Radikal'den İdris Emen'in haberine göre, Artvin’in Arhavi ilçesinde şehir merkezine yapılan ve 'Çılgın' olarak anılan Kavak Hidroelektrik Santrali (HES) için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çevresel etki değerlendirme (ÇED) olumlu kararı verilmişti. ÇED olumlu kararı hazırlanırken Kapistre deresindeki canlılar için hayati öneme sahip olan ‘can suyu’ ölçümünün yanlış yapıldığını ve HES’in faaliyete girmesi durumunda Kapistre deresinin tamamen kuruyacağını savunan bölge halkı, ÇED olumlu kararının iptal edilmesi için Rize İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme bilirkişiden can suyu ile ilgili inceleme istedi. HES için inceleme yapan bilirkişi heyeti hazırladığı raporu mahkemeye sundu.
Çılgın HES'e yeni ÇED
Bilirkişi incelemesini dikkate alan Rize İdare Mahkemesi, ÇED’le ilgili Ağustos 2014 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı aldı. 18 Eylül 2014 tarihinde ise mahkeme ÇED’i iptal etti. Mahkeme kararında iptal gerekçesini ise şöyle belirtildi: "Dava dosyasındaki mevcut bilgi ve belgelerle, bilirkişi raporlarında yapılan tespitlerden hareketle mahkememizce anılan projeye ilişkin müdahil şirket tarafından hazırlanan ÇED raporu hakkında, yukarıda saptamada bulunulan hususlar açısından raporun yetersiz olduğu ve eksiklikleri bulunduğu sonucuna varıldığından bu rapora istinaden verilen dava konusu ÇED olumlu kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır."
Kavak HES projesi için daha önce hazırlanan ÇED olumlu kararının Rize İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesi üzerine Kavak HES projesi için yeni bir ÇED olumlu kararı alındı.
İlk ÇED neden iptal edildi?
Bilirkişi incelemesini dikkate alan Rize İdare Mahkemesi Kavak HES projesi için verilen ilk ÇED olumlu kararını iptal etme gerekçesini şöyle sıralamıştı:
1) Kümülatif etki değerlendirme raporunun Türkiye ’deki Hidroelektrik Santralleri için Örnek Kümülatif Çevresel Etki Değerlendirmesi Kılavuzu formatına ve içeriğine uygun olarak hazırlanmadığı konusunda bilirkişilerce ek bilirkişi raporunda tespitte bulunulmuştur.
2) İkinci husus, can suyunun hesabı konusunda dava konusu proje sahibi müdahil şirket tarafından yapılan çalışmanın yetersizliğidir.
3) Proje kapsamında iletim tüneli inşası sırasında yeraltında patlatma yapılacak olup bu patlatmalarla ilgili ÇED raporunda herhangi bir hesaplama yapılmaması bir eksikliktir.
4) Dördüncü husus, ‘ÇED raporunda belirlenmesi gereken patlatma konusundaki detayların yerbilimi açısından değerlendirilmesinin yapılmamasıdır.
5) Pasa depolama alanı olarak seçilen yerler Topografik açıdan uygun olmadığı gibi bu amaçla seçilen yerlerde dik şevli depolama yapılarak gerekli hacim oluşturulsa bile ortaya çıkacak nihai görüntü peyzaj açısından sıkıntılı olacaktır.
6) ÇED raporunda kesilecek ağaç sayısının sayısal olarak verilmemesi ve çevresel etkilerinin değerlendirilmemesi, ayrıca bunların olumsuz çevresel etkileri olacaksa bu etkilerin giderilmesine yönelik tedbirlerden söz edilmemesi, proje alanında peyzaj ögeleri yaratmak veya diğer amaçlarla yapılacak saha düzenlemelerinin ne kadar alanda, nasıl yapılacağı, bunun için seçilecek bitki ve ağaç türleri detaylı olarak yer almaması ÇED raporunun eksik diğer yönüdür.
7) ‘Müdahil şirketin keşif tarihinden sonra 10.02.2014 tarihli yazısı ekindeki ÇED raporundaki değişikliklere ilişkin gerekçe raporuna bakıldığında kurulu gücün düşürüldüğü, santral binası, cebri boru hattı, yükleme havuzu ile regülatörlerin yerlerinde değişiklik yapıldığı, kuyruk suyu kanal uzunluğunun kısaltıldığı görülmekte olup, bu tür kapsamlı değişikliklerin dava konusu ÇED Olumlu kararına olan etkilerinin yine ‘Kapsam Belirleme ve inceleme Değerlendirme Komisyonu’nca değerlendirilmesi gerekmektedir.’