Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, yoksulluk, göç, işsizlik, gıda ve güvenlik sıkıntıları gibi olumsuz neticelere yol açan çölleşmenin müşterek bir risk olduğunu belirterek, "Bu hususta bütün insanlığın müşterek tedbir alması gerekmektedir" dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi 7. Gözden Geçirme (CRIC 7) ve Bilim Teknoloji Komiteleri’nin toplantıları, Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul Grand Cevahir Otel’de başladı. Toplantının açılışında konuşan Eroğlu, çölleşmeden muzdarip ülkelerden biri olan Türkiye’nin, dünya ülkeleriyle birlikte mücadele etmesini gerektiren bu konuda her türlü çabayı desteklediğini ve aktif olarak iştirak ettiğini söyledi. Türkiye’nin, toplantının ev sahipliğini üstlenmesinin de bu mücadeleye inancının en önemli ispatı olduğunu ifade eden Bakan Eroğlu, çölleşmenin, dünyanın birçok bölgesinde ekonomik, sosyal ve çevresel bakımdan önemli bir sorun olarak kendini hissettirdiğini kaydetti. Eroğlu, başta insan olmak üzere bütün canlıların hayatının devamının toprağa bağlı olduğunu, sadece 1 santimetre karelik toprağın oluşumu için takriben 600 yıla ihtiyaç olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:
"Ortalama 60-70 yıllık insan ömrünün neredeyse 10 katı kadar bir zaman gerekmektedir. Bu nedenle topraklarımızın özenle korunması bir mecburiyettir. Çölleşme, dünya genelinde 4 milyar hektardan fazla alan, 110 ülke ve 1 milyardan fazla nüfusu tehdit etmektedir. Çölleşme ve kuraklık, insan hayatının yanı sıra kalkınmayı da olumsuz etkilemektedir. BM Çevre Programı UNEP’in verdiği rakamlara göre, çölleşmenin genel maliyeti yıllık 42 milyar dolardır."
İnsanların refahı ve geleceğini tehdit eden bu meseleye karşı, BM tarafından 1972 yılındaki ilk çevre konferansıyla başlatılan sürecin 17 Haziran 1994 tarihinde Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’nin imzaya açılmasıyla devam edildiğini anlatan Veysel Eroğlu, bugün 193 ülkenin kabul ettiği sözleşmenin temel amacının, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için çölleşmeyle mücadele etmek, kuraklığın etkilerini hafifletmek olduğunu vurguladı.
'Çölleşme müşterek bir risk'
Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu, çölleşme ile mücadelenin insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak için sürdürülebilir tabii kaynak yönetiminin tesis edilmesiyle mümkün olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: "Hava, toprak, su ve bitki örtüsü, birbirlerine sıkı sıkıya bağlı bir zincirin halkalarına benzer. Halkalardan birinin kopması, diğerine de zarar verir. Bu sebeple bütün tabii kaynakların sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde korunması ve kullanılması büyük önem taşımaktadır. Yoksulluk, göç, işsizlik, gıda ve güvenlik sıkıntıları gibi olumsuz neticelere yol açan çölleşme müşterek bir risktir. Dolayısıyla bu hususta bütün insanlığın müşterek tedbir alması gerekmektedir."
Eroğlu, bu yolda atılmış ilk adım olan Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’nin iki karar organının toplantılarını ilk defa İstanbul’da bir arada yapacağına işaret ederek, bunun, toplantının önemini daha da artırdığını söyledi. İnsanın, aydınlık geleceğinin resminin burada çizilmeye başlanacağını kaydeden Eroğlu, "Komite toplantıları esnasında sunulacak olan 10 yıllık strateji planı ile yoksulluğu azaltmak için küresel bir ortaklık oluşturulması hedeflenmektedir. Türkiye, coğrafi konum itibariyle gerek erozyon, gerekse iklim değişikliği açısından hassas bir bölgede bulunmaktadır. Bugün topraklarımızın yaklaşık yüzde 60’ında şiddetli çölleşme ve erozyon riski bulunmaktadır. Bu nedenle çölleşme ve erozyonla mücadele bizim için özel bir önem taşıyor" dedi.
Orman varlığını arttıran ender ülke
Bakan Eroğlu, çölleşmeyi yerel bir mesele olarak görmeyen Türkiye’nin, Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi hedeflerinin gerçekleştirilmesi doğrultusunda taraf ülkelere düşen büyük mesuliyetin farkında olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Hem ulusal, hem de uluslararası ölçekte çölleşmeyle mücadelede etkin bir rol oynayan ülkemiz, sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmek için de yoğun çaba sarfetmektedir. Çölleşmeyle mücadele konusunda küresel işbirliği kadar bölgesel ve yerel işbirliği de önemlidir. Türkiye, bu noktadan hareketle Kuzey Akdeniz ülkelerinde çölleşmeyi izlemek maksadıyla yürütülen, Çölleşmeyi İzleme Projesi’ne destek vermektedir."
Yerel düzeyde ise sözleşme hükümleri çerçevesinde ulusal eylem planının yürürlüğe konduğunu, bu plan çerçevesinde toprak koruma ve arazi kullanımı kanununun uygulamaya girdiğini anlatan Eroğlu, ekolojik ve ekonomik kararları entegre edebilmek için çevrenin sürdürülebilir bir şekilde planlanması gerektiğine dikkati çekti. Bakan Eroğlu, çölleşmeyle mücadele için yapılan diğer çalışmalar hakkında da bilgi vererek, Türkiye’nin, UNEP’in dünya çapında başlattığı kampanyaya 400 milyon fidan dikerek destek verdiğini, FAO raporlarına göre orman varlığını artıran ender ülkelerden biri olduğunu ifade etti. Önümüzdeki 5 yılda, ülke genelinde 2,3 milyon hektar alanda 2,5 milyar fidan dikilerek ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışması yapılacağını anlatan Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu, "Gelecek nesillere çölleşme endişesi olmayan bir dünya bırakmak hepimizin mesuliyetidir. Hayat kaynağımız olan toprağı ve suyu bütün zenginlikleriyle korumak için hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum" diye konuştu.