Dünyanın çeşitli ülkelerine yapı malzemesi ihracatı gerçekleştiren Türkiye’nin, kuvars esaslı kompoze taş üretimini yapan ilk ve tek firması Çimstone’un geçen yılki ihracatını yüzde 67 arttırdığı bildirildi.
Çimstone Murahhas Azası Bülent Akgerman yaptığı açıklamada, şirket olarak yapı malzemelerinin önde gelen kuruluşları arasında yer aldıklarını söyledi. Toplam üretimlerinin yüzde 80’ini, başta Çin, ABD, Fransa, Almanya, Yunanistan, İngiltere, Dubai ve Türk Cumhuriyetleri olmak üzere 17 ülkeye ihraç ettiklerini belirten Akgerman, geçen yılı ihracatta yüzde 67, istihdamda ise yüzde 15 büyüme ile kapattıklarını, uluslararası arenada rekabet yaratan ve dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerleyen bir kuruluş olduklarını ifade etti.
Akgerman, geçen yıl 15 milyon dolarlık yeni fabrika yatırımını tamamladıklarını, bu yatırım ile bir yandan istihdam yaratırken, diğer yandan da mutfak ve banyo sektörüne 305’e 140 santimetre ebatlı, kuvars esaslı banko ve tezgahlar sunma hazırlığına başladıklarını bildirdi. Akgerman, firma olarak 2005’e artan üretim kapasitesi, yeni ürün yelpazesi ile girdiklerini belirterek, bünyesinde yüzde 95 oranında yeryüzünün en sert mineral taşlarından kuvarsı içeren ve şirketle aynı adı taşıyan Çimstone’un, sektöründe hijyen raporuna sahip tek kaplama malzemesi olduğunu kaydetti.
MORTGAGE SİSTEMİ
1999 yılında yaşanan deprem felaketinden sonra suni olarak soluklanan inşaat sektörünün, 1994 krizinden geçtiğimiz yıla kadar çok ciddi kan kaybettiğini ifade eden Akgerman, şunları söyledi: “Her ne kadar GSMH içinde payı yüzde 5 gibi düşük oran gözükse de dolaylı olarak yaklaşık 150 sektör ve alt sektör ile etkileşim sağladığından, inşaat sektörü ülkemizin lokomotif sektörlerindendir. Diğer yandan, inşaat malzemelerinin 3 milyar dolarlık, müteahhitlik sektörünün ise yaklaşık 5 milyar dolarlık hizmet ihracı potansiyeli mevcuttur.
Nominal faiz oranlarındaki düşüş ve dolayısıyla konut kredilerindeki belirgin artış ile inşaat sektörü 2004 yılında sınırlı bir toparlanma sergilediyse de, sonucun yeterli olmadığı açıktır. Türkiye’de toplam inşaat yatırımları içinde kamu yatırımlarının ağırlıklı bir yer tutmasının önüne geçmek için bir an önce ipoteğe dayalı finansman (mortgage) sisteminin işlerlik kazanması gerekiyor. Ekonomide istikrarın yakalanmış olması ve ufukta görebildiğimiz sürdürülebilir büyüme bize, inşaat sektörü için 2005’in bir silkinme yılı olacağını göstermektedir.”