Danıştay, Antalya’nın Gündoğmuş ilçesinde 2021 yılındaki yangın felaketinde hasar gören evlerin yerine, bir yurttaşın arazisine Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nca (TOKİ) konut yapılması için verilen acele kamulaştırma kararının yürütmesini durdurdu.
BirGün’den Uğur Şahin’in haberine göre; Gündoğmuş’a bağlı Ortakonuş Mahallesi’ndeki ormanlık alanda geçen yıl 29 Temmuz’da başlayan ve günler sonra söndürülebilen yangında binlerce hektar ormanlık alan ile tarım arazisi ve yerleşim yeri küle döndü. En az 17 evin ciddi zarar gördüğü yangının ardından mahalle sınırları içerisindeki 114 ada, 65 parsel numaralı arazinin acele kamulaştırılmasına karar verildi. 25 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı’na göre, bölgede meydana gelen yangın nedeniyle ihtiyaç duyulan yapılaşmanın hızlıca gerçekleştirilmesi için arazinin TOKİ tarafından kamulaştırılmasının öngörüldüğü bildirildi.
‘Apartman istemiyoruz’
Ancak acele kamulaştırma kararı verilen arazinin sahibi E.B. konuyu yargıya taşıdı. Başvuruda, arazinin üzerinde yangından zarar görmemiş yeni bir evin bulunduğuna dikkat çekildi, bölgede kamuya ait taşınmazların da bulunduğu belirtildi. Ayrıca yöre sakinlerinin başka bir yere taşınmak istemedikleri ve yapılacak olan site tarzı, apartman yapılaşmasının da bölgenin yapısına uygun olmadığı vurgulandı.
Hukuka uygunluk yok
Bunun üzerine Danıştay 6’ncı Daire, 17 Mart tarihinde acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı’nın yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Oybirliğiyle alınan hükümde, bölgeye ilişkin onaylı imar planının bulunmadığına dikkat çekilerek, kamulaştırma kararında hukuka uygunluk bulunmadığının altı çizildi.
Boş taahhütnameler
Danıştay’ın verdiği kararı değerlendiren davanın avukatlarından Mehmet Can Karagöz, “Yangın sonrası hasarlı binaların bulunduğu yerde yenilerinin yapılacağı ifade edildi. Hatta bu işlemlerin yapılması için vatandaşlardan miktar ve vade kısmı boş bulunan taahhütnamelerin imzalanması istendiği çeşitli siyasetçiler tarafından da dillendirilmiştir. Ancak bu karar idarenin önceki eylemleri ve zarar gören binaların aynı yerlerine yeniden yapılması yöntemiyle de uyuşmamaktadır. Davada bölge sakinlerinin toplu konut isteği bulunmadığına dikkat çekilmiş, bölge sakinleri arasında toplanan imzalar mahkemeye iletilmiştir. Bölge sakinlerinin tek beklentisi hiçbir komşu ve mahallelisinin hakkına zarar gelmeyecek şekilde en hızlı çözümün elde edilmesidir. Bu bakımdan Danıştay’ın kararı doğru bir çözüm elde edilebilmesi bakımından önemli görmekteyiz.” dedi.
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.