Çin Karamsarlığı Artıyor



Pazartesi günü sabah saatlerinde görülen Çin borsasında yüzde 8,5 düşüşten, Japon borsasında yüzde 4,5 düşüşten, petrolün 40 doların altına inmesinden ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde yüzde 2’nin altına gerilemesinden gelişmekte olan ülke piyasaları da nasibini aldı, karamsarlık arttı. Birgün Gazetesi'nin değerlendirmelerine göre, Türkiye gibi ülkeler, Çin’in para birimi Yuan’ı 11 Ağustos’ta beklenmedik bir şekilde devalüe etmesi ile tetiklenen küresel satış dalgasından olumsuz etkileniyor. Bu haftanın ilk işlem günü, uluslararası piyasalardaki sert düşüşler nedeniyle “Kara Pazartesi” olarak adlandırırlırken piyasalardan çıkışlar yatırımcının panik durumuna geçmesi ile arttı. Uzmanlar, artan risk algısının gelişmekte olan ülkeler için olumsuz olduğunu, öte yandan yükselen kurun Türkiye için büyüme, enflasyon ve özel sektörün borcu açısından riskleri artırdığını dile getirdi. Türkiye’nin, siyasi ve jeopolitik risklerinin arttığı bir dönemde bunların yaşanmasının ekstra negatif bir durum olduğu, panik yaşandığı ve pozisyonların kapatılmasının bu panik havayı desteklediği belirtiliyor.

Uzmanlar, Dolar/TL’den çok döviz sepetine bakmak gerektiğini, Avro/Dolar paritesindeki yükseliş nedeniyle Dolar/TL’de daha sınırlı primler görülürken sepette daha hızlı artış olduğuna işaret ediyorlar. Yükselen kur, büyüme, enflasyon ve özel sektörün borcu açısından riskleri daha da artırırken Türkiye ekonomisi ise ilgili beklentilerde kötüleşmeyi de beraberinde getireceği değerlendirmesi ağırlık taşıyor.

Reklam Goruntulenme Bolumu


Piyasa aynı anda Çin tarafındaki yavaşlamayı, düşen emtia fiyatlarının etkisini ve ABD’nin faiz artırımındaki zamanlamayı fiyatlandırmaya çalışıyor. Gelişen piyasalar icin büyük bir fırtına. Türkiye, Brezilya ve Malezya gibi ülkelerdeki siyasi belirsizlikler de eklenince, bu piyasalar için şu aşamada olumlu olmak zor yorumu da ağırlık taşıyor ve Çin’den bir genişleme adımı gelmeden piyasalardaki tansiyonun dinmeyebileceği ifade ediliyor.

Fed faiz olasılığının ötelenmesi ve yeni Çin genişleme adımı olmadan piyasalarda bu tansiyonun dinmeyeceğinin, kısa vadede doların 2,88 TL’nin altına inmeyeceği bildiriliyor. Ancak bunun zıt tarafında da Dolar/TL tarafında iç siyasi bir kriz olmadıkça dış 2,97’nin üzerine çıkılmayacağı bildiriliyor.

"İstikrar için herşey yapılacak"

Çin borsasında yaşanan sert satış dalgasının Avrupa piyasalarını da sarsmasının ardından Almanya Şansölyesi Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’den değerlendirme geldi. Çin’in Avrupa Birliği için önemli bir ticaret ortağı olduğunu belirten Merkel, “Çin ekonomiyi istikrarlı hale getirmek için yapabileceği her şeyi yapacak” dedi. Merkel ile görüşen Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande de Çin’in çalkantı havasına bir çözüm bulacağını bildirdi. Çin piyasalarındaki sarsıntı ile ilgili bir bilgilendirme de Beyaz Saray’dan geldi. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, Amerikan Hazine yetkililerinin piyasaları yakından izlediğini ve Çinli meslektaşları ile temasta olduğunu bildirdi.

“Fed, faizi 2016’ya öteleyecek”

Çin’de yaşanan finansal şokun tüm dünyayı sarsması üzerine Fed’in eylülde yapması beklenen faiz artış kararına ilişkin beklentiler zayıflıyor. Barclays Capital ekonomistleri, Fed için faiz artış beklentisi Eylül 2015’den Mart 2016’ya öteledi. Bloomberg’deki habere göre banka ekonomistleri, “ABD’de ekonomik aktivitenin sağlam olduğunu görmeye devam etmemize rağmen Fed’in bu korku ortamında piyasaları daha da istikrarsız hale getirebilecek bir faiz artışına başlamasını olası bulmuyoruz” değerlendirmesi yaptı. Pimco’nun eski CEO’su Muhammed El-Erian ise “Volatilite, eylülde faiz artış ihtimalini azaltıyor, faiz artışı için aralık hala bir olasılık olarak görünüyor” dedi. ABD’de vadeli işlemcileri de Fed’in faiz artırımını erteleyeceğini fiyatlamaya başladı. Ağustos’un 7’sinde faiz artırımın eylülde başlayacak olması yüzde 54 ihtimalle fiyatlanırken, pazartesi günü bu oran yüzde 22’ye geriledi.

Faiz kararı öncesi 5 önemli veri

Çin’in yuanı 11 Ağustos’ta devalüe etmesi üzerine 16-17 Eylül’deki toplantısında faiz konusunda nasıl bir adım atacağı merakla beklenen ABD Merkez Bankası Fed’in önünde toplantı öncesi 5 önemli ekonomik veri bulunuyor. 28 Ağustos ve 11 Eylül’de açıklanacak olan tüketici güveni seviyesi, hane halkının piyasadaki volatilite ve yurtdışındaki zayıflıktan olumsuz etkilenip etkilenmediğine dair değerlendirme yapılmasını sağlayacak. 4 Eylül’de ise tarım dışı istihdam ve işsizlik oranı açıklanacak.15 Eylül’de açıklanacak perakende satışlar verisi ile 16 Eylül’de açıklanacak tüketici fiyat endeksi de Fed’in faiz kararında etkili olacak.