Mimarlar Odası’nın “ulusal
sorumluluk” etkinliklerinden biri, 25 Temmuz’da
Alanya’da gerçekleşti. “Mimarlık ve Kentleşmede
Cumhuriyetin Beklentileri” için fikirlerini paylaşanlar ise Yargıtay
Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Anayasa
hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum, sanatçı Zülfü
Livaneli, şair Ataol Behramoğlu ile gazeteci
Yalçın Bayer’di...
Böylesi bir buluşmanın “mimarlık” için anlamını Oda Saymanı Aysel
Çetinsoy şöyle açıkladı: “Cumhuriyetimizin mimarlık ve kentleşmedeki
beklentileri ile demokratikleşme ve çağdaşlaşma arasındaki ayrılmaz ilişkiyi
birikimli aydınlarımızla değerlendireceğiz...”
Aynı “ilişki” için Genel Sekreter Necip Mutlu da diyordu ki:
“Türkiye’de imar ve çevre tahribatını doruğa çıkartan politikalarla cumhuriyet
değerlerini gözetmeyen politikaların eşzamanlı ve aynı siyasi odaklarca gündeme
getirilmiş olması rastlantı sayılamaz...”
Bu saptama için ev sahibi Antalya Şube Başkanı Osman Aydın
ise “Ülkeyi yağmalamak için cumhuriyet değerlerine saldırıyorlar; cumhuriyeti
yıpratarak yağmanın önünü açmak istiyorlar...” derken; diğer ev sahibi Mersin
Şb. Bşk. Sabri Konak ise şunları anımsatıyordu: “Planlı kentleşme başlangıçtaki
devlet politikamızdı; cumhuriyetten ödünler başlayınca, planlama terk edildi,
mimarlık da kimliksizleşti...”
Aynı sürecin siyasal sorumlularını sorgulayan Zülfü Livaneli
de diyordu ki; “Bunlar muhafazakâr değil; cumhuriyeti yaratan tüm kültürel
birikimleri ‘yok edenler’dir. Anadolu uygarlıkları cumhuriyetin temelidir;
dincilik ya da Batılılaşma adına özümüze yabancılaşmak, cumhuriyetin tarihsel
kazanımlarını kurutmaya çalışmaktır...”
Nitekim oturumu yöneten Prof. Dr. Zekai Görgülü de aynı
serzenişle şunları söylemeden edemedi: “...örneğin TOKİ’nin muhafazakâr
yönetimine sormalı; onca parayla, kentlerimizi onarmak dururken neden kamu
alanlarını, üstelik kötü yapılaşmayla pazarlıyorsunuz?”…
Yağmanın gündemi
Peki, cumhuriyetin “yıpratılma”sıyla “yağmalanma”sı arasındaki “koşut”luğun
ardında ne yatıyor? Mimarlar Odası Alanya Temsilcisi Bora
Akay’ın “Hukuk, yağmanın engeli görülmektedir” sözleri neyi
özetliyor?
Yanıtı için “cumhuriyet hukukundan kurtulmak istiyorlar” diyen Kanadoğlu’nun,
“Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Hukuku” kitabı, bağımsızlığımızın “kimlik
değerleri”ni savunmanın da simgesi... Bu bilincin temelinde, Atatürk’ün 30
Ağustos Zaferi’nde söylediği “Hektor’un Troia’daki öcünü aldık” sözünün
bulunduğunu anımsatan Kanadoğlu diyordu ki: “Hukukumuz, ‘öncelikle ulusal
yarar’ı gözettiğinden, ülkenin pazarlanmasına da engel görülüyor...”
“Hukuk dışı”lıkların nedenlerini “en anlaşılır” şekilde açıklayanlardan
Süheyl Batum ise imar ve çevreyi gözetmeyen anayasa hazırlıklarını sorgulayarak
şunu vurguluyordu: “...örneğin daha önce Çankaya’dan kapsamlı gerekçe
metinleriyle veto edilen 2B yasasının, ‘şimdi gerekçesiz’ onaylanması,
cumhuriyetin güvencelerinden biri olan ‘devletin devamlılığı ilkesi’yle de
uyumlu değildir.”
Gazetecilerin en “kentsever”lerinden Yalçın Bayer de “İstanbul’daki rant
pazarı üçüncü köprüyle daha da büyüyecek” dediği panelden çıkarsamasını,
köşesinde şöyle özetledi: “İmar Yağması Cumhuriyeti Tehdit Ediyor...” (Hürriyet-
28 Temmuz 2009)
Şairlerin en “kentsever”lerinden Ataol Behramoğlu ise kent ve insan
sevgisinin birlikteliğini şiirleriyle anlatırken, “cumhuriyetin mimarları”na
“Kuşatmada” şiirini armağan ediyordu:
“Kuşatma altında vermem gerekiyor / Ömrümü etkileyecek kararları. / Kuytu
bahçelerde değil / Sarsak odalarda yaşıyorum aşkı.. (...) Fakat hiçbir sey
kurutamayacak / Çorak topraklarda yeşerttiğim aşkı..”
Foruma katkılar...
İşte böylesi duygularla gerçekleşen buluşmayı, Antalya Büyükşehir Bld. Bşk.
Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Alanya Bld. Bşk. Hasan Sipahioğlu ve Gazipaşa Bld.
Bşk. Cemburak Özgenç de düşüncelerini ve desteklerini belirterek
izlediler...
Forumda Mimarlar Odası şube başkanlarından Asım Güzel (Gaziantep), Hasan
Topal (İzmir), Hakan Mahiroğlu (Kayseri), Bekir Kamışlı (Adana), Ünal Ömercioğlu
(Çanakkale) ile Konya’dan Bşk. Yrd. Mustafa Sütiçen ve her bölgeden mimarlar
katkılarda bulundular...
Onlara söz verirken gözüm, özellikle İstanbul ve Ankara şubeleri ile Mimarlar
Odası Genel Başkanı’nı ve diğer Merkez Yönetim Kurulu üyelerini aradı..
yoklardı!
Oysa Çetinsoy, etkinliğin önemini Prof. Mümtaz Soysal’dan şu alıntıyla
vurguluyordu; “Cumhuriyet, kendi hançerlenişini sessiz seyretsinler diye
yetiştirmedi bu kuşakları.. bilimin aydınlığı, tekniğin becerisi, tüm donanımlar
hep, o korunsun diye verildi.”
Toplantının, bu sorumluluğu içeren sonucu ise şöyle özetlenebilirdi:
“Cumhuriyetin temel ilkeleriyle planlı ve kimlikli yapılaşmayı birlikte
savunmak, anayasal bir cumhuriyet kurumu olan Mimarlar Odası ile ‘cumhuriyetin
yetiştirdiği mimarlar’ımızın tarihsel sorumluluğudur.”