Deprem İstanbul’da Yıkıcı Olur



Elazığ’da meydana gelen 6 büyüklüğündeki depremin İstanbul’da da ağır hasara ve can kaybına yol açacağını düşünen uzmanlar bu konuda net bir rakam veremiyorlar. Çünkü İstanbul için hazırlanan en küçük deprem senaryosu 6.9 için yapıldı. Şu an kenti etkileyecek ve orta derecede hasara neden olacak olası bir depremden sonra yerel yönetimlerin nasıl bir yol izleyeceği bilinmiyor. Uzmanlar, Elazığ’daki depremin tek sorumlusunun kerpiç evler olarak gösterilmesini de eleştirerek 17 Ağustos 1999 depreminde yıkılan binaların betonarme olduğuna dikkat çekiyorlar.

İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, İstanbul’da meydana gelecek 6 büyüklüğündeki bir depremin özellikle kentin eski semtlerinde, sahil kesiminde yıkımlara, ağır hasara ve can kaybına yol açabileceğini, ancak İstanbul için yapılan en küçük deprem senaryosunun 6.9 olması nedeni ile rakam vermenin mümkün olmadığını söyledi.

6 ve daha küçük depremler için de modelleme çalışması yapılmasının önemine işaret eden Eyidoğan, “Diyelim ki İstanbul’a yakın bir deprem oldu ve hiç bina yıkılmadı, can kaybı, yaralanma olmadı. Ama 200 bin bina orta hasar gördü. Orta hasar almış binaların yasal olarak tahliye edilmesi, acilen güçlendirilmesi ya da yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. ‘200 bin binayı terk etmek zorunda kalsak ne yaparız’ sorusunun yanıtı yok” diye konuştu.

100 yıllık deprem tarihi

1983’teki depremden sonra Ezurum-Horasan bölgesine gittiğini ve daha da kötü bir manzara ile karşılaştığını anlatan Eyidoğan, 1939’dan itibaren bakanlığın bütün deprem raporlarında kerpiç ve kırsal yapılarla ilgili sorunlara yer verdiğini vurguladı. Kerpiç yapılar konusunun hep tartışıldığını dile getiren Eyidoğan şöyle devam etti: “Bugün parlamentodaki birçok insan da o kerpiç yapılarda doğdu. O hayatı biliyorlar. Neden bugüne dek özellikle fay zonlarına yakın 1. derece deprem bölgesindeki kerpiç ya da dayanıksız yapıların yerine yenilerini yapmadılar. Teşhis doğru ama 100 yıldır deprem tarihinde yapılan bir teşhis.”

Tek sorun kerpiç değil

Ayrıca Elazığ’da kerpiç evlerin yıkılmasının ön plana çıkarılmasına karşın 17 Ağustos 1999 depreminde betonarme binaların yıkıldığını vurgulayan Eyidoğan, “Bu bir paradoks değil mi? Yapılan betonarme karkas okullar bile yıkılıyor” ifadesini kullandı.

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, 6 büyüklüğündeki bir depremin gece ve gündüz olmasına bağlı olarak İstanbul’da binalara zarar vereceğini, can kayıplarına yol açacağını söyledi.

Gökçe de bu konuda rakam vermenin binaların son durumunun bilinmemesi nedeniyle mümkün olmadığını dile getirerek “İstanbul’da gecekondu üzerine kaçak kat çıkarak yapılan binalar, heyelan, dolgu alanı, dere yatağı bölgelerine yapılan konutlar 6 büyüklüğündeki bir depremde hasar görür” dedi. Kocaeli merkezli depremin İstanbul’a 110 km. uzaklıkta meydana gelmesine karşın 3 bin 34 yapıda hasara yol açtığını anımsatan Gökçe, “7.4 büyüklüğündeki depremin İstanbul’a yansıması 6 büyüklüğündeki depremin yaratacağı hasar kadardı. Yani 6 büyüklüğündeki bir depremin İstanbul’da hasar yaratacağını söylemek mümkün” diye konuştu.

Elazığ’daki depremde de suçun kerpiç evlere yüklenmesini eleştiren Gökçe, mühendislik hizmeti alarak standartlara ve yönetmeliklere uygun olarak yapılan hiçbir binanın bugüne dek insanları öldürmediğine dikkat çekti.