Demiryolu Yolcu Taşımacılığında Sonuncu olan Türkiye, Tren Kazalarında ise İlk Sırada
TMMOB Makine Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan
‘Ulaşımda Demiryolu Gerçeği Raporu’nda,
Türkiye’nin Avrupa ülkelerine kıyasla demiryolu hat uzunluğu
bakımından çok geride kaldığı, ancak kaza sayısında ilk sırada yer aldığına
dikkat çekildi. Raporda, “Şu anda Türkiye’de yolcuların ancak yüzde 1.9’u
demiryolu ile taşınıyor. Bu oran itibarıyla Avrupa’nın 24 ülkesi arasında
sonuncuyuz” denildi. Öte yandan 2007’de Türkiye’de toplam 157 kaza meydana
geldi.
Almanya’da 36, İtalya’da 18, Fransa’da beş ve Hollanda’da ise iki kaza
görüldü. Raporda, demiryolu yatırımlarına, bakım-yenileme çalışmalarına ağırlık
verilmesi istendi. TMMOB, 22 Temmuz 2004’de Haydarpaşa-Ankara seferi yapan
hızlandırılmış trenin Pamukova ilçesinde raydan çıkması sonucu meydana gelen
kazanın yıldönümü dolayısıyla bu raporu yayımladı. Söz konusu kazada, 41 kişinin
öldüğü, 81 kişinin yaralandığı anımsatılarak, bu olayın ardından ‘hızlı tren’ ve
‘demiryolu politikalarının’ daha çok tartışılır hale geldiği ifade edildi.
‘Yatırımlar trajikomik’
Raporda, Ankara-İstanbul hattı hariç demiryolu sistemine, kilometre başına
yılda ortalama 10 bin dolar yatırım yapıldığı belirtildi. Söz konusu tutarın
‘trajikomik bir rakam’ olduğu ve ‘11 bin kilometrelik demiryolu hattının gerekli
bakım ve yenilemeden mahrum kaldığını gösterdiği’ ifade edilen raporda, “2008
istatistiklerine göre, mevcut hatların yüzde 20’si 21-30 yaş arasında, yüzde
25’i ise 30 ve üzeri yaş gibi çok yüksek bir yaş sınırının üstünde bakımsız
kalmıştır. Mevcut tren trafiği altında yapılan yol bakım ve yenileme çalışmaları
yetersizdir” denildi.
Rapora göre, mevcut demiryollarının yüzde 41.5’i Cumhuriyet’in ilanından önce
inşa edildi. Demiryollarının yüzde 40.5’i de 1923-1950 döneminde yapıldı.
1950’den sonra yılda ortalama 34 kilometre olmak üzere 58 yılda yalnızca 1.981
kilometre demiryolu ulaşıma açıldı. 1950 yılı itibarıyla 9 bin 24 kilometreyi
bulan toplam demiryolu hattı uzunluğu da, 2008 yılı sonunda 11 bin 5 kilometre
oldu. Raporda, “2. Dünya Savaşı’ndan kârlı çıkan otomotiv ve petrol
şirketlerinin tercihleri ve ABD’nin Marshall Planı ile Türkiye’ye dayatılan
ulaşım politikası uyarınca, demiryollarının geliştirilmesi neredeyse durdurulmuş
ve karayolu ulaştırma alt sistemi geliştirilmiştir” değerlendirmesine de yer
verildi.
Karayolu yüzde 90’lara çıktı
Türkiye’de 1950’ye kadar yolcu ve yük taşımalarının ağırlıklı olarak demir ve
denizyoluyla yapıldığı, 1950’den sonra ise karayolunun öne çıktığı anlatılan
raporda, şunlar kaydedildi: “1950’de demiryolu taşıma oranları yolcuda yüzde 42,
yükte yüzde 78’ken 2008 yılında yolcuda yüzde 1.7, yükte yüzde 5.3’e geriledi.
Karayolu taşımacılığı ise 1950’den 2008’e yükte yüzde 19’dan yüzde 91.7’ye,
yolcuda ise yüzde 49’dan yüzde 98.3’e yükseldi. Bu veriler ülkemizde var olan
diğer ulaşım alternatiflerine rağmen ulaşımın karayolu üzerine yıkıldığını
gösteriyor. Oysa Türkiye gibi dışa bağımlı bir ülkenin karayolu taşımacılığına
ağırlık vermesini anlamak mümkün değildir.”
‘Bazı hızlı tren projeleri durdurulmalı’
* Yük ve yolcu taşımacılığında ağırlık demiryolu taşımacılığına verilmeli,
demiryolu taşımacılık oranları planlı olarak artırılmalı. * Ulaştırma sektörü
ve demiryollarının altyapı, araç, arazi, tesis, işletme ve taşınmazlarına
yönelik bütün özelleştirmeler, belediyeler ve üçüncü şahıslara devirler
durdurulmalı. * Gerekli olan altyapı, bakım, yenileme çalışmaları eşliğinde
eski hatlarda ‘sürat demiryolu’ projelerine yönelinmeli. Yeni altyapı ve yüksek
standartlı yeni hat yapımına dayanmayan ‘yüksek hızlı tren’ projeleri
durdurulmalı.