Deprem Tehdidi Sürüyor



Türkiye nüfusunun yüzde 98'i depreme hassas bölgelerde yaşıyor. Deprem açısından aktif bir kuşak üzerinde bulunan ülkemizde nüfusun ve ekonomik hayatın yoğun olduğu merkezler, deprem tehdidiyle karşı karşıya bulunuyor.

Uzmanlar Türkiye için çok önemli sorun olan deprem felaketi konusunda "acilen bir ulusal politika geliştirilmesi ve kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğine" dikkat çekmişlerdi. Devletin resmi verilerine göre, Türkiye'nin toplam yüzölçümünün yüzde 96'sı, toplam nüfusunun ise yüzde 98'i, ilk dört derecedeki deprem bölgelerinde yer alıyor.

İlk üç dereceli deprem bölgesinde yaşayan nüfus daha hızlı artıyor ve bu nedenle her geçen yıl daha fazla sayıda insan deprem tehlikesi altında kalıyor. 80 ilden yüzde 43'ünü oluşturan 34 il 1. derece, yüzde 28'ini oluşturan 22 il 2. derece, yüzde 16'sını oluşturan 13 il 3. derece, yüzde 11'ini oluşturan 9 il 4. derece, yüzde 3'ünü oluşturan 2 il ise 5. derece deprem bölgesinde bulunuyor.

Marmara ve Ege bölgelerinin yüzde 95'i 1. derece deprem bölgesinde yer alırken bu bölgelerde nüfus yoğunluğunun yüksek oluşu, sanayileşme ve çarpık kentleşme depremde can ve mal kaybı riskini de arttırıyor. Bu nedenle, öncelikle buradaki binaların deprem yönetmeliklerine uygun olarak yapılması gerekiyor.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün "Coğrafi Bilgi Sistemi ile Deprem Bölgelerinin İncelenmesi" adlı yayınına göre, enerji santrallarının 65'i yani yüzde 52'si 1. derecede deprem bölgesinde yer alıyor. Yüzde 23'ünü oluşturan 28'i 2. derece, yüzde 12'sini oluşturan 15'i 3. derece, yüzde 11'ini oluşturan 14'ü 4. derece, yüzde ikisini oluşturan 2'si ise 5. derece deprem bölgesinde bulunuyor. 80 ilin depremden etkilenme dereceleri özetle şöyle:

1. derece deprem bölgesinde yer alan iller: Amasya, Aydın, Balıkesir, Bartın, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Denizli, Erzincan, Hakkâri, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Kırşehir, Kocaeli, Malatya, Manisa, Muğla, Muş, Osmaniye, Sakarya, Siirt, Tokat, Yalova.

2. derece deprem bölgesinde yer alan iller: Adana, Adıyaman, Afyon, Ağrı, Antalya, Ardahan, Batman, Çorum, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Iğdır, Kars, Kütahya, Samsun, Şırnak, Tekirdağ, Tunceli, Uşak, Van, Zonguldak.

3. derece deprem bölgesinde yer alan iller: Artvin, Bayburt, Gaziantep, Gümüşhane, İçel, Kayseri, Kilis, Mardin, Nevşehir, Ordu, Şanlıurfa, Sıvas, Yozgat.

4. derece deprem bölgesinde yer alan iller: Ankara, Edirne, Giresun, Kırklareli, Konya, Niğde, Rize, Sinop, Trabzon.

5. derece deprem bölgesinde yer alan iller: Aksaray, Karaman.

Uyarılar dinlenmedi
Bilim insanları, Marmara depreminden sonra katıldıkları çeşitli toplantılarda, Türkiye'nin deprem gerçeğine yönelik değerlendirme yaparak görüşlerini öne sürmüşlerdi. Bilim adamlarının görüşleri özetle şöyle:

İTÜ Maden Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Prof. Celal Şengör: İstanbul civarında afet halindeki depremler kabaca her 250 yılda tekrarlanıyor. Bundan önce de aralıklarla depremler olmakla beraber, onların büyüklükleri hakkında bilgilerimiz, eldeki kayıtlar nedeniyle daha az.

Buradan hareketle, son büyük depremi 1766'da yaşamış olan İstanbul'u 250 yıl sonra, yani 2016 civarında afet düzeyinde bir deprem bekliyor olabilir. Ancak yukarıdaki "civarında" ifadesine vurgu yapmak gerekir. Zira bu aralık 50 yıl oynayabilir. İstanbul 2016 yerine 2066'da, bugünle 2066 arasında herhangi anda büyük depremi görebilir. Küçük bir ihtimalle, büyük deprem 2066'dan sonra da gelebilir.

Prof. Dr. Aykut Barka 'ya göre, Marmara'daki faylar 3 parça. Barka, ölmeden önce yaptığı açıklamalarda Marmara fayı ve depremi hakkında özetle şu bilgileri vermişti: Marmara Denizi içindeki fayların, bugün en azından üç parça olduğunu biliyoruz. Bunların en az iki tanesi, 7 civarında deprem oluşturma özelliğine sahip. Deprem tehlikesi İstanbul'da önemli bir risk oluşturmaktadır. Bu risk bazı tahminlere göre, 100 bine yakın can kaybı ve 50-100 milyar dolar ekonomik kaybı ifade etmektedir.Önümüzdeki 30 yıl içinde bu bölgede deprem olma olasılığı yüzde 62. Marmara Denizi içindeki fay sayısı da depremin büyüklüğü açısından çok fazla bir şey değiştirmez. Marmara'da olası bir depremin büyüklüğü 6-6.5'tan fazla olabilir.

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Naci Görür: Marmara Denizi'nde çok parçalı kırılma bekleniyor. Bunlardan birincisi, Orta Marmara'dan Tekirdağ Çukurluğu'na uzanan fay. Bu fayın tek parçada kırılması halinde "7'nin biraz üzerinde '' deprem meydana gelecek. Ancak bu fayın da ortasından geçen farklı sistem nedeniyle 2 parçalı kırılma olasılığı var. Kırılma beklenen ikinci fay ise, Adalar'ın güneyinden geçiyor. Adalar'ın güneyinden geçen bu fay da en çok 7 büyüklüğünde bir deprem ortaya çıkaracak.

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu: Marmara Denizi ile ilgili veriler giderek artıyor. Buradaki depremin büyüklüğü 7'nin üzerine çıkabilecek.

Bu deprem 30 yıl içinde her an olabilir. Bu olasılık çok güçlü. Aykut Barka, bu orta parçanın en son 1766'da kırıldığını düşünüyordu. Yani iki yüz yıldır burası hareketsiz duruyor, enerji biriktiriyor. Buradaki deprem 7.0'yi aşabilecektir. Ama çok kesin konuşmak mümkün değil.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Olası deprem İstanbul'a 17-18 kilometre uzakta olacak ve kente geliş zamanı 8-15 saniye arasında değişecek.

Depremler gözleri İstanbul'a çevirdi
Balıkesir'in Manyas ilçesinde meydana gelen 5.2 büyüklüğündeki depremin ardından Gemlik Körfezi'nde de önceki gün 5.2 büyüklüğünde deprem olması, bir kez daha "beklenen İstanbul depremi" ni gündeme getirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Kurumu Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, Türkiye'de 31 ilin deprem riski altında bulunduğunu belirterek Gemlik'in 1. derecede riskli bölgeler arasında olduğunu ve bu depremin beklendiğini söyledi.

Yaşanan depremlerin İstanbul'la bir ilgisi olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Ercan, Karasu'dan Edremit Altınova'ya doğru bir boğaz oluşumunun gözlemlendiğine dikkat çekti. Marmara bölgesinde bir enerji birikiminin olduğunu ifade eden Prof. Ercan, 2007 yılından sonra da İstanbul'da 4 ve 4'ün üzerinde depremlerin daha sıklıkla yaşanacağını söyledi.

Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Tezcan, Marmara depreminin ardından 7 yıl geçmesine karşın yeterli önlemlerin alınmadığına dikkat çekti.

Ulusal Deprem Konseyi Başkanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ise "Deprem ülkemizde yüzyıllar önce de olmuştur bundan sonra da olacaktır. Bence fay hatları yerine depreme ne kadar hazırız bu tartışılmalı. Deprem konusunda yolun yarısında bile değiliz " açıklamalarını yaptı.