HSBC'yi Zırhlamış Olsaydık Yaralanan Bile Olmazdı




Türkiye'de bina cephe giydirme modasını başlatan Nejat Çuhadaroğlu, şimdi de binalar için bomba geçirmeyen sistemler üretiyor. Çuhadaroğlu'na göre bu sistem, Kasım 2003'teki saldırılar sırasında uygulanıyor olsaydı sonuç bu kadar ağır olmazdı.

Nejat Çuhadaroğlu'nun yaptığı neredeyse tüm maketler savaş teması işliyor. Savaş gemileri, tanklar, uçaklar... İstanbul, Çağlayan'daki ofisinin alt katında iki büyükçe oda maketler ve askeri antika (military antics) dükkanlarından aldığı asker üniformalarıyla dolu. İkinci Dünya Savaşı’nda uçan pilotlarının montları, hepsi orijinal Nazi bayrakları, daha neler...

Doğrama pazarının yarısını kontrol eden 50 yıllık Çuhadaroğlu Holding'in patronlarından Nejat Çuhadaroğlu'nun yeni işi, savaş konulu maketlerinden fazlasıyla ilham alıyor. Türkiye'de 1980'lerde binaları giydirme modasını başlatan Çuhadaroğlu, şimdi binaları bombaya karşı dayanıklı sistemlerle giydirme işine soyundu. Çuhadaroğlu, 20 yıldan uzun süredir bina terziliği yapıyor. Bugüne kadar İş Kuleleri, Sabancı Center, Atakule, Akmerkez gibi gökdelen ve alışveriş merkezleri de dahil olmak üzere 50'den fazla geniş kompleksin dış cephe sistemlerini yaptı. Bombaya karşı dayanıklı cephe sistemleri geliştirme işi ise yeni.

İncirlik ihalesini bekliyoruz
Şirket, İncirlik'teki Amerikan Üssü'nü bombaya karşı zırhlamak için açılan ihaleye girecek. İncirlik Üssü, 6-7 yıldır saldırı beklenen bir yer. Amerikalılar şu sıralar standartları belirliyor. Nejat Çuhadaroğlu, "Global standartların yanı sıra Amerikalılar'ın kendi üsleri için çok daha farklı talepleri var. Çünkü bomba dediğin zaman 10 kilo da var, bin kilo da. Bu ihalenin bu sene içinde bitmesini bekliyoruz" dedi. Bombaya dayanıklı doğrama konusunda Paris'te İçişleri Bakanlığı'nın bir projesi de Çuhadaroğlu'nun ilgisini çekiyor. Bombaya dayanıklı doğrama, bombadan etkilenip zarar görüyor ama önemli olan içindekileri bir şey olmaması.

İki kamyon bile patlatsalar...
Levent'teki HSBC Bank Genel Müdürlük binasının dış cephe sistemlerini Çuhadaroğlu yapmıştı. Kasım 2003'teki El-Kaide saldırısında 23 kişi bu bina ve çevresinde öldü. Binada bombaya karşı bir korunma yoktu. Peki olsaydı, en azından bina içinde bu kadar çok insan ölür müydü? İşte Çuhadaroğlu'nun cevabı: "O binayı biz yapmıştık ama bombaya dayanıklı olmadığı için gitti. Olsaydı çok az insan yaralanırdı, bırakın ölmeyi. Bir kamyon değil, iki kamyon bile patlasa binanın içindekiler çok hafif yaralarla kurtulurlardı. Bomba tamamıyla asıl öldürücü etkisi parça tesiridir. Sıcaklık o kadar önemli değil. Parça deliyor, çıkıyor. El bombası da odur. El bombası, içinde parça olduğu için öldürür. Çünkü bombanın o yanma ve basınç etkisi belirli bir çevrede etkilidir.

Zırhın metrekaresi 4 bin dolar
Çuhadaroğlu'nun verdiği bilgiye göre doğrama sistemlerinin metrekare fiyatları 50-60 dolardan bin dolara kadar çıkıyor. Bombaya dayanıklı doğramanın metrekaresi ise en düşük bin dolar, en pahalısı ise 4 bin dolar. İstanbul'da bombaya dayanıklı binalar gerekli mi? Çuhadaroğlu'na göre bu artık İstanbul için bir ihtiyaç: "Şu anda öyle bir durum var ki, bana göre alışveriş merkezleri dahil özellikle büyük kuruluşlar, özellikle yabancı kuruluşlar hedef teşkil ediyor. Binaları güvence altına almış oluyoruz. Ama aynı zamanda insanları güvence altına alıyoruz. Böylece binaların sigorta primleri de düşecektir. Bombayı bırakın bütün alışveriş merkezlerinde yangına dayanıklı kapı olması gerekiyor, o bile yok. Bu kapı sıcaklığı absorbe edip yayılmasını engelliyor."

Bu maketlere 4-5 saat parası harcamışımdır
Doğramacı Çuhadaroğlu Holding'in ikinci nesil yöneticilerinden Nejat Çuhadaroğlu'nun çocukluğuna kadar uzanan en büyük tutkusu konulu maketler. Askeri maketler ve çok az da olsa sivil maketler. Profesyonel değil, çünkü onun kriteriyle parayla yapıp satmıyor. Ama "Benim diyen profesyonele de taş çıkartacağıma emin olabilirsiniz" diye de ekliyor. "Maketlere ne kadar para harcamıştır?" diye merak edip soruyoruz. Çuhadaroğlu, "Bilmiyorum ne kadar harcadım, ama insanlar o paraya 4-5 tane saat alabiliyorlar. Zengin işadamları var, bir saate 20 bin doları veriyor. Ben 20 bin doları bilmiyorum kaç senede makete harcıyorum" diyor.

Ofisinin alt katındaki maketler ve askeri antikalar nefes kesici. Maketler için aşağı yukarı her gün bir saat uğraştığını belirten Çuhadaroğlu, "Çok ciddi bir işçilik gerekiyor. Çok faydasını görüyorum. Bir kere kafanızı boşaltıyorsunuz, deşarj oluyorsunuz. Yaratıcılığınız ilerliyor, tarihi öğreniyorsunuz, hayal gücünüzü geliştiriyorsunuz, el becerinizi de geliştiriyorsunuz. Yaptığınız bazı maketler puzzle çözmek kadar zor" diye konuştu. Çuhadaroğlu şu sıralar eski bir bina arıyor. Çünkü maket müzesi planları var. Koç Müzesi'ni örnek alıyor, "Bir yer bulabilirsem, bir an önce restorasyonuyla 2007'de açmak istiyorum" diyor.