Çorlu'da Kirlilik Alarmı



Yeraltı su kaynaklarının bolluğu ile bilinen Trakya'nın hızla gelişen ilçesi Çorlu, susuz kent olma tehlikesiyle karşı karşıya. Sanayi tesislerinin yeraltı sularını üretimde kullanması ve atık suları arıtma işlemi uygulamadan nehirlere ve suyu biten kuyulara basarak yeraltı sularına karışmalarına neden olması, bölgede telafisi olanaksız çevre felaketine neden oluyor.

Bölgede sulu tarım için uygun arazilerde sulama yapılamıyor, nehirlerden su içen hayvanlar ölüyor. Çorlulular ise ''kahverengi ve kokulu'' musluk suyundan içmek zorunda kalanların hastalandığını anlatıyor. Tarım İl Müdürlüğü'nün gerekli denetimleri yapmadığını belirten Çorlu Belediye Başkanı Altan Ersin, ''Çorlu'da tehlike alarmının çaldığını'' belirterek ilgili bakanlıkları göreve çağırıyor.

Çorlulular her geçen gün içme suyu bulmakta daha da güçlük çekerken 2003'te çıkarılan yasa ile 20 metreden daha derinden çıkarılan suların kamu yararına kullanılmasına ilişkin yasada yapılan değişiklikle, Coca-Cola ve Pepsi şirketleri zaten yetersiz olan içme sularını ''satıyor''. Sulama ve içme suları tükenen halk, tepkisini ''Bizim içme suyumuzu Irak'taki ABD askerleri içiyor'' diyerek gösteriyor.

Ergene Nehri'nin Çorlu'daki Ulaş mevkiindeki suya karışan ve kanserojen madde içeren atıklar, çevreye ağır koku yayıyor. Kirliliğin nehirdeki yaşamı bitirdiği belirtiliyor. Saray'dan berrak şekilde gelen sular, Ulaş mevkiinde sanayi tesislerinden bırakılan atıklarla bir anda renk değiştirerek kahverengi akmaya başlıyor.

Köprüden sonra hayat yok
Kontrolsüz atıkların nehre akıtılması ile başlayan kirlilik köprüden sonra tek bir canlıyı bile yaşatmıyor. Bu kirlilik, Çerkezköy'den başlayarak Ergene Nehri'yle, Muratlı'da Uzunköprü açığında Meriç Nehri ile birleşerek Saros Körfezi'ne dökülüyor.

Çorlu Belediye Başkanı Ersin ise Tarım İl Müdürlüğü ve ilgili tüm yetkililere ulaşmalarına karşın kapıların yüzüne kapandığını anlatıyor.

Geçtiği yerlere hayat veren bu akarsuların 20 yıl önce sulu tarım yapılan arazilerde, bugün bırakılan kanserojen atıklarla ''ölüm saçtığını'' anlatan Ersin, ''Artık tarımsal bir sulamanın yapılması olanaksız. Çevreye verdiği kirlilik, kanserojen maddeler içeren suyun buharlaşması ve solunum yoluyla canlılara ulaşması sonucu kanser vakaları arttı. Çevremizdeki tespitler bunlar. Sağlık Mahallesi'nde kirli derenin suyuyla sulanan sebzeleri mahalle halkı almıyor, ancak bu ürünler pazarda satılabiliyor ve insan sağlığını tehdit ediyor'' diye konuşuyor.

Denetim yapılmıyor
Başkan Ersin, belediyelerin bilinçsiz sanayileşme adına sorumsuzca işlenen çevre katliamına karşı ''yetkisiz'' kılınmasıyla, bu katliama yalnızca ''seyirci'' kalabildiklerinden yakınıyor. Belediyelerin yasa gereği yalnızca mücavir alanları denetleyebildiğini, ancak Organize Sanayi Bölgesi'nde yetkilerinin olmadığını belirten Başkan Ersin, şöyle devam ediyor:

''Çorlu sularını kirleten Deri Organize Sanayi Bölgesi'ne giremiyoruz. Suyun ne kadar kirlilik ve zararlılık oranları ile ilgili tespitleri İl Çevre Müdürlüğü yapabiliyor. Mesai saatleri içinde yapılan hiçbir denetleme yarar sağlamıyor. Fabrikalar atık sularını arıtmadan sabaha doğru yüzey sularına bırakıyor ya da suyu kalmayan kuyulara pompalayarak yeraltı sularına karışmasına neden oluyor. Küçük işletmeler ise zehirli sanayi atıklarıyla dolu varillerini sulara bırakıyor.''

Çorlu halkı: İlgililer duyarsız
Çorlu halkı ise şikâyetlerini ilettikleri her kurumun duyarsız kalmalarından şöyle yakınıyor:

''Sebze ekerdik, Çerkezköy fabrikaları daha sonra da Çorlu'ya deri fabrikaları kurulmasıyla buraları yaşanmaz hale geldi. Nefes almak her geçen gün zorlaşıyor. Derenin kirliliği tarımsal çeşitliliği bitirdi. Sulama sorun olunca ayçiçeği, buğday gibi susuz tarıma yönelindi. Fabrikalar, atıklarını gece bıraktıklarından sabaha doğru koku dayanılmaz oluyor.''

İçme suyuna da zehir karıştı
Fabrikalar, arıtma tesislerinin kullanma maliyetinden kaçınmasının sorunun başlıca nedeni olduğunun altını çizen Ersin, belediyelerin de yetkilendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Sanayicilerle düzenledikleri toplantılarda, tesis yetkilileri ile konuşmalarında, ''kirliliğe neden olduklarını reddettiklerini'' anlatan Ersin, ''Öyleyse soruyorum onlara, 1 kilometre yukarıda nehir canlıları yaşarken 1 kilometre aşağıda neden bir canlı bile yaşamıyor. Bu kirliliği kim yaratıyor. Çözüme ulaşılması için belediyelere kontrol yetkisi verilmesi gerekiyor. İl çevre müdürlükleri de daha etkin kullanılmalı. Ya da jandarmanın bu konuda daha da etkinleştirilmesi gerekli'' diye konuştu. Başkan Ersin, atık suların suyu biten kuyulara basılmasıyla şehre su sağladıkları yeraltı rezervlerine de karıştığını belirterek yetkilileri yakın gelecekteki ''ölümcül tehlikeye'' karşı uyarıyor.

50 bin nüfuslu Sağlık Mahallesi'ne su sağladıkları 6 pompadan 2'sinden kirli su akmaya başladığı uyarısında bulunan Ersin, "Kirlilik şu anda kuyulara girdi. Artık atık sular bizim musluklarımıza kadar geldi. Değil içmek, artık elimizi bile yıkamak tehlikeli olacak. İçilmesi durumunda ölümcül olabilir'' diye konuştu.

Sağlıklı altyapı oluşacak
Çorlu Belediye Başkanı Ersin, su kaynakları tükenen ve giderek sağlıksızlaşan Çorlulular için yine de ümit kaynağı. Altyapısı sağlıksız olan ve bu nedenle yeraltı suyunun içme suyuna karışmasına engel olunamadığını anlatan Ersin, kente 78 kilometre uzaklıktan su getirmeye çalışıyor. Bugün İçişleri Bakanlığı'nda olan proje, onaylandıktan sonra 40 ay içinde bitirilmesi hedefleniyor. Proje ile Çorlulular altyapısı kusursuz bir kente sahip olacak ve ''temiz su'' ile buluşacak.

Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı Erdoğan Yıldız da hızla kentleşen Çorlu'ya hayat verecek, birbiriyle bağlantılı içme suyu ve sağlıklı kent altyapısı oluşturmayı hedefledikleri projelerini anlattı:

''Proje iki etaptan oluşuyor. Birincisi Çorlu'ya su getirilmesi, ikincisi de suyun dağıtılması, kirli suyun toplanması, arıtılması ve yağmur suyu sisteminin kurulması. Çorlu Havzası, Ergene Havzası'nın bir alt bölümü. Ergene Havzası içindeki yeraltı suları aşırı tüketiliyor. İstanbul'da su kirleten ve tüketen tüm sanayilerin çoğu; tekstil, meşrubat firmaları. Coca Cola ve Pepsi -Cola firmaları burada var. Bu şirketlerin hepsi yeraltı su rezervinin bolluğu nedeniyle buraya geldiler. Bu şirketler üstelik yeraltı suyunu da satıyorlar. 20 metreden daha derin sular kamuya aittir ve kamu yararına kullanılmalıdır. 2003 yılında, 167 sayılı Yeraltı Suları Kanunu'na bir madde eklendi. Bu madde ile Coca Cola ve Pepsi -Cola, yeraltı sularını satabilir hale geldi. Hem suyu kirletiyorlar hem de temiz suyumuzu satıp para kazanıyorlar. Bizim suyumuzu bize satıyorlar. Çorlu Belediyesi olarak meclis kararı aldık. Bu meclis kararı ile yüzey sularını değerlendireceğiz ve yeraltı sularını rezerv olarak saklayacağız. Kömürköy ve Kızılağaç akarlarından iki baraj yapacağız ve bu iki barajı bir tünelle birbirine bağlayacağız. Suyu 10 kilometre basarak 50 km. doğal akışıyla Önerler'e kadar getireceğiz. Burada kuracağımız ham su arıtma tesisinde önce arıtacağız daha sonra da mineralize edeceğiz. Ve projenin ikinci ayağına ulaşacağız. 15 bin hektarı aşan yerleşim alanına ilişkin kanalizasyon, içme suyu ve altyapı projesi de bitmiş olacak. İhaleler yapıldı. Envanteri olmadığı için, altyapıyı yok sayarak yeniden döşeyeceğiz. Birinci proje ile Çorlu'ya getirdiğimiz 'sağlıklı suyu' ikinci proje ile yine sağlıklı olarak doğaya vereceğiz.