Çölleşme ve kuraklık günümüzde yaklaşık 4 milyar hektar ala nı ve 110 ülkede yaşayan 1,2 milyar nüfusu doğrudan tehdit ediyor. Dünyadaki orman varlığı yılda yaklaşık 7.3 milyon hektar aza lıyor. Türkiye’de Orman ve Su İşleri Bakanlığı geçtiğimiz günlerde Konya Kapalı Havzası’nın hidrolojik kuraklığa resmen girdiğini açıkladı. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, İstanbul için acil ekosistem koruma planı hazırlanması gerektiği konusunda uyarıyor. İstanbul’da yağan yağmur, betonlaşma, plansız kentleşme, ormansızlaşma yüzünden taşkınlara yol açıyor. Toprakla buluşamayan yağmur, yeraltı su kaynaklarına da ulaşamıyor ve dolayısıyla İstanbul’un susuzluk problemine çare olmuyor. Kuraklık nedeniyle İstanbul’u besleyen barajlarda ortalama su seviyesi yüzde yirminin altına indi. 13-15 Ekim'de İstanbul'a gelecek Oysa çölleşen topraklarımızı yeniden yeşertmek, su tutma kapasitelerini 3-4 yılda iki katına çıkarmak mümkün. Dünya Gazetesi'nin haberine göre, bunun için Bütüncül Yönetim’in ve Savory Enstitüsü’nün kurucusu Allan Savory’e kulak vermek gerekiyor. Savory, bir zamanlar çöl olan toprakları nasıl geri kazandırdığını anlatmak için 13- 15 Ekim’de, Dünya Organik Kongre’si için İstanbul’a gelecek. O gelmeden önce kendisini tanımakta fayda var. Alan Savory Zimbabwe’li bir biyolog, çiftçi, asker, sürgün, çevreci ve Bütüncül Yönetim konseptinin yaratıcısı. “Sadece hayvancılık bizi kurtarabilir” diyen Savory, fakirlik, sosyal eşitsizlik, şiddet, biyoçeşitliliğin kaybolmasının nedeni olarak çölleşmeyi gösteriyor. Savory, Afrika’da çölleşmenin nedenlerini araştırırken, geliştirdiği Bütüncül Yönetim programı ile, çölleşme yüzünden kaybedilen toprakların geri kazanılmasını sağlıyor. Ya da başka bir deyişle, dünya genelinde ekosistemlerin restorasyonunu sağlıyor. 15 milyon hektarda mucizevi değişim Zimbabwe’de artan çölleşmeye bir tepki olarak doğan Bütüncül Yönetim, bugün tüm dünya tarafından “canlandırıcı tarım tekniği” olarak kabul ediliyor. Doğal hayatı taklit etme yöntemi olarak tanımlanan biyomimikriyi, çok iyi düşünülmüş karar alma mekanizmaları ile uyum içinde kullanan Bütüncül Yönetim, akılcı eylemi ve detaylı planlamayı savunuyor. Bütüncül Yönetim’in ve Allan Savory isminin son yıllarda çok sık duyulmasının başlıca nedeni ise, ABD’den Afrika’ya, Avustralya’dan Avrupa’ya kadar dünyada yaklaşık 15 milyon hektarlık arazide yarattığı mucizevi değişim. İşte bu yüzden Bütüncül Yönetim’in kurucusu Allan Savory “çölleşmeyi durdurup tersine çeviren insan” olarak tanınıyor. Bunu yapmak için kullandığı araç ise sadece doğayı taklit etmek.
Binlerce çiftlik hayvanı yetiştirilmeli
Allan Savory’nin geçtiğimiz sene TED’de yaptığı “Dünya’nın çöllerini nasıl yeşertebiliriz ve iklim değişikliğini nasıl tersine döndürebiliriz?” konuşmasından bazı bölümlere kulak verelim:
1-Çölleşme, çöle dönüşen toprağı tanımlamanın kibarcasıdır. Uzaydan baktığımızda, dünyanın üçte ikisinin çölleşmekte olduğunu görebiliyoruz. Suyun ve karbonun yazgısı, topraktaki organik madde ye bağlı olduğundan, toprağa zarar verirsek, topraktaki karbonu kaçı rırsak, karbon atmosfere geri dönü yor.”
2-Eskiden bilim insanları, arazi kuraklığının doğal olduğunu iddia ediyor, çölleşmenin nedenini de bilinmeyen süreçlere bağlıyorlardı. Çölleşmeye çiftlik hay vanlarının neden olduğuna inanıyorlardı. Bir zamanlar dünyanın düz ol duğuna inanırken nasıl yanılıyorsak bu konuda da yanılıyorduk. Çünkü ABD’nin batısının tamamında, sığırların uzaklaştırıldığı her yerde çölleş menin daha da arttığını gördüm.”
3-Çölleşme riskiyle karşı karşıya olan araziye binlerce çiftlik hayvanı yerleştirilmeli. Bu hayvanların bir sürü halinde orada bulunması ve belli bir hızda hareket etmeleri sağlanmalı. Bu şartlar, geçmiş asırlardaki büyük sürülerin hareketinin o bölgede taklit edilmesini sağlayacaktır. Sürülerin hareketiyle meydana gelecek çiğneme ve gübreleme, arazinin başınızı döndürecek bir hızda tekrar yeşillenmesini ve verimli hale gelmesini sağlayacaktır.
4-Bugün artık Afrika köylerinde genç kadınlar, hayvanların nasıl büyük sürüler haline getirilebileceğini öğ retiyorlar. Doğayı taklit eden bir otlanma şeklini, geceleri hayvanları nerede tutacaklarını, sürüleri yırtı cı dostu kılarak nasıl süreceklerini biliyorlar. Tarlalarda ürün miktarın da da büyük artışlar var. Örneğin Zimbabwe’de bu yöntemi uyguladığımız arazilerde büyük başarı elde ettik. Dünyanın birçok yerinde eroz yona uğramış topraklarda da verimli sonuçlar aldık.
5-Beş kıtada, onbeş milyon hektar arazide ve ne yaptığını bilen insanlarla birlikte, hesaplayabilece ğimizin çok üzerinde karbonu depoladık. Bu yöntemi uygulamaya devam edersek atmosferden yeterin ce karbon çekip binlerce yıl güvenli bir şekilde çayırlarda depola yabiliriz. Bunu dünya çayırlarının sa dece yarısında uygulayabilmek bile, bizi endüstri öncesi döneme götürebilir. Üstelik aynı anda insanların da karnı doyar. Dünyamız, çocukla rımız, torunlarımız ve bütün insanlık için, bundan daha büyük bir umut beslenebilir mi sizce?
Sistemin 3 önemli dayanağı var
Savory Enstitü, otlakların sürdürülebilirliğini sağlamak için, mevcut tarım uygulamalarına cephe alıyor ve otlaklar üzerinde hayvanlarla insanların işbirliğine dayanan Bütüncül Otlak Yönetimi (Holistic Grassland Management)’ni hayata geçiriyor. Sistemin, ekolojik yenilenme, ekonomik tutarlılık ve dünya üzerindeki otlakların sosyal planlaması gibi üç önemli dayanağı var. Bu sistem sayesinde otlaklar büyük sürüler kullanılarak doğal döngülerini devam ettirebiliyorlar. Bazı örnekler verelim: X Zimbabwe’de 150 bin insanın gıda yardımı ile yaşadığı bölgede, sığır ve keçi sayısı yüzde 400 artırılarak, toprağın verimli hale gelmesi sağlanmış. X Patagonya’da 25 bin koyunun sürü halinde hareket etmesi sağlanarak, üretimde yüzde 50 artış yaşandı. X Güney Afrika’nın batısında bulunan Karoo Çölü, bugün yemyeşil bir çayıra dönüşmüş durumda.