Türkiye’nin kaçınılmaz gerçeği deprem, 24 Ocak 2020 akşamı Elazığ’ı vurmuş; Elazığ, merkez üssü Sivrice İlçesi olan, 6.8 büyüklüğünde depremle sarsılmış, depreme dayanıklı olmayan binaların getirdiği acılar bir kez daha yaşanmıştı.
Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ece Ceylan Baba, dünyaca ünlü Mimar Emre Arolat ve Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Asilhan Arslan’ın da içinde bulunduğu farklı sektörlerde görev yapan iş insanlarından oluşan bir grup gönüllü; “Her deprem sonrası aynı görüntüleri yaşamamak için sivil halk, devlet kurumlarına nasıl katkı sağlayabilir” sorusuna cevap aradı.
Grup; 16 Temmuz’da, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın davetiyle Elazığ’ı ziyaret ederek, sosyal sorumluluk kapsamında gönüllü olarak destek olma taleplerini iletti. Elazığ Belediye Başkanı, Başkan Yardımcıları ve kentin iş insanlarıyla görüştü. Görüşmeler sonucunda; Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Emre Arolat Mimarlık, Elazığ Valiliği, Elazığ Belediyesi, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası; Elazığ’a umut, Türkiye’ye örnek olacak “Umut - Elazığ” isimli projeyi başlattı.
Proje kapsamında: Elazığ Belediyesi tarafından tahsis edilen alanda yeni bir yaşam alanı tasarlanması ve ayrıca Sivrice İlçesi için bir master plan çalışması gerçekleştirilmesi planlandı. Konutlardan sağlık merkezlerine, eğitim/gelişim alanlarından kültür ve sanat merkezlerine, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yürütülebileceği üretim alanlarına kadar halkın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak, aynı zamanda şehrin kendi kendini kalkındırmasını sağlayacak sürdürülebilir, alternatif mimari tasarımlar üretilmesi hedeflendi.
Umut – Elazığ İleri Tasarım Stüdyosu
Emre Arolat Mimarlık Kurucu Ortağı Emre Arolat ile Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ece Ceylan Baba yürütücülüğünde ve bağımsız bir kurul danışmanlığında, Yeditepe Üniversitesi öğrencileri ve aynı üniversiteden yeni mezun mimarların bulunduğu “Umut - Elazığ İleri Tasarım Stüdyosu” oluşturuldu.
İstanbul ve Elazığ’da Çalıştılar
18 öğrenci ve mezun, bu stüdyoda güz dönemi boyunca her perşembe, tam gün, Emre Arolat ve Doç. Dr. Ece Ceylan Baba ile birlikte Elazığ halkı için yeni yaşam alanları tasarlamak üzerine çalıştı. İstanbul’daki çalışmaların yanı sıra Elazığ’a giderek proje alanında da saha çalışmaları gerçekleştirdi.
Doğal Afetler ve Salgınlarla Baş Edebilecek Tasarımlar
Elazığ kenti için 600 bin metrekarelik bir alanı kapsayan, doğaya ve çevreye duyarlı, kendi kendine yetebilen, sürdürülebilir ve alternatif mimari tasarım çözümlerinin geliştirilmesinin hedeflendiği çalışmalarda, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisinin öğretileri de göz önünde bulundurularak “kent için doğal afetler ve salgınlar gibi olağanüstü durumlarla baş edebilecek tasarımlar yapmak” odak noktası haline geldi. Stüdyoda geliştirilen tasarımlar, mimarlık camiasının yakından tanıdığı mimarlardan oluşan bağımsız bir jüri tarafından değerlendirildi, geliştirildi. Projenin halkın tamamının ihtiyaçlarına yanıt vermesi öncelikler arasında yer aldı.
“Umut - Elazığ İleri Tasarım Stüdyosu”nda gerçekleştirilen çalışmaların ürünü olan final projesi 18 Şubat, Perşembe günü gerçekleştirilen bir sunumla kamuoyu ile paylaşıldı.
“Mahalli Kültürü de İçine Alan Bir Mimari Proje”
Projenin sunulduğu toplantının açılışında konuşan Yeditepe Üniversitesi Kurucu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan, salonun pandemi nedeniyle boş gibi göründüğünü belirterek “Yüreğimiz bütün Türkiye’yi kaplıyor, sadece bu salonu değil” dedi. Konu kendisine iletildiğinde “Bütün gücümle arkanızdayım” dediğini aktaran Dalan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çok iyi bir çalışma oldu. Hem Sayın Arolat, hem de bizim Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcımız Doç. Dr. Ece Ceylan Baba ve öğrencilerimiz, bu projeye gönülden, samimi bir inançla katıldılar. Dün son şeklini gördüm, bazı sorular da sordum eski bir belediye başkanı olarak. Her şey güzel düşünülmüş. Mahalli kültürü de içine alan bir mimari proje ortaya çıkmış. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Özellikle Sayın Arolat’a da, gençlerimize üniversite dışından verdiği heyecan için çok teşekkür ediyorum.”
“Umut – Elazığ Projesi 81 Şehrimize Örnek Olacak”
Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları da, “Türkiye’nin en kapsamlı kentsel dönüşüm çalışmalarını kararlılıkla sürdürdüğümüz Elazığ’ımızın vizyonuna değer kazandıracak bir proje olan Umut – Elazığ Projesi ile şehrimize çevreye duyarlı modern bir yaşam alanı kazandırılmış olacak. İnanıyorum ki, Umut – Elazığ Projesi Türkiye’de 81 şehrimiz için örnek teşkil edecek.” diye konuştu.
Elazığ Valisi Erkaya Yırık ise, şehirlerdeki yapılaşma ile ilgili insanların sık sık eleştirilerini dile getirdiklerini anımsattığı konuşmasında, “Bu proje hepimizin, başta Yeditepe Üniversitesi’nin kıymetli gönüllülerinin işin içine girerek, şikâyet etmektense bir mum yakma çalışmasıdır. Bu çalışma gönüllülük esasına dayalı, ‘bu ülkenin Elazığ köşesine neler yapabiliriz’in çalışmasıdır.” ifadelerini kullandı.
“Projenin İyileştirici Gücüne Güveniyoruz”
Sunumun moderatörlüğünü yapan, Umut Elazığ Projesi’nin yürütücülerinden Doç. Dr. Ece Ceylan Baba da, Elazığ için durmadan, büyük bir motivasyon ile çalıştıkları bir süreç olduğunu belirterek “Biz bu projenin iyileştirici gücüne güveniyoruz.” dedi.
Doç. Dr. Ece Ceylan Baba, konuşmasında şunları kaydetti: “Bu projeyi özel kılan iki temel hususa dikkatinizi çekmek istiyorum. Birincisi; talep ile ortaya çıkmayan, içeriden gelen bir sosyal dürtü ile projenin tohumları atıldı. Çok paydaşlı, çok katılımlı bir süreç yürüttük, yürütmeye devam ediyoruz. Merkezi yönetim, yerel yönetim, sivil toplum örgütleri, sivil girişimciler, özel sektör-meslek pratiği ve akademia.... Sanırım böylesi bir örgütlenme modeli ile üretilen, talebini kendisi oluşturan ilk örnek. İkinci nokta ise gerçek bir projeyi, akademia-meslek pratiği işbirliği ile tasarlama serüveni. Sizler ile paylaşacağımız projenin tamamı 15 Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencisi ve 3 yeni mezun tarafından tasarlanmıştır.”
“Umut – Elazığ, Bu Denli Heyecanla Çalıştığım Nadir Projelerden”
Açılışın ardından projenin sunumuna geçildi. Projeyi, Mimar Emra Arolat, Yeditepe Üniversitesi’nden yeni mezun olan ve projede görev alan üç mimar ile birlikte sundu.
Emre Arolat, sunuş konuşmasında pandemi koşulları nedeniyle zorlu bir süreç olduğunu anımsatarak “Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Türkiye’de veya Türkiye dışında çalışan herhangi bir mimarlık bürosu için dahi bu sürede üretilen bu projenin çok üst düzeyde bir niceliğinin olduğunu, niteliği konusunda da çok iddialı olduğumuzu söyleyebilirim. Biz mimarlar önce kendimiz beğenmek isteriz. O yüzden arkadaşlarımız hiç uyumadan çalışıyorlar, o yüzden bu kadar titizleniyoruz, her ayrıntıyı önemsiyoruz. 30 yılı aşkın zamandır mimarlık yapıyorum. Galiba bu coğrafyanın büyük ölçekli projeler üreten en büyük bürolarından bir tanesinin sahibiyim ama bu denli heyecanla ve bu denli büyük bir sorumluluk baskısıyla çalıştığım nadir projelerden bir tanesidir.” dedi.
“Suyu Tersine Akıtmaya Başladılar”
İçinde bulunduğumuz coğrafyada “nitelikli mimarlığın” çok fazla talep edilen bir şey olmadığını kaydeden Emre Arolat, böyle bir ortamda bir araya gelen çok sayıda kurumun “suyu tersine akıtmaya başladığına” dikkat çekti. “İnanın bu çok büyük bir sorumluluk bizim için. Bir mimar böyle bir fırsatı 40 yılda bir ya yakalar, ya yakalayamaz.” dedi.