Merkez üssü İzmir'in Seferihisar ilçesi olan 30 Ekim'deki deprem sonrası fay hatlarıyla ilgili incelemeler yapan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, deprem sonrası bölgedeki su kaynaklarında bazı değişimler gözlendiği, yeni su kaynaklarının ortaya çıktığı ve Seferihisar'daki kaplıca bölgesinde sıcak su debisinin ve ısısının arttığı yönündeki bilgiler üzerine yörede araştırma yaptı.
Prof. Dr. Sözbilir, yaptığı açıklamada, İzmir depreminin ardından çeşitli çalışmalar yaptıklarını ve konuya ilişkin rapor hazırladıklarını söyledi.
Sözbilir, afet sonrası Tuzla ve Gülbahçe fayı üzerinde sıcak su kaynakları, gaz çıkışları ve sıvılaşmaya dair izlere rastladıklarını ve bölgedeki kaplıca sularında da sıcaklık artışı tespit ettiklerini vurguladı.
Deprem olmadan önce yerin altında belli bir gerilim oluştuğunu dile getiren Sözbilir, şöyle konuştu: "Bu gerilim aşağıda radyoaktivite ile birlikte ısıyı artırıyor. Deprem sırasında büyük bir enerji açığa çıkarken bölgenin radyoaktif özelliği de değişiyor. Bu durum aşağıda ciddi bir bozulmaya neden oluyor ve enerji açığa çıkıyor. Bu enerji ısı yaratıyor. Isı da yukarıda sıcaklık olarak bize yansıyor. O yüzden var olan sıcak suların sıcaklığı biraz daha artıyor. Mesela Tuzla tarafında depremden sonra sıcak suların yaklaşık 20 derece daha fazla ısındığını gördük. Tuzla ve Gülbahçe fayı üzerinde yeni su kaynaklarının ortaya çıktığını da gördük. Depremin ardından yeni su kaynaklarının ortaya çıkması ve var olan jeotermal kaynaklardaki ısı artışı, doğal bir durum. Yine buharlaşma ve gaz çıkışı da beklenen bir durumdu. Dolayısıyla tüm bunların yeni bir deprem üreteceği anlamına gelmez."
"Korkulacak bir şey yok"
Dünya ölçeğinde özellikle 5-6'yı geçen depremlerde yer kabuğunda belli değişimler yaşandığını ifade eden Sözbilir, bunun doğanın, kendi içinde yaşadığı gerilimden sonra oluştuğuna işaret etti.
Deprem sonrası hareketliliği izlemeye devam ettiklerinin altını çizen Sözbilir, "Önemli bir problem görülmüyor. Şu anda korkulacak bir şey yok. Doğanın bu depreme verdiği yanıt olarak düşünebiliriz. 'Yeni bir fayın hemen devreye girmesi' diye herhangi bir bilimsel verimiz yok. Türkiye'de çok fazla bilgi kirliliği var, yani 'önümüzdeki 10-20 günde büyük bir deprem olacak' gibi söylemler kesinlikle doğru değil, bilimsel temeli olmayan söylemler bunlar." ifadelerini kullandı.