Depremin 10. Yıldönümünde Hukuk Enkaz Altında Kaldı
Türkiye, 17 Ağustos 1999 tarihinde güne
büyük bir acıyla başladı. Merkez üssü Gölcük olan 7.4
büyüklüğündeki deprem Marmara Bölgesi'nde birçok şehri enkaza
çevirdi. Resmi rakamlara göre 20 bine yakın insan hayatını kaybetti, binlerce
bina yıkıldı. Geride birçok acı hatıra bırakan depremin 10. yılı dolarken
hukukun da enkaz altında kaldığı ortaya çıktı. Felaketin ardından yakınlarını ve
mallarını kaybeden birçok kişi, başta müteahhitler olmak üzere sorumlulardan
davacı oldu. Sadece İstanbul'da ölen 31 kişi için 650'ye yakın tazminat ve kamu
adına ceza davası açıldı.
Ancak davaların çoğu 'hukuk bürokrasisi'ne takıldı.
Sakarya'da 3, Kocaeli'nde 532 ve
Düzce'de 28 olmak üzere toplam 563 dava zaman
aşımından düştü. Bu sürece takılmayan bazı davalar ise 'Rahşan
Affı' olarak bilinen Şartlı Salıverme Yasası ve başka
hukuki boşluklardan dolayı cezasız sonuçlandı. Dolayısıyla 3 bin 500'e yaklaşan
soruşturmanın çok büyük bir kısmı depremin 10. yıldönümüne gelmeden buharlaşıp
uçtu. Depremde yıkılan binaların müteahhitleri hukuk sisteminin yavaş işlemesi
sonucu cezalardan kurtulurken, sadece Veli Göçer ve ortağı
cezaevinde bulunuyor. Yalova'nın Çınarcık
ilçesinde yaptırdığı binaların yıkılması sonucu 167 kişinin ölümüne sebep olan
Göçer ve ortağı İsmet Kösebalaban, 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Müteahhit Veli Göçer'in yaptığı konutlarda oturan Salim
Çakır, depremde 11 yaşındaki oğlunu kaybetti. Göçer'in ceza alması için
davaya müdahil olan Çakır, "Göçer'in ceza alarak bu tür davalara emsal
olabilmesi için çok çaba sarf ettik. O yakında çıkarak ailesine ve çocuklarına
kavuşacak. Ama benim oğlum bir daha asla geri gelmeyecek." dedi. Haklarını
ararken birçok hukuki engelle karşılaştıklarını vurgulayan acılı baba sözlerini
şöyle sürdürdü: "Birçok aile bizim kadar şanslı değildi. Biz en azından Veli
Göçer ismi deprem davalarında simge olduğu için yetersiz de olsa sonuç
alabildik."
Depremden zarar görenler, ihmal ve denetimsizlik nedeniyle yetkilileri,
dayanıksız ve kötü malzeme kullandığı için de müteahhitleri dava etti. Hukuki
süreçte birçok belediye başkanı ve müteahhit gibi teknik sorumlular gündeme
geldi. Ancak belediyeler hakkında yasal işlem başlatılamadı. Yıkımlardan birinci
derecede sorumlu tutulan müteahhitlerin ise birçoğu bulunamadı. Eksik soruşturma
nedeniyle sanıklar bir bir beraat ederken, birbirleriyle tamamen zıt hazırlanan
bilirkişi raporları yargıyı içinden çıkılmaz hale getirdi.
Eski Kocaeli Barosu Başkanı Ersayın Işık,
Yargıtay'ın, deprem davası sanıklarının Türk Ceza Kanunu'nun
'dikkatsizlik ve tedbirsizlikten birden fazla kişinin ölümüne neden olmak'
suçunu düzenleyen ve 5 yıla kadar hapis öngören 383. maddeden
yargılanmasına karar verdiğini söyledi. Ancak davaların zaman aşımı nedeniyle
7,5 yıl içinde düştüğünü anlattı.
Depremin ardından sorumlular hakkında başlatılan pek çok soruşturmanın
hazırlık aşamasında kalmasının nedeni kamu davasının hangi maddeye dayanarak
açılacağının tespit edilememesi. Ayrıca sorumluların saptanması için delil ve
belge toplamada da ciddi sıkıntılar yaşandı. Bu nedenle deprem bölgesinde açılan
3 bin 500'e yakın soruşturmadan bir yıl içinde sadece 350'si kaldı. Işık,
"Bunların çoğu da Rahşan affı olarak bilinen erteleme yasası nedeniyle sonuçsuz
kaldı. Bugüne kadar gelebilen dava sayısı 50'yi geçmez." dedi. İstanbul'daki
davaların tamamını yürüten Sivil İnisiyatif Grubu Avukatı Remzi Kazmaz da 650
davaya baktıklarını aktardı. 10 yıl içinde bu davaların hiçbirinden sonuç
alamadıklarına dikkat çeken Kazmaz, ceza almasına kesin gözüyle baktıkları
müteahhitlerin de Rahşan affıyla kurtulduğunu vurguladı.
Kazanılan tazminatlar ödenmedi
Depremde açılan hukuki yardım masasında görevli avukat Orhan
Kılıç, felaketten sonra 350'ye yakın dava başvurusu olduğunu anlattı.
Müteahhit, mühendis ve teknik uygulama sorumlusu için 2 dava açtığını aktaran
Kılıç, şunları kaydetti: "İlk dava İstanbul İdari Mahkemesi'ne Avcılar
Belediyesi için açtık. 2007'de Danıştay onayladı, 3 bin 500 TL tazminat ile
sonuçlandı. Fakat hâlâ ödenmedi. 2. dava ise depremde yıkılan ağır hasarlı bir
bina için açıldı. Ceza davasında zamanaşımından kurtuldular ama tazminat davası
devam ediyor. Depremzedelerden hâlâ geçici deprem konutlarında oturduklarına
dair şikayet alıyoruz."
Felaketten sonra Kocaeli 1. ve 2. Ağır Ceza mahkemelerinde 993 dava açıldı.
Çoğu, zamanaşımı gibi nedenlerden düştü. Sadece 12 kişi 10 aya yakın hapis
cezasına çarptırıldı. Sakarya'da ise 695 ceza davası açıldı. Yalnızca 6'sı
vatandaşların lehine sonuçlanırken, 412 davada müteahhit ve diğer sorumlular
beraat etti.