Çin'in Yükselişini Aşırı Borç Bitirebilir



Çin'in dokuzuncu büyük kentinde bir inşaat çılgınlığı yaşanıyor. Su tankerleri sürekli sokakları temizlemeye çalışsa da ortalık resmen bir toz bulutu halinde. Buradaki 5 bin 700'ü aşkın proje içinde yeni bir metro ağı, iki yeni havaalanı terminali, yeni bir finans bölgesi, bir kültür bölgesi, ırmak boyunda bir gezinti yeri ve aynı yerde, Empire State binasının yarısı yüksekliğinde bir ofis gökdeleni de bulunuyor. Fakat Wuhan belediyesinin 120 milyar dolarlık master planı alışılmadık bir israf örneği değil. Son birkaç yıldır benzer geniş çaplı projeleri tamamlamak için yarışan onlarca başka Çinli kent daha var. Bu sayede, kamu altyapı ve emlak harcamalarının Çin'in büyümesindeki payı dış ticareti geçerek ilk sıraya oturdu.

Oysa Çin'de nicedir süren ekonomik atılımın inşaat furyaları yüzünden zarar görebileceğini gösteren belirtiler çoğalıyor. Bu furyalar yerel yönetimlerin ağır borçlanması ve borcun gerçek boyutunu gizleyen kurnaz muhasebe oyunlarıyla finanse ediliyor. Uzmanlar, Çinli yerel yönetimlerin daha şimdiden gizli borç dağları üstünde oturuyor olabilmesinin tehlikesine dikkat çekiyor. Bu sinsi tehdit, ülkenin ekonomik büyümesini önümüzde yıllarda, hatta onlarca yıl boyunca engelleyebilir. Bakanlar kuruluna karşı sorumlu olan maliye başmüfettişi Haziran'da yerel yönetimlerin borçlanmasındaki tehlikelere karşı uyarmıştı. Moody's Yatırım Hizmetleri'nin Pekin şubesi de bunun birkaç gün ardından bir rapor yayınladı. Raporda, Çinli bankaların yerel yönetimlere verdiği kredilerdeki riski başmüfettişin gerçek boyutlarıyla yansıtmamış olabileceği belirtiliyordu.

Son yıllarda Çin, küresel ekonominin birkaç istikrarlı lokomotifinden biri. O yüzden ülkedeki ciddi bir durgunluğun uluslararası sonuçlar doğurması kaçınılmaz olacaktır. Belediyeler Çin'in dört bir yanında projelerini yapadursun, sabit varlıklara yapılan yatırım (inşaat) yapılan yatırım (inşaat faaliyetlerinin kamu ve emlak projelerine kaydığının önemli bir ölçüsü) ülkedeki gayrisafi yurtiçi hâsılanın yaklaşık yüzde 70'ine ulaştı. Hiçbir büyük ülke daha önce böyle bir orana ulaşmadı. 1980'lerin Japonya'sında bile bu oran ancak yüzde 35'ti.

Washington'daki Johns Hopkins İleri Uluslararası Araştırmalar Okulu'nda Çin uzmanı olan Pieter P. Bottelier, "Çin'in iyi olduğu bir şey varsa o da altyapı. Fakat şu an yatırım oranı çok aşırı gibi görünüyor. Bunun ne kadarı gereksiz ve kredilerin ne kadarının geri dönmeyecek olacağını kimse bilmiyor" diyor. Çin'de devlet kapitalizmi dışarıdan göründüğünden çok daha dağınık, ekonomi de daha kırılgan olabilir. Wuhan'ın mali durumuna bakınca, belediyenin devlet bankalarından on milyarlarca dolar kredi aldığı anlaşılıyor. Fakat kredileri özel yatırım şirketleri alıyor ve dolayısıyla bunlar belediyenin muhasebe defterlerine girmiyor. Bu yöntem, Çin'de bu tür yerel yönetim finansman kuruluşlarının 10 bini aştığını söyleyen Pekin için bir sır değil. Fakat tehlikeli bir oyun oynanıyor. Yatırım bankası UBS'nin yeni bir raporu, yerel yönetim yatırım şirketlerinin önümüzdeki birkaç yıl içinde 460 milyar doları bulabilecek bir kredi batağına saplanabileceğini belirtiyor. Bu risk yetmiyormuş gibi birçok kredinin teminatı, Çin'deki emlak balonu patlarsa çökebilecek abartılı fiyatlar üstünden değerlenmiş yerel gayrimenkullerden oluşuyor. Nitekim Wuhan'da arazi fiyatları son on yılda üçe katlandı. Yine de birçok analist ekonomik bir çöküntüden endişelenmiyor.

Pekin'in 3 trilyon dolarlık bir döviz rezervi var. Ayrıca Çin'in devlet bankaları 1,3 milyar yurttaşın mevduat tasarrufları tarafından besleniyor. Fakat Çin eğer büyümeye yatırım yapmak yerine borcunu ödeyemeyen belediyeler yüzünden bankaları beslemeye başlarsa, bazı uzmanlar ülkenin Japonya benzeri uzun vadeli bir durgunluğa girebileceğini belirtiyor. Pekin'in hesaplarına göre, yerel yönetimlerin toplam borcu geçen yıl 2,2 trilyon dolardı, yani gayrisafi yurt içi hâsılanın üçte biri. Belediyeler üst üste borcunu ödeyemez hale gelirse merkezi hükümet de zor duruma düşebilir, çünkü kendisinin de 2 trilyon dolarlık borcu var. Üstelik Northwestern Üniversitesi'nden ekonomi politikaları profesörü Victor Shih, merkezi hükümetin belediyelere ait borç tahmininin gerçeğinden çok daha düşük olabileceğini aktarıyor. Çin'deki belediye borçlarının artık 3 trilyon dolara yaklaşmış olabileceğini söyleyen Shih, "Borç alan devlet kuruluşlarının çoğu artık borç faizlerini bile ödeyemiyor" diyor.

Wuhan bu yıl altyapı projelerine 22 milyar dolar harcamayı planlıyor ve büyük ölçüde banka kredilerine güveniyor. Bu tutar kentin geçen yılki vergi gelirlerinin beş katı. Üstelik hedefleri ne kadar büyük olsa bile Wuhan hâlâ yoksul sayılır. Şehrin sakinleri yılda ortalama 3 bin dolar, yani Şanghaylıların üçte ikisi kadar kazanıyor. Belediyelerin inşaat furyasını 2009 başında Pekin de teşvik etti. Şimdi de sanki ne yapsa borç alma ve inşaat yapma dalgasının önüne geçemiyor. Wuhan mali sıkıntının belirtilerini göstermeye başlıyor. New York merkezli araştırma firması Real Capital Analytics'e göre, son beş yılda 25 milyar dolar değerinde arazi satsa da projeleri için ödeme yapmakta zorlanıyor. Yatırım bankası Credit Suisse'in bu yılki bir raporunda da Wuhan, Çin'deki "en uzak durulması gereken 10 şehirden" biri olarak gösterildi. Rapora göre konut stoku o kadar arttı ki, bitmiş olan evlerin satılması bile sekiz yılı bulacak. Üstelik inşaatı hâlâ süren yüz binlerce ev daha var.

Fakat Wuhan'ın 54 yaşındaki Komünist Parti sekreteri Ruan Chengfa eleştirilerden yılmıyor. Şubat ayında yaptığı bir açıklamada, "İnşaatları hızlandırmazsak Wuhan'daki sorunların çoğu çözülmeyecektir" diyordu. Harvard Üniversitesi'nden iktisat profesörü Kenneth S. Rogoff ise Çin'in emlak balonu ve borcunun on yıl içinde bir durgunluğa neden olabileceğini ve dünyada büyümeyi boğabileceğini tahmin ediyor. Rogoff, "Ekonomistler büyük rezervleri ve tasarrufları olduğunu, çalışkan insanlar olduklarını söylüyor. Ama bu saflık. Bu kadar büyük engelleri hep aşamazsınız" diyor.