Deniz Setleri Tsunamilere Karşı Etkili Olmuyor



Japonya'nın 35 bin kilometrelik kıyı şeridinin en az yüzde 40'ı beton deniz setleriyle, dalgakıranlarla veya ülkeyi yüksek dalgalara, tayfunlara ya da tsunamilere karşı korumayı amaçlayan diğer yapılarla çevrili. En az plajlar veya balıkçı tekneleri kadar bu yapılar da Japon kıyılarında manzaranın bir parçası. Bilhassa devletin gelecek otuz yıl içinde gerçekleşmesi ihtimalini yüzde 90'ın üzerinde gördüğü bölgelerde bu yapılar yoğunlaşıyor. Tıpkı 11 Mart depremi ve tsunamisinde yerle bir olan kuzey kıyısında olduğu gibi. Depreme dayanıklı binalar yapmanın yanı sıra bu kıyı altyapısı, Japonya'nın depremlere ve tsunamilere karşı İkinci Dünya Savaşı sonrasında giriştiği hamleyi yansıtıyor. Fakat uzmanlar Japonya'nın katı inşaat kurallarını ve depreme dayanıklı binalarını can kaybını azalttığı için övse de kıyı bölgelerindeki yıkım ve can kaybı Japonya'yı deniz setlerini yeniden tasarlamaya - veya bu setlere fazla güvenmenin çok da akılcı olmadığı düşüncesine götürebilir.

Deniz setlerine bağımlılığın riskleri en çok her ikisi de deprem bölgesine yakın kıyılarda bulunan Daiçi ve Daini nükleer enerji santrallerinde açığa çıktı. Depremi takip eden tsunami santralleri koruyacağı düşünülen duvarları aşarak reaktörlerin kapanması sonrası soğutma sürecinde güç sağlamak bakımından kritik önem taşıyan dizel jeneratörleri çalışmaz hale getirdi. Depremlere dayanıklı nükleer santraller tasarlamak konusunda dünyanın en ünlü danışmanlarından biri olan Peter Yanev, Japon santrallerinin önündeki deniz setlerinin tsunami dalgalarının yüksekliğiyle baş edememiş olabileceğini söylüyor. Ve dizel jeneratörlerinin setlerin yeterince yüksek olduğu zannıyla alçak yerlere inşa edildiğine dikkat çekiyor. Bunun vahim bir hata olduğu görüldü. Yanev'e göre, ya tsunami duvarları daha yüksek yapılmalıydı ya da jeneratörler potansiyel sel baskınına karşı koyacak şekilde daha yükseğe inşa edilmeliydi. Tsunami duvarlarını yükseltmek, yakın vadede en uygun çözüm. Yanev, "Bunun maliyeti, yaşananlar karşısında devede kulak kalır" diyor.

Bazı muhalifler uzun zamandır deniz setleri inşa etmenin doğayı kontrol etmek yönünde yanlış, aklı havada bir çaba olduğunu söyledi. Bunların birbiri ardına gelen Japon hükümetlerinin savurganlık dönemlerinde siyasi bağlantıları olan şirketleri ödüllendirmek ve durgun ekonomiyi canlandırmak için kullandığı nafile bir kamusal proje olduğunu savunuyorlar. Destekçiler ise deniz setlerinin depremle yatıp kalkan bir ülkede hayatta kalma şansını artırdığını söylüyor. Etkilenen bölgelerden gelen haberler, dalgaların deniz setlerini kolayca aştığını, bazı setlerin ise yıkıldığını gösteriyor. Özel olarak tsunamilere karşı koyması için inşa edilen deniz setlerinin bulunduğu iki kentte bile tsunami setleri aşıp birkaç kilometre içeri girdi ve önüne evleri ve arabaları katarak sürükledi. Kamaişi'de 4 metrelik dalga duvarı (ki bu dünyanın en büyük duvarıydı; birkaç yıl önce 64 metre derinlik, 1,9 kilometre uzunlukta inşa edilmiş ve 1,5 milyar dolara mal olmuştu) aştı ve nihayetinde kent merkezini sular altında bıraktı.

Osaka'daki Kansai Üniversitesi'nden Afet Yönetimi Uzmanı Yoşiaki Kawata, "Bu bizi stratejimizi tekrar gözden geçirmek zorunda bırakacak. Bu tür bir donanım etkili değil" diyor. Tsunamiye karşı deniz setlerinin Japonya'nın artık karşılayamayacağı "masraflı kamusal projeler" olduğunu söyleyen Kawata, "Deniz setlerinin tsunaminin gücünü azalttığı doğru, fakat 11 Mart'taki o kadar büyüktü ki, setler hasarın azalmasını sağlamadı" diyor ve kaynakların tahliye eğitimi ve talimlerinin artırılmasına harcanmasının daha iyi olacağını belirtiyor.

Maryland Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nden Doçent Gerald Galloway'e göre de tehlike altındaki bölgeleri koruyan fiziki savunmalarla ilgili sorun rahatlık duygusu yaratabiliyor olması. Galloway, "Riskler değişmezken insanlara güvende olduklarını söylemek problemli" diye konuşuyor. İnsanlar ne inşa ederse etsin, doğa onu alt edebilecek kadar güçlü. Galloway, New Orleans'ın kasırgaya karşı korunma önlemlerinde ciddi yenilikler yaptığına dikkat çekerken, "Bütün yeni setler önceden yapılmış olsaydı ve ikinci Katrina'yla yüz yüze kalsaydık, bir sürü insan yine ıslanırdı" demekten geri kalmıyor. Japonya'daki sel duvarlarının bazıları neredeyse 12 metre yüksekliğinde olabildiğini ancak yüksekliği bölgeden bölgeye değişen bu duvarların dalgalar karşısında yine de alçak kaldığını belirtiyor.

Japonya'daki muhalifler dikilen deniz setlerinin ne kadar yüksek olduğunun bir önemi olmadığını, eninde sonunda daha yüksek bir dalganın geleceğini söylüyor. Yine de bazı Japon uzmanlar deniz setlerinin bu krizde yararlı bir rol oynamış olabileceğini belirtiyor. Yokosuka'daki Asya Pasifik Kıyı Felaketleri Araştırma Merkezi'nden Şigeo Takahaşi, "Bu kez neredeyse herkes kaçmaya çalıştı fakat birçoğu başaramadı. Öte yandan dalgaların gelişini biraz olsun yavaşlatan deniz setleri sayesinde birçok insan da sağ kaldı. Setler olmasa onlar da ölürdü. Birkaç dakika bile fark yaratıyor" diyor.