Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün son 1 yıla ait verileri, deniz kirliliğinin kısa bir sürede bile değişebildiğini ortaya koyuyor. Radikal'den Fundanur Öztürk'ün haberine göre, deniz kirliliğinde kısa sürede yaşanan değişim ‘dalgasının’ nedenlerini uzmanlar değerlendirdi.
İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün İstanbul sahillerinde 80 noktada yaptığı deniz suyu analizinde, 71 yüzme alanının iyi kalitede, 9 yüzme alanının ise orta kalitede olduğu belirtildi. Ancak İstanbul Halk Sağlık Müdürlüğü’nün sitesinde yer alan bilgilere göre, denizdeki kirliliği belirleyen koliform oranlarında kısa zamanlı değişimler görülebiliyor. Örneğin Beykoz’da bulunan Riva Plajı 10.06.2014 tarihindeki koliform değerlerine göre denize girilemeyecek kadar kirliydi. Riva Plajı’nda 6 gün sonra yapılan ölçümlerde ise tersi bir sonuç ortaya çıktı. Ölçüm sonuçlarına göre Riva Plajı’nda koliform değerleri 5000’den 0’a indi ve deniz çok temiz olarak değerlendirildi. Bunun bir diğer örneğini de Beylikdüzü Halk Plajı’nda görmek mümkün. Beylikdüzü Halk Plajı’nda 10.06.2014 tarihinde yapılan ölçümlerde koliform oranı yüksek çıkarken (3400), 24.06.2014’de yapılan ölçümler koliform oranının sıfıra indiğini gösterdi.
2013 verilerine göre ise koliform oranıyla ilgili sık değişimlerin görüldüğü bölgelerden bir diğeri de Adalar. Kınalıada’da 15.07.2013’de yapılan ölçümlerde koliform oranı nispeten yüksek çıkarken (1200), bu tarihten 2 hafta sonra yapılan ölçümler, koliform oranının sıfıra indiğini gösterdi. Büyükada Nakıbey Plajı’nda 01.07.2013’de yapılan ölçümlerde koliform oranı ‘0’ olarak tespit edildi. Ancak ölçümden sonraki 2 hafta içinde koliform değerinin bin 800’e yükseldiği belirlendi. Bir sonraki ölçümlerde ise koliform değerinde 120’ye kadar bir düşüş olduğu gözlendi. Benzer bir örnek Heybeliada’da da yaşandı. 19.08.2013’de koliform değeri 4000 olan plajda iki hafta sonra yapılan ölçümlerde çıkan sonuç, denizdeki koliform oranının ‘0’ olduğuydu.
“Arıtma sistemi sorunlu olabilir”
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Onur Hamzaoğlu, arıtma sistemlerinin düzenli ve standart olması ve bütün kanalizasyonların arıtma işleminden geçmesi durumunda koliform oranlarında değişikliklerin beklenemeyeceğini ifade ediyor. Hamzaoğlu, “bu değişimler kanalizasyonların arıtma sisteminde bir sorun var mı yok mu diye bakmamızı gerektirir” diyor. Kişiler ya da belediyelerin denize atık bırakıyor olabileceğini belirten Hamzaoğlu, koliform oranının kısa sürede değişiklik göstermesini şöyle sıralıyor: “Bunların yanı sıra İstanbul’da ciddi bir deniz trafiği var. Özellikle uluslararası taşımacılıktaki bazı gemi ve yatların atıklarını direkt olarak denize akıttıkları sistemleri var. Bu gemi atıkları da bahsettiğimiz kirliliğin sebebi olabilir.”
Deniz ve içme sularının fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak incelenmesi gerektiğini söyleyen Hamzaoğlu, koliform bakteri ölçümlerinin yalnızca mikrobiyolojik olarak değerlendirme noktasında uluslararası bir kriter olduğunu belirtti. Hamzaoğlu, koliform oranı yüksek bir denizin kendi kendini temizleyemeyeceğini, bunun ancak belediyelerin müdahale etmesiyle mümkün olabileceğini söyledi.
“Değişimin nedeni rüzgar, yağmur ve gemi atıkları”
İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü yetkilileri, kısa zamanlı anlık değişimlerin sebebini rüzgar, yağmur ve gemi atıkları gibi dış etkenler olarak açıkladı. Yetkililer, bu dış etkenler sebebiyle 15 günde bir ölçüm yapıldığını ve yıllık ölçümlerin daha belirleyici olduğunu belirtiyor. İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü’ne bağlı Çevre Sağlığı Şubesi’nin Müdürü Hüseyin Özyurt yaptığı açıklamada, dönem dönem kirliliklerin olabildiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Tekerrür halinde plaj faaliyetine son veriliyor. Denizlerimize kirletici kanalizasyon atıkları kesinlikle akıtılmıyor. Çevresel kaynaklı kirlilikler de zaten uzun soluklu olmuyor. O gün hava şartlarına göre fırtına ya da yağmur varsa, çok farklı kirlilikler açık denizlerden gelebiliyor. Normal hava koşullarında ise dupduru bir su karşınıza çıkıyor. Yani göreceli bir durum var. Yüzme suyu kalitesi yönetmeliğine uygun olarak 15 günde bir ölçüm yapıyoruz. Gemi kazaları gibi ekstrem durumlarda da kimyasal parametrik çalışmalar yapılıyor. Yüzme alanlarındaki koliform bakteri oranının artma sebebini direkt olarak kanalizasyon atıklarına bağlayamayız. Şuanda 20-30 sene önce olduğu gibi denizlerimize verilen kanalizasyon atıkları artık yok. Çevresel etkiler de koliform değerlerini değiştirebilir. Yani çok dalgalı bir denizde bakıyorsunuz denizin üstü bir anda kirlilikle dolmuş. Hava faaliyetleri ve denizlerdeki fiziki değişimler denizi bir anda çöplük yapıyor.”
Koliform nedir?
Deniz suyu kalitesini ölçmede baz alınan koliform, insan vücudunda bağırsak sisteminde bulunan biyolojik bir bakteri çeşidi. Bu bakterinin ölçümlerinin yapılmasıyla deniz sularına kanalizasyon atıklarının karışıp karışmadığı tespit ediliyor. Koliform oranının yüksek olduğu sularda kanalizasyondan kaynaklı bir kirlilik söz konusu olacağından, bu ölçümler deniz suyu kalitesini belirlemede uluslararası bir kriter olarak kabul ediliyor. Ayrıca koliform bakterisi, deniz suları kirliliğinde en hızlı üretilebilen, virüslere göre daha kolay ölçümleri yapılabilen bir tehlike.