Amerika genelinde çok sayıda mimarlık firması,
Çin'deki yaptıkları iş sayısında yaşanan şaşırtıcı patlamadan
yararlanıyor. Çin'deki işler, bitkin ABD ekonomisinin bıraktığı boşluğu
doldurmaya yardım ediyor. Ancak mimarlara göre daha da çekici olan şey, Çinli
müteahhitlerin ve hatta kamu kurumlarının, ABD'deki muadillerine göre daha iyi
müşteriler olduğunun anlaşılması. Mimarlar, Çinlilerin daha hırslı, maceracı ve
dahası, planları gerçekleştirecek harcamayı yapmaya istekli olduğunu söylüyor.
Şanghay'ın bir banliyösündeki Zhongkai Sheshan Villa
projesi, Çin'deki bazı mimari kontratların nasıl yürütüldüğüne dair
fikir veriyor. Projenin müteahhidi Şanghay ZK Gayrimenkul
Şirketi'nin danışmanı Wang Qian, 2003'te California
Palm Springs, Los Angeles ve Toronto'daki lüks yerleşimleri gezdikten sonra,
evlerin tasarımı için Kuzey Amerikalı mimarları seçmiş. Wang, "Çinli mimarların
bunu yapıp yapamayacağını bilmiyorum. Belki yapabilirler ama ben bu riski almak
istemedim" diyor.
Seattle'daki 17 kişinin çalıştığı mimarlık firmasından
mimar Stuart Silk, villaların dokuzu için sipariş almış. Bu
evlerin 7,5 ile 15 milyon dolar arasındaki fiyatları, dudak uçuklatıcı. Silk'e
fark yaratan planlar çizmesi söylenmiş ama üslup konusunda bir öneri sunulmamış.
Belli bir bütçe de yokmuş. Meslek yaşamında ilk kez, boş tuvale bakan bir
sanatçı konumuna düşen Silk, "Bu durum, beynimin daha önce pek kullanmadığım bir
kısmını geliştirdi" diyor. Ancak planları geliştirirken istekler gelmeye
başlamış. Örneğin Silk, geleneksel Çin Feng Shui ilkelerinde iyi talihin
merdivenlerden yuvarlanıp kapıdan dışarı çıkmaması için ön kapının merdiven
dibinde olamayacağını öğrenince şaşırmış. Yine de, Çin'deki işlerden "gerçek
anlamda kazançlı" çıkmış.
New York'taki Steven Holl
Mimarlık'ın büyük ortağı Chris McVoy, Çinli bir
müteahhidin Pekin'deki çok katlı konut projesine yönelik fikir geliştirmesi için
üç ay süre tanıdığını söylüyor. Holl'un şehirciliğe dair fikirlerini projeye
katan şirket, jeotermal enerjiden yararlanmış ve Çin'in iç karartıcı Sovyet
tarzı yüksek binalarında gördüğü bütün yanlışlıkları düzeltmiş. McVoy, "Bize
'Çok uçuksunuz, bu işi unutun' diyeceklerini düşündük. Yaklaşık 20 kişilik bir
gruba sunum yaptık. Tabii, sunum bitince hepsi ilk sözü başkana bıraktı. Başkan,
'Herkes bina yapabilir, ama mimaride zarafeti çok az kişi yakalayabilir' dedi"
diye anlatıyor. Gerçekleştirilen proje, Çin'in güneyindeki Şenzen'de faaliyet
gösteren büyük müteahhitlik firması China Vanke'nin genel
merkezi gibi çok daha yenilikçi çalışmalara zemin hazırlamış. Yükseliği Empire
State Binası'na eşit bu binanın altında bir şehir parkı yapmak amacıyla, beş kat
yüksekliğinde ayaklar yerleştirilmiş. Şirket Orta Çin'de, 'Dilimlenmiş
Boşluk Bloğu' adını verdiği ve içine güneş ışığı alması için çentikli
geçitlerin açıldığı binayı da tasarlamış. "Amerikalı bir müteahhit böyle işler
yapmamıza asla izin vermezdi" diyen McVoy Amerikan zihniyetini, "Daha önce
yapılmamış bir şeyi yapmamalısınız. Akıldaki tek konu, risk. Çinlilerde bir tür
korkusuzluk var" diye tarif ediyor. McVoy, "Maddiyatçı olmayan fikirleri,
tarihle ve kültürle kurulan bağlantıları ve özellikle anlam arayışını takdir
ediyorlar" diyor.
Mimarlar böyle müşterileri sever. 25 çalışanı olan San
Francisco merkezli Heller Manus Mimarlık şirketinin şu anki
işlerinin üçte ikisi Çin'de. Şirketin Amerika Mimarlar
Enstitüsü başkanlığını yürüten ortağı Clark Manus'ın
bu konuda bir teorisi var. Manus, "ABD'de siyasi elit, çoğunlukla avukatlardan
oluşur. Çin'de ise en üst düzey yetkililer genelde mühendis. Bunlar bir sorunla
karşılaşınca, çözüm için para ve emek harcar" diyor. Yukarıdan aşağıya işleyen
kararlı bir sistem, insanlar istese de istemese de projeleri mutlaka
gerçekleştiriyor.
Kalkınma daha şimdiden Çin'in tarihi mimari dokusunun
çoğunu yok etti. McVoy kendi şirketinin, tarihi değeri olan
binaların yıkılmasını gerektiren bir projeye "ciddi kuşkuyla" yaklaşacağını
söylüyor. Çin'de daimi ofis açan Chicagolu Goettsch Partners
şirketinin Asya operasyonlarını Şanghay doğumlu genç ortak James
Zheng yönetiyor. Zheng, zamanının yüzde 60'ını Çin'de geçirdiğini
belirtiyor. Heller Manus'tan Jeffrey Heller'ın
dediği gibi, "Her şey kurduğunuz ilişkilere bağlı". Çin'de büyük ölçekli ticari
projeleri yürütecek yerli mimar sıkıntısı çekildiğini söyleyen Zheng, büyük
projeleri gerçekleştirecek yeterli tecrübeye her müteahhidin sahip olmadığını da
ekleyerek, "İnşaata dair hiçbir şey bilmeyen müşterilerden kaçarsınız çünkü size
saygı duymaz ve iş sırasında değişiklikler yapar" diyor. Bu da, mimarların
ABD'li müşterilerle ilgili şikâyetlerine çok benziyor.