Balıkesir’in iki önemli sit alanı olan Ayvalık ve Cunda Adası tehdit altında. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın özel bir firmayla anlaşarak başlattığı “sit alanlarının yeninden değerlendirilmesi” çalışmasının arkasında Cunda Adası'nda 400 dönüm arazisi bulunan Acarlar Şirketler Grubu’nun yaptığı girişimin yattığı iddia ediliyor. Çalışmayı yakından takip eden Ayvalık Tabiat Parkları Koruma Platformu Sözcüsü Şükrü Kaygısız, Acarlar firmasının yıllar önce yapamadığı 275 lüks villa için başvuruda bulunduğunu ve Bakanlıktan olumlu görüş aldığını ve yapılan çalışmanın altında da bunun yattığını iddia etti.
Sit alanları yapılaşmaya açılıyor iddiası
İleri Haber'den Rıfat Doğan'ın haberine göre, Balıkesir’de 80’nin üzerinde sit alanı bulunuyor. Bunun 50’si Ayvalık’ta yer alıyor. Bugünlerde bölge halkını endişelendiren kimi gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmeleri yakından izleyen Tabiat Parkları Koruma Platformu Sözcüsü Şükrü Kaygısız İleri Haber’e yaşananları anlattı. Kaygısız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın özel bir firmayla anlaşarak bazı illerde “sit alanlarını yeniden değerlendirilmesi”ne ilişkin bir çalışma yürüttüğünü, bunlardan bir tanesinin Muğla’da bir tanesinin Balıkesir’de yapıldığını kaydetti. Kaygısız, 50 sit alanın bulunduğu Ayvalık’ta bu çalışmanın yapılmasının özel bir öneminin olduğunu belirterek konuya ilişkin şunları söyledi:
“Balıkesir’de 80’nin üzerinde sit alanı var bunun 50’si Ayvalık’ta bulunuyor. Bu nedenle Ayvalık’ın özel bir önemi var. Şundan özel bir anlamı var. Sit alanları olarak değerlendirilecek yerlere çok büyük talepler var. Bu yerlerin sit alanlarından çıkarılması noktasında örneğin Acarlar Şirketler Grubu’nun bir girişimi var. Onlar 1977 yılında Cunda Adası’nda 700 dönüm arazi aldılar. Bu arazi uzun yıllar öylece bekledi. Bir kısmını yabancı bir firmaya sattılar ama 400 dönüm kadar arazi Acarlar’ın elinde duruyor. Acarlar 1989 yılında belediyenin çıkarmış olduğu 1/5000 ölçekli imar planına dayanarak karar aldılar. Ancak bu plan onaylanmamıştı. Yani sonuca ulaşamamıştı. Bu plana dayanarak 275 kadar villa yapmak istediler. Bunun üzerine yakın zamanda tekrar Çevre Bakanlığı’na başvurdular. Başvuruda “Burası Tabiat Parkı’dır, 1. Derece sit alanıdır. Ama bizim 1989 yılındaki 1/5000’lik imar planı çerçevesinde bir hakkımız var. Bu hakkımız baki midir?” diye sordular. Çevre Bakanlığı’nın Hukuk Müşavirliği altı ay önce gönderiği cevapta “Hakkınız bakidir." Yani “Yapabilirsiniz” diye olumlu görüş bildirdi. Tereddütlerini gidermek için Hukuk Müşavirliğ’nden bir kez daha görüş istediler. Müşavirlik bir kez daha olumlu görüş verdi.”
Bürokratların suratları asıldı
“Ne zaman Ayvalık ve Cunda Adası’na ilişkin bir değişiklik ya da bir revize yeni plan sözkonusu olsa arkasında mutlaka birileri çıkıyor ve her defasında çıktı. Sabancılar çıktı. İkincisinde RES’çiler çıktı. Şimdi Acarlar çıktı.” diyen Kaygısız, bunu katıldığı değerlendirme toplantısında “Bu bir sit değerlendirmesi değil Acarlar’ın isteği üzerine yapılaşmaya açılmasıdır” şeklinde söyleyince bürokratların suratlarının asıldığını belirtti. Kaygısız, “Bakanlıkta dağıtılan paralardan, bu girişimlerden bahsediliyor” iddilarının bulunduğunu da kaydetti.
'O planı iptal ettirdik'
Acarlar’ın belediyeye de başvurduğunu ancak belediyenin bu talebi sit alanı olması nedeniyle reddettiğini kaydeden Kaygısız, kendilerinin başvurusu sonucu belediyenin 1989 yılında ortaya çıkan ancak onaylanmamış ve Acarlar’ın dayanak gösterdiği 1/5000’lik planı iptal ettiğini söyledi. Acarlar firmasının bunun üzerine belediyenin bu iptal kararının reddedilmesi için bölge idare mahkemesinde dava açtığını belirten Kaygısız sürecin geldiği noktayı şöyle anlattı:
“Bir yandan bakanlığın firma nezdinde yaptığı sit alanlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin çalışması devam ediyor. Bir yandan da Acarlar’ın belediyeye açtığı dava devam ediyor. Buradan da bir sonuç çıkmazsa bakanlığın yapacağı çalışma sonucu eğer çıkarsa sit alanlarının kaldırılmasına ilişkin kararı mahkemeye delil olarak getireceklerdir. O zaman bizim şöyle bir hakkımız doğacak: Sit alanların yeniden değerlendirilmesi kararını yargıya taşıyacağız.”
Konuya ilişkin change.org sitesinde bir imza kampanyası açıldı. Kampanyada "Balıkesir Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü açtığı ihale ilebütün sit alanlarını imara açmaktadır.Eylül ayı sonunda kesinleşecek olan bu ihale ile cennet ilçemiz ve Cunda adası ranttan beslenenlerin yağmasına uğrayacaktır. Çocuklarımıza beton değil doğal güzelliklerimizi miras bırakmak istiyoruz. Fazla zamanımız yok.sesimizi duyurmak bu yanlış uygulamayı durdurmak zorundayız.Ülkemizin son yeşilve sakin köşesi için bizimle olun hep beraber bu katliamı durduralım.Cennetimizi cehenneme çevirmelerine izin vermeyin" dendi.
Süreç nasıl işliyor?
Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi Başkanı Hakan Karademir ise sit alanların yeniden değerlendirilmesi sürecinin nasıl işlediğine ilişkin şunları söyledi:
“Sit derecesinin yeniden değerlendirilmesi için bir süreç işliyor. İnceleme yapılacak yere gidiliyor. Sit alanlarının özellikleri çıkarılıyor ve bir teknik rapor hazırlanıyor. Ondan sonra bakanlığa başvruluyor. Bakanlıkta Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu var. Bu komisyon raporu değerlendiriyor. O önemli ve ciddi bir rapor. Raporda bitki türlerinden hayvanlara faunasına kadar her şeye ilişkin bölgenin tarihi özelliği işleniyor. Bu raporu profesörler hazırlıyor. O raporda profesörler sit derecesinin değiştirilip değiştirilmemesiyle ilgili bir görüş bildiriyor. Ancak o raporun sonuç kısmı da kesin değil. Rapor bakanlığa gidiyor. Bakanlık onu görüşüyor. O profesörlerin görüşleri doğrultusunda bakanlık sit derecesinin değiştirilmesine ilişkin karar veriyor. Ancak benim şimdiye kadar duyduğum böyle bir değişiklik kararı yok.”