Denizli Büyükşehir Belediye Meclisi önceki günkü oturumunda Merkezefendi, Pamukkale ve Sarayköy ilçelerinde bulunan toplam 51 adet parselin satışına karar verdi. Meclisteki oylamada arsaların satışına AKP'li 38 üye onay verirken CHP ve İYİ Parti'li toplam 19 meclis üyesi ‘ret' oyu kullandı.
Sözcü’den Selami Aydın’ın haberine göre; satışı yapılacak alanlardan Merkezefendi'nin Çakmak Mahallesi'nde bulunan 33 parsel ile kent merkezinde Orman Müdürlüğü'nün eski binasının bulunduğu alan tartışma konusu oldu.
Kupon arsa olarak adlandırılan Çakmak Mahallesi'ndeki parsellerin yeni yerleşim merkezi olması nedeniyle kentin en pahalı bölgesi olduğu belirtildi.
Toplamda 370 bin metrekare olan 33 parselden 8 milyar liraya yakın gelir elde edileceği ileri sürüldü.
450 bin metrekare büyüklüğünde tek parça olan parsel corona salgını döneminde gerçekleştirilen meclis toplantılarında ortalama 10'ar bin metrekarelik parsellere ayrılmıştı.
Bölgedeki emsal arsaların durumu göz önüne alınarak 5 kat ruhsatı olan alan 15 kata çıkarıldı. Parsellerin bir kısmı için ise satış kararı alınmadı.
Denizli'nin AKP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan mecliste yaptığı konuşmada, “Belediyemiz mülkiyetinde konut ve ticari alanı olan bir yer. Şehrimizde arsaya ihtiyaç var. Onun için satışı gündeme getirdik.” diye konuştu.
“Dar gelirli için almıştım”
Denizli'de 1989-1999 yılları arasında belediye başkanlığı yapan CHP'li Ali Marım yaptığı açıklamada satılan arsayı kendisinin belediyeye kazandırdığını belirtti.
Kentte dar gelirliler için Umut Konutları projesi başlatan Marım, şu ifadeleri kullandı: “1998 yılında hazineden 2 milyon metrekarelik alan satın aldık. Bir kısmında Umut projeleri gerçekleştirdik. Dar gelirli konut sahibi oldu. Üst tarafı yeşil alan olarak bıraktık. Bahsedilen alan 425 bin metrekarelik bir alan. Umut projesi içinde kalan bir bölgedir. Gecekondu Önleme Bölgesi olarak planlanmıştı. Dar gelirli insanlar için ayrıldı. Onların konut sahibi olabilmesi için ucuz konut yapılacaktı. Proje olmadığı için rezerv alan olarak bekliyordu.”
“Lüks konut yapmak dar gelirlinin önünü kapatmaktır”
Türkiye'de mevcut şartlarda dar gelirlilerin konut sahibi olmasının imkânsız hale geldiğini belirten Marım sözlerini şöyle sürdürdü: “Burayı satın alırken bir protokol imzaladık. Kar amacı ile satılmayacağı, ticari olarak değerlendirilmeyeceği maddeleri protokolde yer aldı. Burada rezidans yapmak, lüks konut yapmak dar gelirlinin önünü kapatmaktır. Dar gelirlinin bundan sonra konut sahibi olması mümkün değil. Bu alan satılarak dar gelirlinin hakkı gasp ediliyor. Fakirin ev sahibi olması zor. En azından belediyeler ucuz konut yaparak bu sorunu çözebilir.”
“Borçlanırken bu arsalara mı güvendi?”
Mimarlar Odası Başkanı Özlem Kabel ise, “Burası geçmiş belediye başkanı döneminde dar gelirliyi konut sahibi yapmak üzere planlandı. Milli Emlak'tan alındı. O sırada gecekondulaşmayı önlemek adına, toplu konut yapmak adına atılmış bir adım. Fakat tapuya herhangi bir şerh konulmamış. Buradaki tercih satmaktan çok konut üretmek olmalı. Bu arazi konut yapılarak ve dar gelirliye kiraya verilerek değerlendirilirse daha doğru olur. Belediye borçlanırken bu arsalara mı güvendi? Satış yapmak yerine kendisi soysal konut üretip vatandaşın ve kamunun lehine kullanmalı. Satış kararı yanlıştır.”
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.