Ulaştırma Bakanı Mehmet Habib Soluk, ''Kanal İstanbul Projesi''nden çıkan hafriyatın bir kısmının üçüncü havaalanının alt dolgularında kullanılacağını, bir kısmıyla Marmara Denizi'nde yapay bir ada oluşturulacağını ve bu adanın mesire amaçlı kullanılmasının düşünüldüğünü bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kısa süre önce tanıttığı ''Çılgın Proje Kanal İstanbul''un Ulaştırma Bakanlığınca hayata geçirileceğini belirten Soluk, projenin İstanbul'a büyük bir rahatlık kazandıracağını, Boğaz'ın her iki yanındaki yerleşim yerlerinin güvenliğine katkı sağlayacağını söyledi. Radikal Gazetesi'nin 05 Mayıs tarihli haberine göre Soluk, Boğaz'da 12-13 yerde 80-85 dereceye varan dönüş noktalarının gemileri zorladığını, ayrıca alt ve üst ters akıntılar bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''İstanbul açısından Kanal İstanbul mükemmellik arz ediyor. Boğaz'daki kadar keskin dönüşleri olmayan yeni yapay bir kanal olacak. Diğer taraftan Karadeniz ile Marmara arasında İstanbul Boğazına alternatif yeni bir su geçiş yolumuz mevcut olacak. Ayrıca Marmara'nın Bakırköy açıklarında otoparka dönüşmesi ve gemilerin gece bastıkları sintine suları ortadan kalkacak. Böylece kıyılarımız temiz kalacak. 'Altın frank' uygulaması boğazlardan geçişi düzenleyen Montrö Anlaşması'nın Türkiye'ye sağladığı haklardan biri. Bu uygulama zamanla 1980'lerden beri indirimli olarak yapılıyor. Elbette ücret açısından yeni düzenlemeler gündeme gelebilir.''
Kanal'dan çıkacak malzemeyle Marmara'nın içerisine büyük bir ada kurulacağını, bir kısım hafriyatın da Karadeniz'de özellikle kömür ocaklarının hoyrat görünüşlerinin yok edilmesi, yeşillendirilmesi, çevrenin düzenlenmesi için kullanılacağını bildiren Soluk, ''Proje'den çıkan hafriyatın bir kısmı, yapılması planlanan havaalanının alt dolgularında kullanılacak, bir kısmıyla da Marmara Denizinde yapay bir ada oluşturulacak. Bu adanın mesire amaçlı kullanılması düşünülüyor. İki ayrı dolgu yeri oluşturulmasının amacı da bunun nakliye maliyetinin azaltılması içindir. Bu uzunlukta bir kanaldan çıkan malzemeyi en yakın kısımdaki denize nakil ederek masrafı azaltacağız. İstanbul'da en az 60 milyon yıllık yolcu kapasiteli bir havalimanı düşünüyoruz. Bu tesisin 80-100 milyon kapasitede projelendirilmesi için etüt yapıyoruz'' diye konuştu.
''Kamu ortaklığı yatırımcıya güvence''
Ulaştırma Bakanı Soluk, proje fikrini kimin geliştirdiğine ilişkin çeşitli değerlendirmelerde bulunulduğunu anımsatarak, ''Şu andaki güzergah üzerinde bu tür bir proje hayata geçirilmesi fikri, Sayın Başbakan'a aittir'' dedi. Bu projenin 8-10 sene sürecek yapımı sırasında 150-200 bin insanın istihdam edileceğini ifade eden Soluk, projenin Yap-İşlet-Devret modeliyle hayata geçeceği düşünüldüğünde büyük bir dış kredinin Türk ekonomisine gireceğini kaydetti.
Kanal İstanbul'un büyük önem taşıdığını dile getiren Soluk, ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti günü kurtarma yatırımları değil, nesilleri kurtarma yatırımları yapıyor ve yapmaya da devam edecek'' ifadelerini kullandı. Soluk, projenin Ulaştırma Bakanlığının bünyesinde yer alan Demiryollar, Limanlar ve Havameydanları (DLH) İnşaatı Genel Müdürlüğünce hayata geçirileceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''YİD ihalesi Bakanlığımızca yapılacak. Yasaların müsaade ettiği ölçüde devlet olarak belirli bir yüzdeyle, küçük bir oranla bu yapımda ortak olarak yer alabiliriz. Bunun örnekleri var. Eskişehir'de TÜLOMSAŞ ile Korelilerle yaptığımız EUROTEM işbirliği, Sivas'ta Almanlarla ortak travers fabrikası gibi. Buralarda TCDD'nin yüzde 15 ortaklıkları var. Projede kamunun yer almasının tek önemli noktası yatırımcıya bir güvencedir.''
Projeyle şu anda ilgilenen girişimcilerin olup olmadığı yönündeki soru üzerine Soluk, projenin yapım ihalesine çıktıklarında uluslararası firmaların teklif vermesini beklediklerini söyledi.
Projenin maliyetini yüzde 20'ye yakın bir yanılma payı ile belirlediklerini anlatan Soluk, ''Şu anda bir açıklama yapmak için erken. Sondaj ve uygulama projelerinin sonucunda ortaya çıkacak bir rakamdır. Ancak ihaleye çıkıldığında tahminlerin üstünde konsorsiyumların, yüklenicinin hücum ettiğini göreceğiz. Uluslararası her şirket böyle bir iş bitirmenin portföylerinde ve kataloglarında yer alması için can atacak; çünkü bu iş asırlarca yaşayacak'' dedi. Kanal'ın çevresinde oluşacak imar durumuna göre karayolu ve demiryolu yapılabileceğini ifade eden Soluk, projenin hayata geçirilmesi planlanan güzergahta yeşil alanlara zarar verilmemesi için önem gösterileceğini söyledi.
Etüt ve uygulama projesi çalışmalarının sürdürüldüğünü bildiren Soluk, bunların 600-700 gün içerisinde hazırlanabileceğini kaydetti. ''Allah ömür verirse, tüm vatandaşlarımızla birlikte bu projenin kısa zamanda hayata geçirildiğini göreceğiz '' diyen Soluk, bu projeye katkı sağlamaktan duyacağı memnuniyeti dile getirdi.