,
eğitim, belgelendirme ve denetleme boyutlarını içermemesi ve birçok kez
eleştirdiğimiz “imzacılık” yaklaşımına ortam yaratılmasıdır.
07.08.2010
tarihli ve 27665 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yapı Denetimi
Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikte
yapılan değişiklikler de TMMOB’ye bağlı ilgili odaların değerlendirme kriterleri
dikkate alınmadan hazırlanmıştır.
Süresi 5 yıl olan Yapı Denetçiliği
ve Proje Denetçiliği Belgesinin geçerli olduğu süre içinde meslek içi
eğitimlerin sürekli hale getirilmesi ve eğitim programlarının Bakanlık ile
TMMOB’ye bağlı ilgili Odaların ortak çalışması ile belirlenmesi için 2006–2007
yıllarında Bakanlık ile bizlerin koordineli olarak hayata geçirdiği eğitim
çalışmasının devamının getirilmemiş olması ve bu konunun yasada hüküm altına
alınmaması önemli bir diğer eksikliği oluşturmaktadır.
Yapı denetim
sisteminin önemli temellerini oluşturan yapı sigortası ve mesleki
sorumluluk sigortası da bu süreçte bir türlü uygulamaya geçirilememiştir.
Yine yapı denetim sürecinde tanımlanan şantiye şefliği
uygulanabilir olmaktan uzak, mühendis ve mimarların imzalarıyla geçiştirilen bir
uygulamaya dönüşmüştür.
Yasaya göre yapı denetim kuruluşlarının yapı
sahipleri tarafından belirlenmesi gerekirken, uygulamada müteahhitler
öne çıkmakta, bu durum haksız rekabet koşullarına neden olmakta,
bağımsız bir yapı denetim sisteminin oluşmasının koşulları en başta yok
olmaktadır.
Çözüm Önerileri
Yukarıdaki tespitler ışığında
yasal, yönetsel ve uygulamaya dönük köklü değişikliklere ihtiyaç
duyulmaktadır. Aşağıda imzası bulunan meslek odaları olarak önerilerimizi
kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.
1- Yapı denetiminde meslek odalarının
sürece daha etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve
denetim süreci modeline ihtiyaç vardır. 4708 Sayılı Yapı Denetim Yasası ile
3194 Sayılı İmar Yasası ve bağlı ikincil mevzuatın bu model esas alınarak
yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
2- Yapı Denetiminin anahtarı
“Mesleki Denetim”, onun olmazsa olmaz koşulu da TMMOB’ye bağlı meslek
odalarının yürüttüğü “Yeterlilik ve Belgelendirme” faaliyetleridir. Bu
nedenle yapı denetimi ile ilgili kamusal yapılanmalardaTMMOB’ye bağlı
ilgili Odaların görev, yetki ve sorumlulukları tanımlanarak
temsilleri sağlanmalıdır. Denetçi Belgelerinin verilmesi ve takibi
TMMOB’ye bağlı Odalar tarafından yapılmalı, yapı denetimi mekanizmasında yer
alan meslektaşların sicillerinin tutulması ve meslek içi eğitimler
TMMOB’ye bağlı ilgili Odalarca yapılmalıdır.
3- Bütün kamu yapıları
yasa kapsamına alınmalıdır. TOKİ, KİPTAŞ ve benzeri kuruluşların
inşaatlarının denetimi, yapı denetim sistemi içerisine dahil edilmelidir.
4- Yapı denetim kuruluşlarının denetimi ve ceza sisteminde halen
uygulanmakta olan yöntem sorunludur. Doğrudan kapatma yerine sistemin daha doğru
işleyişini sağlayacak para cezalarını da kapsayan kademeli yaptırımlar
uygulanmalıdır.
5- Yapı üretimi düzeninin asli öğelerinden olan
müteahhitliğin tanımı netleştirilmeli yapı ile ilgili uzmanlığı olmayan
meslek sahiplerinin yapım işini üstlenmesi engellenmelidir.
6- Yapı
denetim uygulamasını sağlam bir zemine oturtacak Yapı Sigortası ve Mesleki
Sorumluluk Sigortası sistemine bir an önce geçilmelidir.
7- Yapı
denetim uygulamasını yönlendiren her türlü karar sistemi, konu ile ilgili tüm
kurum ve kuruluşların yer alacağı süreçlerde oluşturulmalıdır.
8-
Ticari yanı ağır basan zoraki çok elemanlı, hantal yapılı, mali açıdan çok
külfetli yapı denetim şirketi modeli yerine; uzmanlık ve ahlaki niteliklere
sahip yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı bir Yapı Denetim Uygulaması
modeli geliştirilmelidir.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim
Kurulu TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu TMMOB
Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu