"Çılgın Projeler Çılgın Değil, Açgözlü Projeler"



Hürriyet'in haberine göre, New York Times'ın "Bu yarış İstanbul Belediye Başkanlığı'ndan çok daha fazlası için" başlıklı haberinde, 17 Aralık'tan bu yana devam eden rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun Mart 2014'te yapılacak yerel seçimlerin sonuçlarına olası etkileri değerlendiriliyor.

Gazeteye konuşan hırdavatçı Engin Bayrak geçtiğimiz onyılda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti etkisiyle İstanbul'da yaşayanların hayatlarında önemli iyileşmeler olduğunu belirterek, "Temiz su, kesilmeyen elektrik - bunlar bugün hayatımızın bir parçası ama eskiden bunlar yoktu" diyor.

'Bizim toprağımızda bizim iznimiz olmadan...'

Ancak Bayrak'a göre yolsuzluk skandalı İstanbul'daki istikrarlı büyümenin karanlık yüzünü ortaya çıkardı. Bu nedenle Bayrak artık seçimlerde ne Erdoğan'ı ne de partisini destekleyeceğini belirtiyor ve ekliyor: "Ardından yaşananlar bu şehri yıktı. Çılgın projeler çılgın değil, açgözlü projeler. Bize birkaç kolaylık sağlandı, hükümet ve Erdoğan ise zengin oldu. Bizim toprağımızda bizim iznimiz olmadan bir imparatorluk inşa ettiler.

New York Times muhabiri Tim Arango, Bayrak'ın yorumlarının çoğunluğunun görüşünü yansıtmıyor olma ihtimaline vurgu yaparak şu yorumu ekliyor: "Şimdilik hala yolsuzluk iddialarını göz ardı etmeye hevesli çok sayıda dindar muhafazakâr seçmen var. Ancak yorumlar İstanbul'un sakinleri nezdinde AK Parti iktidarıyla ilgili gittikçe artan rahatsızlığı yansıtıyor. Erdoğan'ın rakipleri seçim zamanı geldiğinde bu rahatsızlığın sandığa yansıyacağını ümit ediyor."

Sarıgül Başkan olabilecek mi?

Haberde söz konusu umutların CHP'nin adayı Mustafa Sarıgül'e bağlandığı da belirtilmiş. Arango, Sarıgül'ü, ABD'li okura "İstanbul'un Manhattan'ı" denilen Şişli'nin belediye başkanı olarak tanıtmış.

New York Times'a konuşan Sarıgül, İstanbul'un önemine dikkat çekerek, "Birinci hedefimiz İstanbul. Şu an sadece İstanbul'u konuşuyoruz" diyor. Hâlihazırdaki koşullar için "Ne yazık ki İstanbul'u Belediye Başkanı yönetmiyor, Başbakan yönetiyor" diyen Sarıgül'ün vaadi bu durumu değiştirmek. Eğer kendisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olursa, "İstanbul halkı İstanbul'u yönetecek. Şehir artık Ankara'dan yönetiliyor olmayacak."

Beşiktaş'ta yaşayan ve bir meşrubat şirketinde çalışan Zehra Hocaoğlu için Sarıgül doğru aday: "Biz laik bir ülkede yaşıyoruz. Bu şekilde yaşamak istiyoruz. Ben Sarıgül'e oy vereceğim." Ancak İngilizce öğretmeni Sevim Ergun, AK Parti'nin iktidarının devamını destekliyor: "Eskiden derslere girmek için başörtümü çıkarmak zorunda kalırdım. Ama bu yıl başörtümü çıkarmadan sınıfa girebildim."

'İstanbul da kimmiş?'

New York Times bu tartışmaları sayfalarına taşırken Washington Post, Anadolu'nun içlerine ilerlemiş. Seyahat sayfalarında yer alan haberin başlığı: "İstanbul da kimmiş? Bütün olay Ankara'da..."

Muhabir Andrea Sachs, mobilya ve mefruşat işleriyle uğraşan Ahmet Geyikoğlu ile iki gün geçirdikten sonra şu yorumu yapıyor: "İstanbul'daki ve Türkiye'nin diğer yerlerindeki, ticaret adabını pek bilmiyorum ama bana sorarsanız Ahmet, işini Ankara modeli yürütüyor."

Sachs'ın bu ifadeyle kastı Ankara'da işlerin İstanbul'dakine kıyasla daha gürültüsüz, daha sakin, daha samimi ve daha yavaş ilerliyor olması. Onun bu gözlemi sık sık Türkiye'ye gelen ABD'li mühendis Paul'ün sözleriyle de destekleniyor: "Ankara İstanbul'un daha ufağı ve yavaşı gibi. İstanbul'daki kadar turist yok, satıcılar da daha az ısrarcı."

'Ankara no problem, İstanbul herşey problem'

Aslına bakılırsa Sachs'a göre Ankaralılar şehirlerine turist gelmemesini doğal karşılıyor. Zira bir kuyumcu kendisine, "Öğrenci misiniz yoksa büyükelçiliklerde mi çalışıyorsunuz?" diye sormuş, "Turistim" cevabını aldığında ise çok şaşırmış. Sachs, Ankara'nın kız kardeşi İstanbul'u biraz kıskandığını da düşünüyor. Ancak Ankaralılar hayatın şehirlerinde çok daha kolay olmasının memnuniyetini de yaşıyor. Bir kent sakinin kırık İngilizcesiyle dediği gibi: "Ankara'da iş no problem, otobüs no problem, taksi no problem. İstanbul'da her şey problem..." Sachs Ankara'yı karış karış gezmiş, Anıtkabir'den Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne, Kuğulu Park'a uzun uzun anlatıyor.

Kuğulu Park'a gideceği günün gecesinde Paul, "Neden oraya gitmek istiyorsun?" diye sormuş. Sachs ise cevabı Paul yerine okuyucuya veriyor: "Bir zamanlar iyi bir cevabım vardı ama artık yok. Ankara'nın gerçek ruhunu bir halı satıcısının tıkış tıkış dükkanında keşfettim. Şimdi tek ihtiyacım olan Ahmet'i bana bir şey satmaya ikna etmek."