Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği organizasyonu ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı iş birliği ile düzenlenen 7. İstanbul Karbon E-Zirvesi dijital ortamda gerçekleşti. “İklim Dirençli Türkiye İçin Yeşil Toparlanma Atık ve Enerji Yönetiminin Rolü” temasıyla düzenlenen etkinlik, İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu moderasyonunda yapıldı.
TÜRKÇİMENTO'nun Altın Sponsor olduğu etkinlikte, “Karbon Yönetimi ve Endüstri” oturumunda konuşan TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, sürdürülebilirlik çerçevesindeki çalışmalara öncü olma hedefiyle Avrupa Birliği (AB) iklim ve çevre politikalarını, Türkiye çimento sektörünün uyum sürecini de yakından takip ettiklerini söyledi.
Bozay, sektörde enerji verimliliği yatırımları, biyokütle kullanımı, atık ısıdan elektrik üretimi, katkılı çimento üretimi konularında büyük yatırımlar yapıldığını söyledi. Çimento sektörünün Türkiye’de yürürlükte bulunan karbon emisyon mevzuatına tam uyum sağladığını belirten Bozay, konuşmasına şöyle devam etti:
“Enerji verimliliği konusunda sektörümüzdeki diğer önemli konu da atık ısı geri kazanımıdır. Çimento üretim süreçlerinde oluşan ve fabrika ana bacasından atmosfere atılan sıcak gazların enerjisi, atık ısı geri kazanımı tesisleri sayesinde elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Hali hazırda 16 fabrikadaki 25 hatta 141,5 MW elektrik enerjisi üretiliyor. Bu sayede yaklaşık 500 bin konutun günlük tüketimine denk gelen elektrik ihtiyacını, sadece üretim işleminden çıkan atık ısı ile karşılıyoruz. Bir bu kadar daha yatırım yapma potansiyelimiz var. Türk çimento sektörü 2020 yılında yaklaşık 1,2 milyon ton atıktan toplam enerjisinin yüzde 8,5’ini üretti ve yaklaşık 500 bin ton ithal petrokok tasarrufu sağladı. Avrupa Birliği’nde yüzde 46 olan atıktan enerji üretim oranına ülkemizin de ulaşması ile karbon emisyonlarımızı daha da düşürmek mümkün olacaktır.”
Çimento sektörünün ömrünü tamamlamış lastikleri fosil yakıt yerine alternatif yakıt olarak kullandığını belirten Volkan Bozay, “Bu lastiklerin içerdiği biyokütle sayesinde sera gazı azaltımı gerçekleştiriyoruz. Son 5 yılda ömrünü tamamlamış lastik kullanımı ile 865 bin ton karbondioksitin atmosfere salımını engelledik.” dedi.
Paris Anlaşması, Emisyon Ticaret Sistemi’ni hızlandıracak
Paris Anlaşması konusundaki son gelişmelere de değinen Bozay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Paris Anlaşması'nı önümüzdeki ay onaylama kararını hatırlatarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2021 yılında yayınlanan İklim Değişikliği ile Mücadele Sonuç Bildirgesi ile temiz üretim teknolojilerine yatırım yapan tesisleri ödüllendiren Emisyon Ticaret Sisteminin hayata geçirileceğini açıkladı. Paris Anlaşması’na taraf olunmasıyla bu sürecin hız kazanacağını düşünüyoruz. Taslak sınırda karbon düzenlemesi mekanizması metnindeki muafiyet maddesi ile ülkemizde ulusal emisyon ticaret sistemi kurulmasına ilişkin değerlendirmeler yeni bir boyut kazandı. AB’ye tam uyumlu ulusal ETS ile AB’ye ödenecek sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasından muaf olmak ve bu bedeli yurtiçinde değerlendirmek seçeneği de kamunun gündeminde. AB’ye tam uyumlu emisyon ticaret sisteminde, AB’ye ihraç edilmeyen üretimin de AB’deki gibi yaklaşık 50-60 Euro/ton CO2 bedel ile fiyatlandırılması söz konusu olacak. Bizim gibi enerji yoğun sektörlere ve paydaşlarımıza etkileri çok dikkatlice değerlendirilmeli.”
Ulusal emisyon ticaret sistemi ve sınırda karbon düzenlemesinin farklı olasılıkların çimento sektörüne ekonomik yükü üzerine modeller oluşturduklarını söyleyen Volkan Bozay, bu konudaki çalışmaların en kısa sürede tamamlanacağını belirtti.
Bozay, TÜRKÇİMENTO’nun 2020 yılı sonunda başlattığı “Türk Çimento Sektörü Karbon Yol Haritası” projesi ile neredeyse tüm çimento fabrikalarının sera gazı salım verilerini inceleyerek, sektör için yol haritası oluşturacağını da sözlerine ekledi.